Antalya ağızlarında bir sakız çiğnenip duruyor: Kılıçdaroğlu döneminde kimin yıldızı parlayacak?
Dediğimi gazetecilerin yorumlamaları normal. Kentimizde bu böyle gelmiş, böyle gitmiş. Kim Baykal’a yakın görülüyorsa öne çıkmış sanılıyordu. Yanlıştı tabii, ama o yakın olarak söylenen kişi de, bunu diğerlerinin üzerinde bir baskı kurmak için sessizce kabulleniyordu. Üstelik bunda da başarılı oluyordu.
Gerçek bu olsaydı, bir Akaydın hoca, bir Özer Ülken çıkmazdı, diyeceğim.
Gazete köşelerinde yapılan yorumlara bir diyeceğim yok. O köşelerin sahipleri kendi yakınlıkları, kendi inançları, kendi meşrepleri doğrultusunda yorumlara gidiyorlar. Yine o köşe sahiplerinin çoğunluğu şu ya da bu parti üyesi olduklarından kişilere yakınlıkları derecesinde ahkâm kesmeleri de normaldi.
Anlamadığım bir şey bu konunun CHP’liler arasında konuşulması, ağızlarında sakız yapılması. Bu yönde yapılan dedikoduların kendi partilerine zarar vereceğinin farkında değilmiş gibi davranmaları.
Önce şunu bilmeliler ki bu tarz laflamalar kendi partilerinin başkanlarına hakarettir. Bir.
Yıllarca parti içinde olmalarına rağmen politikadan nasiplerini almadıklarının göstergesidir. İki.
Niye böyle konuşuyorum, biliyor musunuz? Ya da son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim: Parti siyaseti, mensup oldukları partiyi iktidara taşımak için çalışmaktan başka bir şey değildir. Laf üretmek değil, eylem ortaya koymak, halk yığınlarına ulaşmanın yollarını aramaktır.
Efendim, Özer Ülken Baykal’a çok yakın olmuş, Baykal’ı iki kez ziyaret etmiş, eee ne olmuş?
Kemal Kılıçdaroğlu Ülken’e mesafeli yaklaşırmış.
Laf salatası.
Bu demektir ki yeni başkanlarını henüz tanımamışlar, ya da tanımak, anlamak için çaba sarf etmemişler.
Bir lider kimsenin kara kaşına, kara gözüne göre davranmaz. Davranırsa zaten liderlik vasfı yok demektir.
Genel Başkan daha çok yeni, diyenler çıkabilir. Doğrudur, ama o başkanı milletvekilliği döneminde de tanımadınız mı? Kişisel yapısı, fikirleri, çalışması hakkında bir düşünceye sahip olamadınız mı diye de adama sorarlar.
Bizim işimiz değil ama CHP örgütüne düşen ciddi bir çalışma içine girmektir. Hatta bu konuda kendi aralarında rekabete girişmektir.
Seçimlerden sonra parti örgütünden kimler ilçelere, beldelere, köylere gidip genel başkanı, partinin gelecek düşüncelerini anlattı bilmiyorum.
Sakızı ağzınızdan uzaklara fırlatıp, iktidar rüzgarını estirmenin zamanıdır şimdi.
Aman dikkat, sakız yapışkandır, fırlattığınız yerde de birilerine yapışıverir.