Toz Duman

Evet, ortalık toz duman.
Kış kapıda. Anlamı: Tipi, kasırga…
Umarım şu küçük yaşantımızı savurup fırlatmaz.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin sözüm ona demokrasi adına en karanlık günlerini yaşıyoruz.
Adamların demokrasi anlayışını hâlâ öğrenemedik mi? Ortaya bir laf atıyorlar, hadi hep birlikte peşinden koşuyoruz. O lafın çürüklüğünü kanıtlamaya uğraşıyoruz.
Artık her şey besbelli, tek adam rejimi gelmiş oturmuş. Üstelik referandumdan sonra “benim,” bir tek “ben varım,” diye bağırıyor, “benim dediğim olur,” diye hükmediyor, çevresi, yandaşları alkış tutuyor. “Hani yahu, sen demokrasi diyordun, “diye kimse soramıyor.
Sorsalar alacakları yanıt belli: “Demokrasi benim dediğim, benim yaptığımdır.” Soranın boynunun kopacağını da biliyorlar.
Korku dağları, taşları bekliyor. Basın sinmiş…
“Hani hukuk? Hukukun üstünlüğü.”
“Hani, Türkiye bir hukuk devleti idi?”
“Hukuk benim. Var mı bir diyeceğin?”
Hâşa! Kimin haddine…
*
Türban hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı varmış.
Kime ne?
Anayasa Mahkememizin kararı varmış.
Bana ne?
Danıştay 22 kere karar vermiş.
Nedir o?
Ben öyle istiyorum. İlkokul öğrencisi de, hatta yeni doğan kız bebekler de türban takmalı.
Cumhuriyet ilkeleri? Laiklik?
Boş konuşmayın sevgili okurlar, cumhuriyeti adının değiştiğini hâlâ fark edemediniz mi?

Bir de ah şu televizyonlar. Üstelik kendilerinin tarafsız olduğunu iddia edenler. Onlar da masanın altına saklandılar. Yaptıkları programlarda birilerine yaranmaya çalışırken Türkiye’nin dibine dinamit yerleştirdiklerinin farkında değiller.
Diyarbakır duruşmaları hakkında program hazırlıyorlar; ekrana birini çıkartıp, saatlerce PKK propagandası yaptırıyorlar. İnsaf! Ayıp. Bu mu demokrasi, bu mu özgürlük anlayışınız?
Türban programı yaptırıyorlar. Türbanlı bir hanım, ya da kendine güveni olmayan bir erkek, ya da karısına güvenemeyen bir koca türbanı yanlış yunluş anlatıp savunmaya yelteniyor.
Neyi savunduğunun farkında değiller. Bıraktım laikliği, cumhuriyet ilkelerini, dinle ilgisi olmayan bir konuyu bize inanç özgürlüğü diye yutturmaya çalışıyorlar.
Hay öpeyim sizi.
Üç gün sonra Cumhuriyet Bayramını kutlayacağız. Siz neyi kutlayacaksınız?
Türkiye İslâm Cumhuriyeti’ni mi?
Hadi, hadi, şu baklayı ağzınızdan bir çıkarıverin.