Türk gibi başla sonra boşver

Mısırlılar IBM’e “ İnşaallah, Buhra, Maliş” derler. İnşaallah malûm, buhra yarın, maliş de boş ver, demektir.

Bizde de Türk gibi başla, Alman gibi bitir, derlerdi eskiden.

Bu iki tekerleme iki milleti oldukça anlatıyordu. Biz biraz daha ileriydik. Hiç olmazsa başlamayı becerebiliyorduk. Mısırlı sadece “eh, Allah kısmet ederse” de kalıyordu.

Kazın ayağı pek de öyle değil artık, IBM bizim tekerlememiz oldu.Mısırlı bizi çoktan geçti,. Nerede biliyor musunuz?

Turizmde. Öyle ataklar yapıyorlar ki şaşırırsınız. Nerde ise Avrupa’da, Asya’da kapı kapı dolaşıp ülkelerini tanıtıyorlar.

Ya biz? Sağ olsun bir Turizm Bakanımız var, hepimizi gaza getiriyor. Bakanı dinlerseniz, ooo çoktan turizm bombalarını patlattık, dünya tatil için Türkiye diyor da başka bir şey demiyor. Hani, sevgili turizmcilerimiz de bakanımızdan pek aşağı kalmıyorlar: “Berlin Turizm Fuarı’na çıkartma yaptık, Moskova’yı fethettik, Kiev’de sadece Türkiye konuşuluyor, İranlı akın edecek. (Laf aramızda, İran uçaklarının Antalya hava limanına inişini sağlamayı bile beceremedik.) “İspanya bitti, İngiltere zaten bizim. Geçen Perşembe bir turizm “diyalog,” toplantısı yapıldı, yine yukarıdaki sevindirici (!..) müjdeleri dinledik.

Bakanımız da, turizmcilerimiz de biliyorlar ki yıllardan beri dünya turistinin kırıntıları ile geçinip gidiyoruz. 800’e yaklaşan Akdeniz bölgesi otelleri yılda iki ay bile dolmuyor.

Nerde o Antalya turizmini 12 aya yaymak?

Geçen yılın son aylarında heyecanlanmıştık. Antalya uyanıyordu:

Büyük şehrin öncülüğünde, Özel İdare dahil, ticaret ve sanayi odası, diğer sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, keselerini birleştirerek bir Antalya Tanıtım ve Turizm Geliştirme AŞ.kurmaya karar vermişlerdi. Hatta Mısırlıların inşaallah’sının dışında birkaç ciddi toplantı da yapmışlardı Şirket Antalya’yı tüm olarak dünyaya tanıtacaktı. Otelcilerin, tur operatörlerinin kendi bireysel tanıtımlarının dışında olacaktı. Yani, bir otel pazarlama işinin dışında gerçek bir bölge tanıtımı yapılacaktı. Otelci turizm fuarlarına gidiyor, kendi otelini pazarlamaya çalışıyordu. Bu da bize sadece dünya turizminin kırıntılarını getiriyordu. Şirket buna bir son verecek, otellerde açacağı hediyelik eşya dükkânlarından elde ettiği geliri, Antalya turizminin gelişmesine, tanıtımına hasredecekti. İdealist bir düşünce idi, alkışlanmaya değerdi.

Aradan beş ay geçti, şirket kuruluşu hakkında “tık” yok.

Ya! İşte Böyle. Hâlâ Türk gibi başlıyor, Alman gibi bitiremiyoruz.