Seçim yaklaştıkça Türkiye’de hava iyice ısınmaya başladı. Akıl almaz olaylara da şahit oluyoruz. Ekrem İmamoğlu meselesi, Tayip Erdoğan’ın adaylık işi, enflasyon ve ücretler, altılı masanın cumhurbaşkanı adayı ilk aklıma gelenler. Tv de ve gazetelerde konular o kadar çok konuşuldu ki söyleyecek bir şey bulamıyorum. Biz yine kendi konumuza gelelim. Bahsedeceğim iki husus da devlet tarafından önerilen ve teşvik edilen konular. Ama uygulama maalesef bir türlü olmuyor.
- Geçen gün basında küçük bir haber okudum. Japonya yakında yeni yapılacak tüm konutlarda güneş enerjisi panellerini zorunlu kılacakmış. Bence doğru bir karar. Japonya da bizim gibi petrolü ve gazı olmayan bir ülke. Enerjinin ithali hem çok pahalı hem de ülkeleri başkalarına bağımlı kılıyor. Güneş ise bol ve bedava. Ancak, enerjiyi verimli kullanabilmek için mimaride bazı değişiklikler yapmak gerekebilir. Tabii bu da ciddi bir araştırma gerektiriyor. Son zamanlardaki konut sıkıntısına karşı TOKİ’nin faaliyete geçtiğini ve binlerce proje gerçekleştireceğini okuyoruz. Deprem veya barajlar nedeniyle (Yusufeli, Hasankeyf) toplu konutlar yapılıyor. Bunlara kentsel dönüşümü de eklediğiniz zaman işin büyüklüğünü tasavvur edebilirsiniz. Bu durumda Türkiye’de mimarların, mühendislerin gece gündüz durmadan çalışmaları gerekir. Enerji ve atık su değerlendirme işi en önemli meseleler. Hiç böyle şeylerin konuşulduğunu duydunuz mu? Sadece Cumhurbaşkanımızın iki talimatını duyuyoruz: “alçak ve geleneksel mimari”. Aslında bu ekonomideki NAS’tan farksız bir davranış. Beş katlı cumbalı evler bütün ihtiyaçları karşılıyor! Estetik ve teknik yönden hiçbir ögeyi içermeyen bu yapılar, özellikle biz mimarların büyük bir üzüntü kaynağı. Sizlere; örnek olması için, 255 daireli ~1050 kişilik; güneş enerjisi ile teçhiz edilmiş, bir mahallenin tasarımlarını sunmak istiyorum. (6250 m2 güneş paneli, toplam 1187 KW, 1187W/ 255= ~4,65 KW /daire)
- Diğer bir haber de Türkiye’den. Gençlik ve Spor Bakanlığı “Türkiye’de yüzme bilmeyen kimse kalmayacak” diye bir kampanya başlatmış. Milli Eğitim ile de protokoller yapılmış, havuz başında çocuklarla resimler çekilmiş. Güzel de, sade ilkokulda beş milyonun üstünde öğrencisi olan bir ülkede bunu nasıl başaracaksınız? Bakanlığın kaç ilde kaç adet yüzme havuzu var? Bunun tek çözümü okullarda yüzme havuzları yapıp yüzme dersini zorunlu kılmak. Bildiğim kadarı ile İsviçre’de bu böyle. Tabii yüzme havuzu işletmek masraflı ve eziyetli bir iş. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı bunun için kurulmamış mı? Yoksa Osmanlı maarif nazırı Emrullah Efendinin dediği gibi “okullar olmasa maarif ne kolay idare edilirdi”. Örnek olarak 24 sınıflı (~ 800 kişi); içinde havuzu, spor salonu, toplantı salonu (800 kişilik) olan bir lise tasarımını sizlere paylaşmak istiyorum. 2000 m2 lik güneş paneli (320 KW) okulun tüm enerji ihtiyacını temin edecek.