DUAYEN

Enseyi Karartmayalım

Rahmetli sınıf arkadaşım kıymetli ekonomist Güngör Uras; Türkiye’nin ekonomisini halk dili ile eleştirdikten sonra, “Yine de enseyi karartmayın” diye yazısını bitirirdi. Ben de bakıyorum son iki haftadır iç karartıcı yazılar kaleme almışım. Ama yine de enseyi karartmayın.

Türkiye son yüz yıl içinde; Cumhuriyetle birlikte, çok büyük başarılara imza attı.  Çok şükür dünya çapında müzisyenlerimiz, ressamlarımız, heykeltıraşlarımız, mimarlarımız, edebiyatçılarımız ve bilim adamlarımız var. Edebiyat ve tıp olmak üzere iki dalda da Nobel ödülü aldık. İşleyen bir sanayimiz, yedi ilimizde konserler veren çok kaliteli senfoni orkestralarımız, köklü kurumlarımız var. Dünyanın pek çok ülkesinden ileride olduğumuz da muhakkak.

Bütün bunlar yeterli mi? Hayır değil. Biz kıyaslamamızı Avrupa ülkeleri ile yapıyoruz. Öyle de olması gerekir. Nasıl ki insanlar lüks otomobillere konutlara sahip olmakla uygar olmuyorlarsa devletler de Yolla, köprüyle, yüksek yapılarla uygar olmuyor. Weber’ in dediği gibi toplumun çoğunluğu rasyonel düşünmedikçe o topluma rasyonel bir toplum diyemeyiz. Bu başarının altında Cumhuriyetin altyapısı olduğunu unutmayalım. Bütün bu kazanımların, 600 yıllık Osmanlı’da değil de Cumhuriyette gerçekleştiğini ciddi bir şekilde düşünmemiz gerekiyor.

 Bir ülkenin uygar olması için sanatın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştım. Sanatlar içinde Müziğin ayrı bir önemi var. Müzik en soyut ve spontane olan sanattır. Eski zamanlarda müzik ancak bir kere dinlenebilirdi. Notanın icadı ve kaydetme teknolojisinin gelişmesiyle artık bir müzik parçasını defalarca dinleyebiliyoruz. Önceleri sadece zenginlerin dinleyebildiği müzik, bu gün en ücra köşelere kadar girmiş, zengin-fakir her zümreye hitap eder olmuştur. Müziğin diğer bir özelliği de şiirle, dansla (bale), tiyatro ile (Opera)beraber terennüm edilebilmesidir.

Dinleme yoluyla insan ruhuna hitap eden, düşünce ve duyguları yücelten müziğin uygarlaşmanın en önemli bir unsuru olduğunu unutmayalım.

Yazımı değerli hocam Doğan Kuban’ın bir sözü ile bitiriyorum: “Müziksiz uygarlık yok….”

 

Not: Cumartesi akşamı TRT2; Aspendos antik tiyatrosundan naklen, 7 tenor eşliğinde Antalya Opera ve Bale Orkestrasının yabancı misyon mensuplarına verdiği konseri yayınladı. Unutamayacağımız muhteşem bir konser oldu. O ne güzel müzik o ne güzel seslerdi. Kendinizi; operanın beşiği olan, İtalya’nın bir kentinde sanırdınız. Türkiye kaliteli bir müzik ülkesi görünümündeydi. Gazetelerde ise Ayasofya’da namaz, bankalarda faizsiz İslami ekonomi manşetteydi. Gerçekten kaç Türkiye yaşıyoruz bu ülkede?

 

Yayın Tarihi
22.06.2020
Bu makale 1200 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!