GERONTOLOJİK BAKIŞ

Gerontoloji ve Yaşlılık

Türkiye’de sosyal politikaların en önemli konuları arasında yaşlılık sorunu olduğunu söylemek mümkün değildir. Yaşlılık daha ziyade zorunlu olarak ele alınması gereken marjinal bir sorun olarak kalmıştır. Sosyal politika kapsamında yaşlılık, hastalık ve bakıma muhtaçlık olarak ele alınırken, ikisinin de sağlık boyutu öne çıkarılmaktadır. Ama sağlığın sadece tıbbi bir mesele olmadığı, aynı zamanda sosyal gerontolojik, geronto-psikolojik boyutları bilerek veya bilmeden gözden kaçmaktadır. Toplumumuz sürekli yaşlanırken, yaşlılığın sosyal politik açıdan anlam ve sonuçlarının gerçekçi ve rasyonel olarak değerlendirilmesi şarttır. 

Yaşlılar arasında yalnızlık ve yoksulluk problemlerine ek olarak, ağır kronik hastalık, bedensel kayıplardan kaynaklanan engellilik, depresyon, demans gibi sorunlar çoğalmaktadır. Sağlık sorunlarının toplumsal, sosyal ve psikolojik sonuçları dikkate alınmadan yaşlıların sorunlarına gerçek çözümlerin getirilmesi imkânsızdır. Daha önemli bir mesele ise, geriden gelen kuşakların uzayan yaşam beklentisi ve yaşlanma olan bu kuşakların hangi koşullarda yaşlandıklarının göz önüne alınmasıdır.

Gerontoloji, yaşlılığı tıbbi, sosyal ve psikolojik bir olgu olarak tanımlar ve çözümlerini bunları aynı anda dikkate alarak üretir. Yaşlılık sorunlarına bu kavramlara bağlı bütünsel bir olgu olarak çözüm arar. Yaşlılık sorunlarına yönelik çözümlerde Gerontologların bilgi, beceri ve teorilerine sosyal politikalar kapsamında yer verilmesi karar vericilerin bir lütfu değildir bir zorunluluktur. Bu zorunluluk hissedilmediği sürece, Gerontologların çözüm süreçlerine katılmasının önemini kavramak zordur.

En çok tartışılan konulardan biri eşitliktir. Ama eşitlik kavramından ne anlaşıldığı belli değildir. Kimileri sınıfsal eşitlikten, kimileri vatandaşlık temelli eşitlikten söz etmektedir. Sınıfsal eşitlik kavramından hareket edenler, daha çok emek temelli eşitliği, hak temelli eşitlikten hareket edenler ise, vatandaşlık temelli eşitliği vurgulamaktadır.

Emekliliği düşünelim… Bu kavramın emek temelli eşitliğe yakın olduğu izlenimi oluşmaktadır. Fakat daha dikkatli bakıldığında, emekliliğin aslında vatandaşlık temelli eşitliğe daha yakın olduğu anlaşılır. Çünkü emeklilik iş piyasalarının görünmez elinin bir sonucu değildir, aksine emeklilik uzun ve zor mücadeleler sonucunda elde edilen bir vatandaşlık hakkıdır. Emeklilik hakkı sosyal haklardan biridir.

Sosyal haklar kapsamında değerlendirildiğinde, yaşlılık nasıl görünmektedir? Yaşlılığın klasik sorunu önce yoksulluk, sonra hastalık ve bakıma muhtaçlıktır. Gerontolojik açıdan bakıldığında ise, yaşlılık ve sosyal hak kavramları arasındaki ilişkiler aslında çok bariz bir şekilde görülebilir. Sadece görmek isteyen gözlerde bir sorun var gibime geliyor. Yaşlılıkta sağlık sorunları ile sosyal sorunlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri görecek gözlere ihtiyaç vardır.

Bu ihtiyaç giderek artacaktır. Çalışma koşullarını iyileştirmezsek, çalışanları “asgari ücret” tuzağından kurtarmazsak, üniversite mezunlarından oluşan işsiz ordusu yaratmayı bırakıp, gençlere meslek edinme imkânları yaratmazsak, yaşlılık hem birey, hem de toplum için daha ağır bir yük haline gelecektir. Sonuçları şüpheli, göz boyamaktan ileri gitmeyen göstermelik çözümlerin yerine, kalıcı ve sürdürülebilir çözümlerle yaşlılığı değil, yaşlanma süreçlerini iyileştirmeliyiz. Çünkü yaşlılık sorunları yaşlanma süreçlerinin sonucudur. Gerontoloji, bu gerçeği vurguladıkça adeta daha az dikkate alındığı izlenimi oluşmaktadır.

 

Yayın Tarihi
31.08.2022
Bu makale 733 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!