GERONTOLOJİK BAKIŞ

Kültürel Bir İnanca Bilimsel Yaklaşım

Kültürel değerlere saygı duymak ile bunların doğru olup olmadıklarını sorgulamak arasında bir ilişki yoktur, ama kültürel değerler tartışıldığı zaman bundan rahatsız olanlara ender rastlanmaz. 
Geçenlerde yaşlı bir kadın beraberindeki diğerleriyle yanıma yaklaşarak şunu sordu: “Evlenmek istemeyen kızım için adak adamaya gidiyorum, acaba kızımın fikrini değiştirebilir miyim?” Bu kadınla alay etmek veya ona hak vermek yerine, sorusunun bilimsel anlamına kısaca bakalım.  
Kadın aslında şunu soruyor: Adak, kızının fikrine etki edebilir mi? Burada adak “etki eden”, kızının evlilik üzerine düşüncesi “etkilenen” olarak tanımlanabilir. Bilimsel olarak konuşursak, adak “bağımsız değişken”, evlilik üzerine düşünce “bağımlı değişken” olarak tanımlanmalıdır. 
Bilimsel araştırmalarda burada kısaca A ve B olarak adlandıracağım iki değişken arasında ilişki olup olmadığı sorusuna sıkça rastlıyoruz. Yaşlı kadının bu ilişkinin mevcut olduğuna inandığını kabul ediyoruz. İnanmasa bunun için diğer kadınları da peşine takıp, adak adamak için yola koyulmaz. Ancak bilimde böyle bir etkinin var olup olmadığı sorusundan önce, A ve B arasında ilişki olup olmadığına bakılır. İlişki varsa, o zaman etki de olabilir. İlişki yoksa, etkisi de yoktur. Bu ilişkiye bilimde korelasyon diyoruz. Korelasyon, iki değişken arasında ilişki olup olmadığını ve varsa bu ilişkinin gücünü belirlemede kullanılan istatistiksel bir yöntemdir.  
Demek ki adağın fikirlere etkisinden önce, adak ve fikir arasındaki korelasyona bakmak lazım. Tabii bunun için sadece bir tek vaka yeterli değildir. Adak adayan birçok kişinin bundan elde ettikleri sonuçlara bakmak gerekir. Yani bir temsili örneklem gereklidir. Şimdilik örneklemin temsili olup olmadığını bir kenara bırakalım ve adak adayan 100 kişilik bir örneklem üzerinde bir araştırma yaptığımızı varsayalım. Araştırma, adak (A) ile etkilenmek istenilen (B) arasında gerçekten bir korelasyon, yani bir ilişki olduğu sonucunu vermiş olsun. Bu sonuçtan hareket ederek “adak etkili oldu” diyebilir miyiz?  
İki değişken arasında ilişki varsa, bu ilişkinin yönü hakkında henüz bir şey söyleyemeyiz. Yani A mı B’yi etkiliyor, yoksa B’mi A’yı etkiliyor? Korelasyon hesabıyla bunun cevabı verilemez. İki değişken arasında bir ilişki varsa, en az dört farklı yorum yapılabilir: (1) A B’yi etkiliyor; (2) B A’yı etkiliyor; (3) Hem A, hem de B üçüncü bir değişken olan C’den etkileniyor; (4) A ve B birbirini karşılıklı olarak etkiliyor. 
Demek ki korelasyon (ilişki) sebep ile karıştırılmamalıdır. İki değişken arasında bir ilişki varsa, bu sebep için gerekli ama yeterli değildir. Eğer iki değişken arasında ilişki yoksa, sebep zaten yoktur, araştırmaya devam etmek gerekmez.  
Belki bu yaşlı kadının bilimden anlamadığını, bu yüzden açıkça söylenmese de, gizliden onunla alay edenler olacaktır. Fakat acele etmeyelim. Benzer durumlara bilimde de rastlıyoruz. İlişkiyi sebep olarak deklare eden bilim insanlarına pek çok örnek verebiliriz. Christian FG Schendara birçok örnek sunuyor. Bunlardan birine burada değinmek istiyorum. 
Cha ve meslektaşlarının (2001) Journal of Reproductive Medicine Dergisinde yayınlanan araştırmasında, görünüşte “dua” ve “hamile kalma” olasılığı arasında ampirik olarak bir ilişki olduğunu kanıtlamaktadır. Bu araştırmacılara göre “Kısır kadınların hamile kalma sıklığı, eğer onlar için dua eden birileri varsa, dua edilmeyen kadınlara kıyasla, iki misli artmaktadır.” Bu araştırma bir süre “Miracle Study” olarak ünlendi. Bunun sebebi kadınların kendileri için dua edildiğini bilmemeleri ve kadınlar için dua edenlerin binlerce kilometre uzakta olmalarıydı. Lafı uzatmayalım: Cha ve meslektaşlarının (2001) sahtekârlık yaptıkları anlaşıldı. Sözde dua ve hamile kalma olasılığı üzerine bulgularının gerçek bir araştırmaya dayandığından bile şüphe duyulmaktadır. Bunun üzerine birçok araştırmacı aynı araştırmayı tekrarladılar; onların hiçbiri dua ve hamilelik arasında tek bir bulguya rastlamadılar. Fakat kamuoyunu dua ve hamilelik arasında olmayan ilişkiye inandırmak yine de zor değildir. 

Kaynak: Schendera, C. F. (2008). Regressionsanalyse mit SPSS. München: Oldenbourg Verlag.
 

Yayın Tarihi
10.08.2022
Bu makale 405 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!