Bir öneri, bir çok eleştiri!

Niyetim eleştiri yapmak değil, kafamdaki öneriyi sizlere arz eylerken belki eleştiriler çıkabilir,  diye yazının başlığını öyle attım.

Hep merak ederim, Antalya’nın bir doğum günü olamaz mı?

Bu düşüncemi iki yıl önce de bir Kent Müzesi toplantısında eski yeni belediye başkanlarının önünde de ortaya atmıştım, ama kimse oralı olmamıştı.

Dünyada binlerce kent doğum günlerini kutlar, halk doyasıya eğlenir. Bazı kentlerde resmi tatil bile olur. Bizim belediyecilerin bunu iyi bilmesi gerek, kardeş kent Nürnberg’e sık sık giderler. Hem ne olur biliyor musunuz, belediye de öyle eğlence yapacağım, diye eğlence düzenlemez, (Mayıs, Haziran aylarında Yavuz Özcan Parkı’ndakiler gibi.) bir dayanağı olur, millet de sapına kadar eğlenir. Dünyanın dört yanındaki kentlerde eğlenceler bir nedene dayanır. Her eğlencenin bir nedeni olduğu gibi her eğlence de ayrı etkinliklere sahne olur.  Yine belediyecilerimiz, hatta Antalyalı gazeteciler bilir, bu adı geçen kentte her hafta bir eğlence düzenlenir, (Asparagus Günü, “Kuşkonmaz”, Ev Pazarı, vesaire.)  

Şimdi bunları unutalım da Antalya’nın neden bir kuruluş günü yok, bunu konuşalım.

Kale Kapısı’na Attolos II.nin heykelini diktik. Bu bir anlamda kentimizin Bergama Kralı Attolos II. tarafından kurulduğunu kabul etmektir. Bilinen, Bergama Kralının Antalya’da bir liman kenti kurulmasını istemesi ve bunun gerçekleşmesidir. Milattan önce 150 yıllarına gidiyor. Eğer bu tarihi kabul edersek yaklaşık 2160 yıllık bir kentiz.  

Sonra kent yabancılarca işgal edilir,  Selçuk Sultanı Keyhusrev I. işgalden kurtaran adamdır. İşgaller sürer bu kez de devreye Keyhusrev II. girer. Bu zatın heybetli (!..) heykelini de yaptık, önce Meydan Kavşağına, sonra oradan söküp Yavuz Özcan Parkı’nın girişine diktik. Hatta Güllük’ten iyi görünmüyor, diye kapalı durağı da oradan kaldırdık. Bu da bir anlamda Antalya’nın kuruluşunu Keyhusrev II. ye dayandırmak oluyor. O zaman kentimizin kuruluşu da 800 yıla yaklaşır.

Kararı tarihçiler, arkeologlar, kentçiler oturup birlikte vermeliler.

Geriye bir gün saptamak kalıyor. Yıl bulununca günü saptamak kolay. Zaten millet olarak alışkınız, “ başaklar kızardığı zaman bizim oğlan doğmuştu” demeye.

Bu benim önerim, kentimizin doğum gününü saptayalım. Bir turizm kentinde bunu yapmak başka kentlerden daha çok önemli bence. Üstelik gençlerimiz yaşadıkları kentin kaç yaşında olduğunu da bilirler.

Unutmamalı ki milletlerden geçmişlerinden güç alırlar.

 

Yayın Tarihi
25.09.2010
Bu makale 5349 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!