Antalya Çuvalladı…

Antalya yöneticileri ile çuvalladı.

Halk ta şaşkın, bakıyor. Bakıyor sadece. Görmeye çalışıyor.

Sahnede bir oyun var. Komedi mi, trajedi mi çözmeye çalışıyor.

Turizmin Başkenti, Dünya Kenti palavralarını dünya yutmuyor artık.

Gelin-güvey oluyoruz sadece.

Sen bana aslanım diyorsun, ben sana yiğidim.

Öteki bakıyor uzaklardan, fındık farelerini alkışlıyor.

Yabancı gazeteler, televizyonlar şaşkın, Antalya’dan  haberler veriyor.

Cennet Antalya, değil verdikleri haberler.

“Köpek Katliamı!”

“Nasıl olur, böyle şey, “ diyorlar, “21. Yüzyılda?”

Bizim belediye reisimiz de çıkıyor, “olur, bal gibi olur…” diyor.

Valimiz görevden almıyor. Suç duyurusunda bulunuyor.

Savcı işe el koyuyor.

Bilen, bildiğini okuyor.

Katliam devam ediyor, gün ışığında. “Benden büyük efe yok,” edasıyla.

Sakın ha, katı yürekli, merhametsiz filan demeyiniz.

Katı yürekli olmak, merhametsiz olmak başka şey, çağdaş ve uygar olmak başka.  

Yabancı basın durmuyor: “Otellerde içki içmeyin, zehirlenirsiniz,” diyorlar.

“Beş yıldızlı otellerde kaçak içki yakalandı.”

Haberin biri bitiyor, öbürü patlıyor, kaçak içki bir türlü önlenemiyor.

Oteller doluyor.

“Herşey Dahil Sistemi” çuvallıyor, foyası meydana çıkıyor. “Herşey Dahil”in püf noktasını öğreniyoruz.

İl Turizm Müdürlüğü susuyor, Turizm Bakanlığı susuyor, kaçak içki satan otellerin turizm belgesini iptal etmiyor.

Yabancı basın çığlığı bassın, ne çıkar, kimin umurunda?

“Utanç Vesikası” diye yazmışız, Son Nokta’da bir ay önce; 5199 No:lu Hayvanları Koruma Kanunu var, tüm yerel yönetimler hayvanları korumakla görevli, diye.

Heyhat!..Korumayı, itlaf diye anlayan zihniyetle başa çıkılmaz.

Öyle makamında oturup bir iki yere talimat yazmakla da bu işler yürümez.

Yine demişiz, köpek katliamı Avrupa’da bir duyulursa Antalya’nın imajı zedelenir. Nerede turizmciler, nerede sorumlular?

Turizmciler içlerinden kıs kıs gülmüşler.

Hadi arkasından beş yıldızlı otellerde kaçak içki.

Kimin umurunda Antalya’nın imajı?

Ne olur, öyle kürsülere çıkıp, gazetelere beyanatlar verip, “Antalya’ya hizmet için varız,” diye kuru sıkı atmaktan vazgeçin. Sizin hizmetiniz, hizmet etmemenizden daha yararlı olacak bu kentte. Zarar veriyorsunuz, zarar!

Skandal

Devlet Hastanesi Başhekimi, “hekimler bıçak parası alıyor,” diyor.

Allah hekimler ayağa kalkıyor:

Kanıtla!

Başhekim sürdürüyor inadını birkaç gün sonra: “Kimin alıp kimin almadığını halk biliyor,” diyor, bu kez de.

Tabipler, “bir araştıralım,” filan demiyorlar, “bir meslektaşımız iddia ediyor, hele bir bakalım;” yok. Hücuma hücum!  Kanıtla!

Efendiler, rüşvetin kanıtı dünyada oldu mu hiç?

Şöyle bir dolaşın, gezin, soruşturun, “bıçak parası vermeden ameliyat olan kaç kişi var  bu kentte?”  Şöyle, halk ne diyor? Bir dinleyin.

Bu, bugünkü olay değil ki, memleketimizin, sağlık politikamızın büyük bir yarası bu.

Sorunun üzerine gitmek dururken bir açık yarayı görmezden gelmekle, savunmaya geçmekle ne memleketimize bir yararınız olur, ne de mesleğinizin şöhretine.

Elbette tüm doktorlar bıçak parası istemiyordur, ama isteyenler, istemeyenlerden çoksa o zaman düzende bir bozukluk vardır, bunun üzerinde durun, düzeni düzeltin.

Bıçak parasını doktor almıyor, diyorsanız, derneğe yardım, döner sermayeye hibe adı altında bir para talep edilmiyor mu? Hasta talebi karşılayamazsam korkusuna düşmez mi? İçten içe zorlanmaz  mı? Bu mu sosyal devlet?  Hastanın gözünde doktorun “tanrı,” olduğunu bilmiyor musunuz?

Sağlık politikası çuvallıyor.

Aspendos’ta Boynumuz Bükük

Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali, bu kentin yüz akıdır. Ülkemiz adına hep övündük. Dünyanın en büyük festivallerinin arasına katıldık, adımız dört yanda duyuldu.

Geçmiş yıllarda neler izlemedik. Dünyanın en büyük opera-bale gösterilerine, konserlerine tarihi tiyatromuzda tanık olduk. Yıllar geçtikçe Aspendos hızını kaybetti, küçüldü, küçüldü.

Hele bu yıl, “hadi şunu bir savuşturalım,” haline geldi.

7 Haziran’da Ankara Opera ve balemizin gala konseri ile başlayan festivale bu yıl yurtdışından sadece Sofya Opera Balesi ile İtalya’nın Regio Calabra Belediyesi tiyatrosu katılıyor.

Belki de hiç yapamayacaklardı. Bugünkü iktidarın opera ve baleye bakışı malum.

 “Yahu 15 yıldır bu rezalet devam ediyor, birden kesmek doğru olmaz, bizimkilerle idare edelim, yanına da iki ülke çağırıverelim,”mi dediler acaba?  Geçen hafta Huyla Özyol da Son Nokta’da yazdı. Baktım dergi çıkınca, aynı noktada birleşmişiz, Özyol, “birkaç yıldır uluslararası sadece festivalin adında kaldı,” diyor  Bu da sanat çuvallaması ne?

3 AKP li Antalya Milletvekili

Vekillerimizi kutlarım.

Niye? Biraz sabırlı olalım.

Antalya Spor, Süper Ligde iddiasını sürdürebilmek için transfer telaşında, hepiniz biliyorsunuz. Benim önerim, görme engellilerle meclisimiz milletvekillerinin yaptığı futbol maçında üç AKP li Antalya milletvekilimiz de oynadı: Abdurrahman Arıcı, Mevlut Çavuşoğlu, Mehmet Günal.

Vekillerimiz görme engelliler maçını 7-3 kazandılar.

AKP li vekillerimiz görme engelliler maçında “göz,” doldurmuşlar. Hatta gollerin üçünü atmışlar.

Antalya Spor ne yapıp yapmalı bu vekillerimizi gelecek seçimde kazanamazlarsa renklerine katmalı.

Birden aklıma bir soru geldi, iktidardan hep gol yiyoruz, çuvallıyoruz, biz hepimiz görme engelli miyiz ne?

Antalya çuvallıyor:

Ormanlarını turizme açıyor, ağaçlarını kökünden kesiyor, kent her gün daha çok betonlaşıyor, turizm mevsiminde başlayan inşaat yasağını kimse dinlemiyor,  kent toz duman, trafik çorba, sahillerini golfe terk ediyor, bir turizmci, “denize sıfır golf tesisi yaptık,” diye övünüyor. Güya elektrik enerjisi üretecek kaçak tesisler kuruluyor. Suyun yok olacakmış, tarım arazin bitecekmiş, kimse kılını kıpırdatmıyor.

Çuvallamayan tek şey var Antalya’da. Yandaşlara RANT!

Bir not:

Haberiniz var mı? Antalya nüfusunun onda biri okuma yazma bilmiyor. Kent Konseyi açıkladı, ilde 72 bin kişi alfabe’nin yanından geçmemiş.    

Yayın Tarihi
28.06.2008
Bu makale 721 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
saygılar. ben şunu anlamıyorum insanlar yapamadığı başaramadıkları için yargılanırlar bu adam başardığı işler için yargılanıyor böyle düşünceleri anlamak mümkün değil böyle kafalardan antalyaya hayır gelmez yapılan her işe saygı duyuyorum zamanla zor da olsa o beyinlerde duyacak bu yazıları boş yere buralara dökenlerde...

ramazan aydın 05.01.2009

Değerli üstadım. Bu sitenin yönetiminde en zor işim sizi kandırmak oldu. Her zaman ve her işte olduğu gibi bunu başarmanın mutluluğunu yaşamak da benim hakkım. Umarım bizzat çektiğin fotoğrafınızı beğenmişinizdir. Biraz sert mi,zaç sergileyemedik ama ... Herşey güzel olacak. Aramıza, ailemize hoşgeldin...

Erdoğan Kahya 29.06.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!