Yine günümüze uygun güzel bir atasözü ile söze başlıyoruz. Bu atasözü, lafla pek çok şeyi vaat edip sonuçta o işi yapmamak veya başarısız olmak anlamına geliyor. Tipik örneği; faiz konusunda, Sayın Cumhurbaşkanımızın ettiği sözler ve bu gün geldiğimiz durumdur. Cumhurbaşkanımız “ ben hayatta iken faiz artmayacak, hem Nas varken bize ne düşer” demişti. Ne oldu? Ülkenin ekonomisi dibe vurdu, acele bir U dönüş yapılarak söylediklerinin tam tersi uygulanmaya başladılar. Dış siyaset de öğle değil mi? Suratına tükürdüğümüz ömür boyu yüzüne bakmayacağım dediğimiz adamlarla sarmaş dolaş oluverdik. Buna da “yüksek politika” adını verdik. Halkı enflasyona ezdirmeyeceğimize söz verdik, halkın % 60 ı açlık, %90 nı ise yoksulluk seviyesinin altında. Örnekler saymakla bitmez. Tuhaf olan ise, işin kötüye gitmesine rağmen, o iyimser sözlerin yine de devam etmesi.
Sorun halkımızın Cumhurbaşkanımızı çok sevmesi ve onun hâlâ seçimleri kazanmasıdır. Bunun bir örneğini Hitler Almanya’sında görmüştük. O gelişmiş Alman halkı Hitlere tapıyordu. Bunda propaganda bakanı Göbels’in çok etkili olduğu söylenir.
İnsan yaşlandıkça birçok melekesini kaybediyor. Bunlardan en önemlisi de hafıza kaybı. Özellikle isimleri hatırlamakta çok zorlanıyorsunuz. Buna karşılık bazı çocukluk hatıralarını da dünmüş gibi hatırlıyorsunuz. İlkokulda öğrendiğimiz bir öyküye göre bir çoban iki üç kere; hiç yokken, “yangın var” diye bağırarak halkı telaşa verir. Sonra gerçekten yangın çıkar, çoban bağırıp yardım ister. Tabii artık, kimse inanmadığı için kimsenim kılı bile kıpırdamaz. Bunun bir de şarkısı vardı: “Yalancı Yalancı sana kimse inanmaz” diye. Sözüne pek güvenmediğimiz arkadaşlarımızı kızdırmak için çevresinde koro halinde bu şarkıyı söylerdik.
“Yalancı yalancı sana kimse inanmaz, yalancı yalancı sözüne kimse kanmaz”