Otyam’ın Yazısı

Doğu, Güneydoğu illerine gitmişliğim olmuştur. Van’ı da İsmet Paşa’nın sayesinde görmüştüm. Anadolu’yu “demir ağlarla örmek” İsmet Paşa’nın tutkusuydu. Van’a tren eriştiğinde yüzlerce gazeteciyi de alıp götürmüştü. Fikret Otyam’la birlikteydik. Onun kaçıncı Van gezisiydi bilemem, ama benim için Van’ı görmek, Fikret’le olmak heyecan vericiydi. Bir de şansım yaver gitmiş, o günlerin ünlü eşkıyası Koçero ile bir berber dükkânında söyleşi yapmıştım.

Dediğim gibi Doğu, Güneydoğu Anadolu’nun pek çok ilini görmüştüm, ama oraları öğrenmem, tanımam Fikret Otyam’ın Cumhuriyet’te yayınlan gezi izlenimleri ve kitapları ile olmuştur. Fikret, size yaşadığınız kenti, ilçeyi, hatta köyü  bile öyle bir anlatır ki önünden yüzlerce kez geçtiğiniz bir ağacın, bir kayanın ilk kez ayırtına varmış gibi olursunuz.

Yazar, ressam, heykeltıraş, fotoğraf sanatçısı Fikret Otyam geçen hafta bu sütunda çıkan “Çürümüş Sağlık,” başlıklı yazımın tamamını 9 Nisan günkü Aydınlık Gazetesindeki köşesine almış. Yazdığım yazıyı bir de Otyam’ın köşesinden okudum, sözcüklerimin, harflerimin ilk kez ayırtına varmış gibi oldum. Hani nerdeyse ben mi yazdım bu yazıyı, diye soracağım geldi. Bir kez daha içim acıdı. 

Fikret şöyle sürdürüyordu yazısını.

“İşbu yazıyı, dostum/dostumuz ünlü romancımız Celâl Hafifbilek’in Cumhuriyet Gazetesi Antalya ekinde yer alan “Çürümüş Sağlık,” başlıklı yazısından acıyla aldım.

Artık o da bizim gibi yıllardır Antalyalı. Oysa o ana tarafından beş göbek Ankaralı ve bir Ankara sevdalısı. Antalya buluşma değil, rastlaşma yerimiz, ortak can dostumuz Sedat Bey’in Şifa eczanesi. Celâl’in sağlık durumu ile ilgili haberi ondan aldık.”

“…..Hey Koca Celâl”

Fikret hep büyüktü. Kendi büyüklüğünden bana da “Koca Celâl,” diye hitap ederdi. Yazısında kısa özgeçmişimi verirken bölüm başında yine öyle anmış. Sağ olasın Can Dost.

“Biz Antalya Yaşamlı İki Sanatçıdan, Antalya’ya Armağanımız.”  

Kader bizi Cumhuriyet’in 75. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle birleştirmişti. Ben Kültür Bakanlığı’nın  Roman Büyük Ödülünü “Ankara 1920” romanımla almıştım, Fikret de  Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü madalya ve rozetini Süleyman Demirel’in elinden almıştı. “Yediğimiz ekmeklerin, içtiğimiz suların (Ah şu klor fazlası olmasa) hakkını verdik.

Cumhuriyet Akdeniz’in ses getiren yazarlarından olan Celâl’in yukarıdaki acı yazısını okuyunca içim isyan doldu.

Celâl, Ankara kökenli bir dünya vatandaşıdır. Nicelerini atlattı, dimdik ayakta durdu; bunu da…Bakarsınız bunu da…”

Sağ ol Fikret!

Yayın Tarihi
17.04.2011
Bu makale 6223 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!