Bu günkü yazıma; geçen günlerde kaybettiğimiz, bir araştırma ve bilim adamı olan Mehmet Genç’e Allahtan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Kendisiyle; seneler önce, Ahi Evren Haftası dolayısıyla İstanbul’da yapılan bir konferansta tanışmıştım. Pek çok müşterek taraflarımızın olması, mütevazı ve bilge şahsiyeti hemen dost olmamıza vesile olmuştu. Kendisi, ANSİAD’ a konferans vermiş ve bir müddet de Antalya’da bizim misafirimiz olmuştu. Mehmet Genç “Osmanlı İktisat Tarihçisi” idi. Tam bir arşiv kurdu olan Sayın Genç Osmanlıyı şu üç unsur ile betimlemişti:
1-İaşe (Halk için gerekli mal ve hizmetleri mümkün olduğu kadar ucuz, kaliteli ve bol bulundurulmasını sağlamak ilkesi. Bu batının Markantialist bakış açısından çok farklı provizyonist bir bakıştır.)
2- Fiskalizm (Hazinenin devamlı dolu olmasını amaçlayan bir ilke)
3- Gelenekçilik (“ Kadimden olagelene aykırı iş yapılmaması” ilkesi)
Şimdi gelelim yazımıza. Geçen hafta çok çalkantılı geçti. Uzun ömrümde buna benzer olaylar hep olmuştur. Böyle şeylere alışkınız. Ama bu seferkilerin mahiyeti bambaşka gözüküyor. İlkönce, biraz daha geriye gidip; traji komik olan, Ayasofya olayıyla konuya girmek istiyorum. Ayasofya Cami’si ne demek? Bir Hristiyan Azizesi cami adı olabilir mi? İkonalar gölgesinde namaz kılınır mı? Hutbeye kılıçla çıkıp kabadayılık taslamak neyin nesi? Sanki; İstanbul’u alışımızın üstünden beş yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, egemenliğimizi hala elde edememiş gibi bir kompleks içindeydik. Ayasofya dünyaya mal olmuş muhteşem bir mimari eserdir. Onun için buranın bütün insanlığa ait olması çok güzel olurdu (hem müze hem cami olarak kullanılması, iki arada bir derede kalmak oldu). Üstelik eş değer güzellikte pek çok camimiz varken bu bağnazlık niye anlayamadım. Ancak; büyük bir çoğunluğun, bu olaydan sadistçe bir zevk aldığı muhakkaktır.
Başka bir konu “Faiz”. Bunu en iyi ifade eden Ayasofya imamı Mehmet Boynukalın oldu. Kuranın emri “Faiz haramdır”, ”Avrupa’da pek çok ülkede faiz sıfır” deyiverdi. Avrupa ülkeleri acaba Kurandan haberdar mı? Yoksa ekonomi yönetim şekilleri mi bunu gerektiriyor? Biz emir böyle diye faizi sıfır yapabilir miydik? Öyle olsa Sayın Cumhurbaşkanı'mız bunu çoktan yapardı. Medeni kanunumuz Kuranın bütün hükümlerine uyuyor mu? Uymuyorsa neden uymuyor? Bin sene önceki faizle bu günkü vaiz aynı mı? Bu konular çok uzun tartışılabilir. Sanırım Sayın Boynukalın biraz haddini aşan bir konuşma yapmış. Bundan da memnun olan büyük bir muhafazakâr kitle var.
Diğer bir konu da “İstanbul Anlaşması”. İslam dünyası; her ne kadar “Cennet anaların ayağının altındadır” dese de, eş kadına karşı çok sert davranışlar sergileyen geleneklerden geliyor. Bence dünyanın en vahşi işkence ile öldürmesi olan “Recm” hala İslam ülkelerinde uygulanmaktadır. Burada zina yapan kadın veya erkek toprağa gömülerek ve başı taşlanarak öldürülür. Tabii erkekler zina yaptıkları kadınlarla hemen evlenebildikleri için bu vahşet sadece kadınlar için kullanılıyor denebilir. Kuran’da böyle bir ceza göremezsiniz ama din adamları hadislere uydurarak bunu İslam adetlerinin içine sokmuşlardır. Kuran sadece, başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız onları dövün diyor. (Nisa suresi 34) Bu hüküm her ne kadar hafifletilmeye çalışılsa da gerçek budur. Ülkemizde töre, namus cinayetleri diz boyu. Böyle bir kültürden gelip çağdaş bir sözleşmeyi benimsemek oldukça çok zordur. Anlaşmadan çıktıktan sonra Cumhurbaşkanını kutlamak için sıraya girenler ilk önce tarikat şeyhleri olmadı mı?
Soner Yalçın; AKP kongresi sonrasında, yazdığı makalede AKP nin mutasyona uğradığını yenicilikten vaz geçerek milliyetçi ve muhafazakâr insanları elde etmeyi amaçladığını söyledi. Bu fikre tamamen katılıyorum. Sayın Erdoğan; Türkiye’de AKP ye oy vermeyen, %50 entelektüel diyebileceğimiz halkı ikna edemeyince öbür kesimi sıklaştırmak ve çoğaltmanın en doğru yol olduğunu gördü. Maalesef, sonucun ülkeyi nereye götüreceği pek kimsenin umurunda değil.