Şu Mahalli Çevre Kurulu üyelerine üzülüyorum. Ne yapsınlar, devlet memurları. Verilen emirleri uyguluyorlar. Antalya’nın kirli havası eminim onların da umurunda; çocukları var, yaşlı insanları var ve de kendileri var. Kışın o havayı onlar da soluyacaklar. Biliyorlar kanserojen maddeleri ciğerlerine dolduracaklar. Emir hükümetten gelmiş, o kötü kömürü bu kente kullandıracaksın, denilmiş. Elleri, kolları bağlı, nasıl karşı çıksınlar? Eğer karşı çıkmaya kalksalar üç gün sonra soluğu başka bir kentte alırlar.
Kalkıp ta bu memurcuklara Antalya’ya ihanet ediyorlar, demek biraz aşırı olacak. Biz vaktiyle dedik ama sonradan emir kulu olduklarını anladık. Göstermelik bir toplantı yapıyorlar, sonunda hükümetin kararı kabul ediliyor.
İyi de Antalya’nın kaderi böyle bir kurula teslim edilir mi?
İşte sorun burada.
Bazı sivil toplum kuruluşları konuyu yargıya taşıyacaklar. Eğer yargıdan iptal kararı çıkarsa, MÇK üyeleri de sevineceklerdir eminim: “Biz elimizden geleni yaptık, ne yapalım, yargı kararı böyle.”
Duyarsınız, yıllardan beri on iki ay turizm, diye konuşulur. Şimdi söyleyin bakalım, turist kışın zehirlenmeye mi gelsin Antalya’ya? İlçelere verilecek kömürün kalorisi Antalya’dakinden bin kez berbat üstelik.
On iki ay turizmin bin bir koşulu var. Öyle on iki ay turizm istiyoruz, deyince olmuyor.
Temiz hava da on iki ay turizmin bir alt yatırımıdır. Unutulmasın. Bu sözüm, İl Turizm Müdüründen öte durmadan konuşan Turizm Bakanınadır.
Sözü, kömürden turizme getirdikten sonra kente turist gelmiyor, oteller süper markete döndü vaveylasına getirmek istiyorum.
Diyorlar ki her şey dahil sistemi kalksın. Etmeyin, yapmayın, boş konuşmayın, her şey dahil sistemi Antalya turizmini bugüne getirdi. (İsteyen yapmaz tabii)
Turist otelden çıkmıyor. Niye ezbere konuşuyorsunuz, elinizde istatistiki bilgi mi var? Bilinen gerçek ise, her turist tatili boyunca beş kez otelinden çıkıyor. Kemer’deki Belek’teki esnaf aç mı geziyor?
Ama kente inmiyor. Kentte cazibe merkezleri yaratmamız gerek.
Ne demek cazibe merkezi? İçi boş laf. Doldurun şunu anlayalım. Neler yapılmalı, onu söyleyin. Fikir üretin, fikir, lütfen. (Haberiniz var mı, o her şey dahil sistemi işte bir “cazibe” alanıdır.)
Sen daha hanutçu problemini halledememişsin. Kentin her yanı gecekonduya dönüyor. Özellikle de Kale Kapısı civarı.
Neredesiniz Kaleiçi sivil örgütleri?