Zaman su gibi akıyor. Sanki dün gibi. Açılış konuşması hâlâ aklımda. Pilot proje olarak başladı. Havalandı ve uçtu. Havaalanı açılışı ve uçağın yükselişinden bahsetmiyorum. Anlamam, ne uçaktan ne de uçakların indiği alandan. Benim alanım yaşlanma ve yaşlılık. Hep bu alana iner benim uçaklarım. Bu alanı tasarlamaya çalışırım.
Bahsettiğim 60+ Tazelenme Üniversitesi… 5. Doğum Gününü geçtiğimiz Mayıs ayında kutladı. Şunun şurasında 5 ay daha kaldı, 6 yaşına girecek. Tabii “Yaşlı Eğitimi” fikri 30 yaşında. Fakat bir gün gerçekleşeceğine inancım tamdı.
Yaşlılıkta eğitimin mümkün olduğuna insanları inandırmak kolay olmadı. 60+ Tazelenme Üniversitesi kuruluncaya kadar, en az 3-4 yıl insanları ikna etmekle geçti. İnsan derken, bilim insanı, gönüllü öğretim üyelerimiz demek istiyorum. Yaşlılar, buna hazır ve razı idi.
Zaten bunu bilmiyor olsam, bu işe girmezdim. Gece gündüz demeden çabaladığımız günleri, doğurur doğurmaz sancılarını unutuveren annelere benzetiyorum. Çok sancılı bir doğum oldu, ama şimdi 6 yaşına koşuyor. İlk mezunlarını da birçok kampüste verdi. Şükürler olsun.
Eğitime katılan yaşlıların yüzünde güller açıyor. Çoğu memnun, “baştan başla” desek, çoğu koşarak gelecek. Öğrenme ve değişme yeteneği, yaşla azalmaz. İnsan beşikten mezara kadar öğrenir. 60+ Tazelenme Üniversitesi, insanın bu özelliğini göz önüne aldı ve günlük yaşamdaki öğrenmenin yanı sıra, sistematik-kurumsal öğrenmeye yaşlıları da dâhil etti.
İyi ki etti, çünkü eğitime katılan yaşlılar hayatlarından memnunlar. Sadece yeni şeyler öğrenmekle kalmadılar, aynı zamanda ömür boyu sürecek yeni dostluklar ortaya çıktı. 60+ Tazelenme Üniversitesi ömür boyu öğrenmenin önemini vurguladı, bundan ortaya ömür boyu devam edecek olan yan faydalar fışkırdı.
Öğrenme, bilgi ve beceri edinmek için, niyetli ve belli bir ölçüde uğraş gerektiren bir eylemdir. Ama yaşlılıkta öğrenme isteği ve yeteneklerinin kayba uğradığı, hatta tümüyle yok oldukları inancı varsa, ki bu inanç toplumda uzun süre ayakta kaldı; işte 60+ Tazelenme Üniversitesi bu ezberi bozdu.
60+ Tazelenme Üniversitesi yaşlılıkta öğrenmenin sadece mümkün olduğunu değil, aynı zamanda pratikte nasıl uygulanacağını da gösterdi. Yaşam süresinin uzamasına anlamlı bir cevap verdi. İşte gurur duyacağımız önemli mesele budur.
Yaşlı eğitimine duyulan ilginin gelecekte artacağı kesindir. Çünkü geriden gelen kuşağın eğitim düzeyi daha yüksektir ve tecrübelerimiz, eğitim düzeyi ile yaşlılıkta eğitime katılım isteği arasında yüksek ilişkinin olduğunu göstermiştir.
Gerontolojinin uluslararası alanda ortaya koyduğu çalışmalar neticesinde, ”yaşlılık ve eğitim arasında ilişki olmadığı görüşü” ’nün cenaze namazı kılındı ve onu hep birlikte tarihe gömdük. Artık yeni bir yaşlı kuşak yetişiyor. Bilgili olduğu kadar, bilmediğini bilen bir kuşak olacak; bu yüzden devamlı bilgiye aç olacak ve doymak isteyecek. Bu açlığı giderenler toplumun da takdirini kazanacak. Bunun için yeni bir eğitim modeline de ihtiyaç giderek artıyor. Eğitimin ne olduğunu yeniden tanımlamak şart. Gerontoloji böyle buyuruyor. Dinlemek ve anlamak ve sonra da vakit geçirmeden uygulamak lazım…