Geçen hafta çarşamba günü AKM de; Milli Eğitim Müdürlüğü ve Antalya Filarmoni derneğinin müşterek düzenlediği, Sanat İlkokulda Başlar adlı bir gösteri vardı. Tüm seyircilerin, özellikle çocukların beğenisini kazanan; sanatçıların müthiş bir performans gösterdiği, bir gösteri oldu. Antalya Senfoni Orkestrası sanatçılarından Efdal Tekergölü (keman), Bayram Bayramoğulları (obua), Lelya Bayramoğulları (flüt), Çağla Bilgin (çello), Akça Acun Bilgin (fagot), Paul Bivol (korno) vardı. Operadan ise Devrim Demirel (tenor), Yalçın Ünsal (bas), Sevinç Bilgin (soprano), Gülçin Gültekin (mezzo-soprano), Yücel Yalçın (piyano), Ömer Yöndem (orkestra şefi) vardı. Komik drama şeklinde sunuculuğu Muhammet Büyüktepe büyük bir başarıyla gerçekleştirdi. Programın açılışı, Osman Akçalı eşliğinde şef Elvan Akçalı yönetimindeki Ahmet Bileydi İlkokulu korosunun nefis şarkıları ile yapıldı. Doğrusu, değme profesyonel organizasyona taş çıkartacak bir gösteri oldu. Büyük emeği geçen Milli Eğitim Md. Yd. Mehmet Karakaş’a ve Serap Hanıma ve bütün yükü çeken başkanımız Profesör Abdullah Uz’a teşekkürü bir borç bilirim. ( Tüm gösteriyi You Tube’dan “Antalya Filarmoni Derneği” yazarak seyredebilirsiniz)
Aslında bu gösteriye bir okul müsameresi gibi bakmamak gerekir. Çünkü bu, ilkokullarda başlattığımız bir eğitim projesinin son halkasıydı. Bildiğiniz gibi ilkokullara beş video ( müzik, opera-Bale, resim, heykel, mimari) hazırlayarak sanatla ilgili bir farkındalık yaratmak istemiştik. Gösteri ile bu sanal faaliyetimizi somut örneklerle daha kalıcı kılmayı amaçladık. Projeden, önce çocuklar sonra veli ve öğretmenler çok memnun kaldılar. Bu da bize böyle faaliyetlerin ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor.
Sanatın bir toplum için ne kadar önemli olduğunu bundan önceki yazılarımda uzun uzun anlatmıştım. Özellikle müziğin, insan tinsel altyapısı için vazgeçilmez bir öğe olduğunu vurgulamıştım. Maalesef ülkemizde sanata gereken önem verilmemektedir. Acaba yaşadığımız bütün vandallıkların sebebi bu olabilir mi? Bilmiyorum. Kadim insanlık tarihinde de bunun böyle olduğunu görüyoruz. Sanat eğitiminin de çocuk yaşlarında yapılmasını bütün pedogoglar belirtiyor. Bütün bu bilinen şeyler Türkiye’de neden yapılmıyor? Geçenlerde gerçekleşen Maarif Şurasından; eğitim ile ilgili, çıka çıka “Anaokullarında din dersleri” çıktı.
Bir projenin başarılı olması için yaygın ve sürdürebilir olmazı lazım. Yoksa çalışmalar bir okul müsamerelerinden ileri gitmez. Yedi-sekiz okul koca Türkiye için ne ifade eder? Sade Antalya’da 200’e yakın, Türkiye’de on binlerce okul milyonlarca öğrenci var. Bu çocukların hepsine ulaşmak ve dokunmak gerektiğine inanıyorum. Tabii bunu bizim derneğimizin mütevazı imkânları ile başarmak mümkün değil. Ancak bu bir devlet politikası olabilir. Umarım bir gün birisi bunun farkına varır. İlkokullarda öncelikle yapılması gereken başta müzik olmak üzere sanat ve beden eğitimi hocalarının muhakkak atanması olmalıdır.
Bir şeyi bilip de yapamamak çaresizliği ne kadar üzücü değil mi?