Yaşlılıkta zekâ ve hafıza kaybına uğramak, eskiden olduğu gibi insanın bugün de dikkate alması gereken risklerinden biridir. Ancak her yaşlı zekâ ve hafıza kaybına uğramaz. Beyni, işleyen demir paslanmaz misali, ihmal etmez, ona sürekli idman yaptırırsak, yaşlandığımız zaman zekâ ve hafıza yeteneklerimizi koruma şansımız artar. Bu, savunduğum, bilimsel kanıtları da olan, ama garantisi olmayan bir tavsiyedir.
Önümüzde iki seçenek var: Ya beynini devamlı çalıştıracaksın ya da tembelliğe terk edeceksin. Tabii kime sorarsan sor, birinci seçenekte karar kılacaktır. Fakat uygulamaya gelince, bunu yapanların sayısı, yaptığını söyleyenlerden azdır. Tembellik, insanın doğasında vardır ve zaman zaman tembellik yapmak da gerekli olan bir ihtiyaçtır. Fakat aklını rafa kaldırmak, insanın tabiatında kesinlikle yoktur. İnsan, ömür boyu öğrenen bir varlıktır. Ancak öğrenmenin türleri vardır. Yaşam boyu öğrenmeyi sadece günlük yaşamın düzensiz, sistematiği olmayan öğrenme süreci olarak kabul edenlerin, yaşlılıkta zekâ ve hafıza kaybına uğraması, olasılık olarak daha yüksektir. Bu nedenle, öğrenmeyi bir alışkanlık edinin ve sistemli bir şekilde öğrenmeye devam edin.
Bunu yaptıkları halde, istedikleri sonucu alamayan insanlar da vardır. Belki bunlardan biri de siz olacaksınız. Fakat olmamanın yolunu işaret ediyorum ve siz, istisnaları kural zannedip, tembelliği yaşam stiline dönüştürürseniz, o zaman ileride pişman olma ihtimaliniz artacaktır.
Bu açıdan bakıldığında hayatı, ihtimallerden meydana gelen bir süreç olarak kabul edebiliriz. Her gün çeşitli durumlarda çeşitli ihtimallerle karşı karşıya kalıyoruz ve hangisinde karar kılacağımızı düşünüyoruz. Yani ihtimallere “kafa yormak” insan yaşamının bir özelliğidir. Kafa yorunca kafanızın yorulmayacağını dikkate alınız. İdmanlı bir kafa, daha doğrusu onun içindeki idmanlı beyin, kolay kolay yorulmaz.
Dersine çalışmaktan çok, zamanını kahvede okey oynayarak geçiren bir genç, bana okeyin zihnini açtığını, okeyin zekâ ve hafıza yeteneklerini güçlendiren bir oyun olduğunu söylemişti. Okeyin böyle faydaları olmadığını iddia etmeyeceğim, ama okey taşlarını bir tahta parçasına dizip, bunlar için kafa yormak ve bunu bir ömür boyu yapılan iş haline getirmek, gerçekten tavsiye edeceğim bir eylem değildir. Bunun yerine bir gazete, bir dergi, bir kitap okumak, hatta dersine çalışmak, bir öğrencinin sadece bilgisini arttırmaz, aynı zamanda kafasını farklı şeylere yormasını sağlayarak, zekâ ve hafızasını güçlendirmesine, yani idmanlı beyne sahip olmasına katkı sağlar.
Benim kuşağım idmandan çok ezber konusunda ustalaştığı için, beynini yanlış çalıştırmıştır. Yanlış idmanın faydadan çok zararı vardır. Kafanızı çalıştıracaksanız, o zaman beyninizi çalıştırmanın yöntemlerini de doğru uygulamalısınız. Ezbercilikten vazgeçip, düşünmeye ve düşünceden sonuçlar çıkarmaya yönelten bir süreç içerisinde beyninize idman yaptırmalısınız. Bunun kolay olduğunu söylemiyorum. Ama zaten kolay olsaydı herkes yapardı. Eğer herkesten biraz farkınız olmasını istiyorsanız, o zaman beyninize şans tanıyın ve hayatta şansınızı arttırın.