ATSO’ dan beklediğimiz: Halkın enflasyonu

Türkiye İstatistik Kurumu’(TÜİK) nun her ay açıkladığı enflasyon rakamları bana hiçbir şey ifade etmiyor.

Hiç mi? Pek değil tabii.

Sadece görünen iktidarın beceriksizliğinin, hedeflerini tutturamadığının rakamlarla bir ifadesi oluyor.

Benim istediğim hayat pahalılığının benim halkıma nasıl yansıdığını gösterecek istatistiki veriler. Aslında işin gerçeği de bu.

Nisan ayında enflasyon Türkiye’de yıllık TÜFE’de 8.9 ‘a yükselmiş.

Peki, Antalya’da, il bazında ne kadar?

ATSO’muz her enflasyon rakamlarının açıklanmasında, “Antalya, Türkiye genelindeki enflasyonun altında,” diye bir açıklama yapar. İstatistik kurumunun iller bazındaki rakamlarını bize ulaştırır.

Gülerim.

Halkın enflasyonundan söz edilmez çünkü. O rakamlar hiçbir zaman gerçeği ortaya koymazlar.

Halkın enflasyonu dediğim baz alınan maddelerdeki artışın gelir gruplarına etkisini gösteren  bir araştırmadır.

Eğer böyle bir araştırma yapılırsa halkın günlük yaşamda içine düştüğü fiyat artışlarını, hayat pahalılığını görebiliriz.

Düşük gelir sahibi ile yüksek gelir sahibinin enflasyondan etkilenmesi aynı olmayacağına göre, enflasyon çalışmaları gelir gruplarına göre yapılmalıdır. Örneğin, asgari ücretle çalışan birinin evinde yediği kuru fasulyedeki, ya da makarnadaki artıştan etkilenmesi, yüksek gelir düzeyindeki birinin et, balık fiyatlarından etkilenmesi ile aynı, ya da kuru fasulyedeki artıştan etkilenmesi aynı değildir. Asgari ücretli hemen her gün makarna, kuru fasulye, bulgur pilavı yerken yüksek gelir sahibi belki yılda bir, iki kez bu maddeleri asıl yemeğinin yanında garnitür olarak kullanır. Asgari ücretli ise eti Kurban Bayramında görür.

Kuşkusuz bu sadece gıda maddelerinde değil.

ATSO’dan beklediğimiz, Antalya’da gelir gruplarını saptayıp, o gelir gruplarının enflasyondan ne denli etkilendiğini açıklamasıdır. İşte o zaman Antalya’daki gerçek enflasyonun ne olduğunu anlayabiliriz.

Yapılan bir araştırmada Türkiye’de gelir grupları altan üç sıra şöyle sıralanıyor:

  1. % 5 aile aylık  251 YTL
  2. % 5 aile aylık  450 YTL
  3. % 5 aile aylık    571 YTL.

      Yüksek gelir düzeyindeki aile sayısı ise nüfusumuzun sadece yüzde 10’u

Bu yüzdelerden sonra ne demek istediğim sanırım daha iyi anlaşılacaktır.

Ankara Ticaret Odası’nın (ATO)  yaptığı bir araştırmada insanımızın 52 milyon 278 bin 252’i yoksulluk sınırın altında, 10 milyon 871’i de açlık sınırında yaşıyor.

ATSO’ da dan Antalya için böyle bir araştırma yapmasını bekliyoruz.

Sanırım o zaman şapka düşecek…

 

ANTALYA’NIN GARİBAN TURİZMİ YA DA HERŞEY DAHİL SİSTEMİ

 

Sabah Gazetesi’nde Gözde Gürer’in Kayı Tur’un sahibi Talha Görgülü ile yaptığı söyleşi Antalya turizminde gündem oluşturdu. Bazı gazetelerde konu tartışılmaya başlandı. Görgülü’nün cesur sözleri, söylemek isteyip de söyleyemediğimiz konuları kapsıyordu. Galiba ben de biraz cesaretlenmiş olacağım ki ne zamandır yazmayı düşündüklerimi kısa başlıklarla sıralamak istedim.

Antalya (Türkiye) turizmi planlanırken hiçbir zaman zengin turist hedeflenmedi. Sırt çantası ile gezenlerin bir üst seviyesi, bize göre orta, Avrupa’ya göre alt gelir seviyesindeki aileler hedeflendi. Neden? Ağzı yüzü düzgün tesis yoktu, çevre, ulaşım perişandı, Türkiye’ tur operatörünün ne olduğunu bilmiyordu ve üstelik yoktu, turizmimizin gelişmesi onlara bağlı olacaktı. O yabancı kurnaz tilkilerde otelcilerimizi soyulacak kaz gibi görüyorlardı. (DİP NOT: Güney Antalya projesi başladığında hedef Rodos’taki yatak sayısına ulaşabilmekti “40 bin.” Bugün, 25-27 yılda 550 bin yatağa ulaştık.) İspanya, Yunanistan ile rekabet yapacaksak fiyatlarımızı indirmeliydik, yoksa Türkiye’yi satamazlardı. Kuzu kuzu boyun eğdik. (DİP NOT 2. Hâlâ tur operatörümüz yok. Yabancıya çalışıyoruz.)

Cesur yatırımcılarımız yılmadılar, devlette büyük teşvikler verdi, bugün pek çoğunun hayran olduğu Dubai’den daha güzel otelleri yaptı. Onlar otelleri yaptılar, ama devlet ne yaptı? Sandı ki kredi verince, ormanları, hazine arazilerini (DİP NOT 3. Bu rezalettir) otelcilere tahsis ederse görevi biter. Aslında görevi o lüks oteller yapılmadan başlıyordu. O da çevre. Çevre aklına gelmedi. Lüks otellerimizin çevresi mezbelelik olarak kaldı. Ne doğru dürüst yol yaptı, ne park yaptı, ne elektriğini, suyunu getirdi, ne eğlence merkezlerinin, ne alış-veriş merkezleri kurulmasına ön ayak oldu, ne tanıtım için yeteri kadar çaba sarf etti, ne ulaşıma (hava) destek verdi. Devlet sandı ki oteller yapılınca turist akın edecek. Doğru akın etti, etti de kimler? İlk hedeflediği düşük gelir seviyesindeki turistler.

Biliyor musunuz, Rusya’dan, Moskova’dan 6 günlüğüne her şey dahil 3 yıldızlı otele uçak da dahil elbet, 320 dolara turist getiriyoruz. Eğer otel beş yıldız ise bu rakam ancak 500 dolara çıkıyor.

Bakanımız diyor ki, zengin turist getirmeliyiz. Ee Nasıl? Nereye getireceğiz, zengin turiste ne vereceğiz? Sen zengin turisti getirmek için devlet olarak ne yapıyorsun?  Efendim, otellerimiz güzel. Bi de ben, efendim diyeyim, efendim zengin turisti otele mi hapsedeceksiniz? O adam bir hafta otelde kapalı kaldı, sıkıldı, (DİP NOT 4: Kumar da yok.Yasaklandı.) dışarıya çıkıp, şöyle bir etrafı görmek istemeyecek mi? İnsan doğasında vardır, zengini de, fakiri de alış-veriş yapmak ister. O zengin turist ne alış verişi yapacak Antalya’dan? Dünya’nın hangi markaları o kocaman dükkânlarını açmışlar Antalya’da? Hangi lokantada yemek yiyecekler? Bizim salaşlarda mı?

İş artık belediyelere kaldı. Reislerimizin hepsi Dubai’ye gitti. Gelip anlatıyorlar, yahu ne yollar yapmışlar, diye. Çölde kayak merkezi bile var. Minik ralliler düzenleniyor. Şu bu. Biz daha Saklıkent’te halkında kolaylıkla yararlanacağı bir kayak merkezi (!) yapamadık, doğru dürüst yolu yok. Teleferiği dostlar başına, fiyatları anormal. Gidecek tarifeli aracı yok. Ne olur sevgili belediye reislerim, bırakın Amerika’ya Dubai’ye gitmeyi, şu komşumuz, bir sigara içimi uzaklıkta  Bulgarların, Romenlerin dağları nasıl değerlendirdiğini bir görüverin. (DİP NOT 5. Sosyalizm zamanında yapıldı hepsi)

Turizm (oteller) çevre ile bütünleşir. Belediyelere büyük iş düşüyor.

Esnafın şikâyeti     

Antalya esnafı “her şey dahil” sisteminden hep şikâyetçidir. “Yahu turist bu sistem yüzünden otelden çıkmıyor. Yakında hepimiz iflas edeceğiz.”  Bakınız, gerçekçi olalım, o oteller her şey dahil sistemini getirmeselerdi, bugün bu kadar turist Antalya’ya gelmezdi. Hadi diyelim ki, turist kente indi. Ne göstereceğiz onlara? Bir Kaleiçi, bir müze mi? Nerede yemek yiyecek? Nerede bir bira içecek?   Şöyle

Gönül rahatlığı ile hangi dünya markasını bulacak? Zengin turistten söz ediyoruz. İşyerlerinin önünde üst tarafları çıplak masa atıp tavla oynayan esnafı mı göstereceğiz? Ya da yoldan geçen her turiste dil bilgisini kanıtlamak ister gibi, her dilden laf atanları mı? “Hello! Bonjour!, Gutentag!, Şalom, Privet!, Salut!” Hangisi tutarsa. Bir dere ceket, ya da halı satmak için turisti canından bezdirenleri mi göstereceğiz? İğneyi önce kendimize batıralım. Birkaç uyduruk masa atıp, lokanta, kafe yapmakla, “bizim yerlerimiz otantik” aldatmacasına sığınmakla turisti içeri sokamazsınız. Hani nerede şöyle tertemiz, aslına uygun dekora edilmiş, turistin gidince memleketinde anlatacağı Antalya yemekleri, ya da Türk yemekleri, ya da Batı, Doğu usulü yemek yapan bir lokanta? Yurt dışında dünyanın dört bucağının mutfağını bulursunuz, Japon’undan Meksika’sına, Malezya’sından Rus’una. (Bizde adına Çin lokantası dedikleri yerde, Türkler çalışıyor, aşçıları en fazlasından Filipinli.) Dönerlerimizi biz bile yiyemiyoruz. Kızmayın lütfen, eğri oturup doğru konuşalım.

Turist kente nasıl gelecek? Diyelim ki Kundu’dan… Tarifeli otobüs seferleri mi koymuş belediyeler de turist canı istediği, otelden sıkıldığı zaman atlayıp kentte gelecek? Ya da Beldibi’nden, Kemer’den, Belek’ten. Dolmuşa binecek, otogara gidecek, sonra kentin içine girecek. Ya, o turist dediğimiz on yıldır Antalya’da yaşıyor, her yeri bilir? Turiste kolaylıklar sağlanmazsa olmaz.

Turizm, devlet, belediyeler, esnaf el ele çalışırsa gelişir.    

Yayın Tarihi
30.06.2008
Bu makale 774 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!