Müzeleri kime satacağız?

Konu: Müze gişelerinin özel sektöre devri.  (İsrailli olur, Arap olur, Çinli olur, müzeye iştahlı herkes olabilir.)

Gerekçe: Gişelerde bileti özel sektör keserse daha çok turist, vatandaş müzeleri ziyaret eder.

Gaye: Yandaşlara, dostlara yeni gelir kapısı açmak.

Özel sektör kapıdan başlar, derken bir adım içeri, sonra Zeus’u pazarlar. Ayrık otu gibidir. Unutmayın.

Bazı arkeologlarımız bu fikri destekliyor. Onlar haklı, emeklerinin, Türkiye’nin değerlerinin daha çok tanıtılmasını istiyorlar. Biliyorlar ki müzenin başında bulunan bir arkeolog, bir müzeci bu işi beceremez. Adamın görevi müzecilik, ticaret değil.

Peki soralım: Müzelerde, başında bir işletmecinin bulunduğu bir birim, özel sektörün yapacağını beceremez mi? Becerir de işimize gelmez.

Bırakın beyler şu özel sektöre her şeyi devretmeyi artık. İşin başına  ehlini getirin, yeter.

Yoksa bir iki yıl içinde Paris’te, Londra’da, Pekin’de tarihi eserlerimizin peşinde koşmaya başlarsınız.

Samani:

Seviyorum bu başkanı, sıkıntılı olduğum günlerde öyle bir laf ediyor ki,  beni hep güldürüyor. Sağ olsun.

Bilirsiniz, “boş laf etmek” her zaman neşelidir. Ne derlerdi böylelerine, unuttum. Yaşlılık işte.

Van

İnternette Van’da görev yapan bir doktorun mektubu dolaşıyor: Okuyunca aklım başımdan gitti. Türkiye haritasında Van diye bir kent var, amma…

Doktor diyor ki: “PKK’lıyım diyenler tarafından tehdit ediliyoruz.

Kimse vergi vermiyor, elektrik, su parası ödemiyor.

Her aileye ayda 150 lira çocuk parası veriliyor.

Okula giden her çocuğa harçlık veriliyor. Sonra o çocuklar polis taşlıyor.

Tarlası olsun ya da olmasın herkese tarım yardımı yapılıyor.

Her Cuma kaymakamlar  para dağıtıyor.”

Daha neler var mektupta neler.

Okuyucularım benden şikâyetçi:

Hemen hemen her  yazıdan sonra Cumhuriyet Akdeniz’in duyarlı okurları ya telefon ederler, ya da e-posta  gönderirler. Tabii hoşuma gidiyor. Genel de överler, ama çokça da bazı olaylara dokunmuyorum, diye eleştirirler. Bir örnek olsun diye, Dr. Sabahattin Şen’in mektubundan kısaca söz edeceğim:

“Bugünkü, (Geçen hafta, ch.) sizin deyiminizle, "fantezi" yazınızla idare ettik, ama Antalya'nın şehir içme suyundaki kireç konusunu ne zaman irdeleyeceğinizi de merak ediyoruz.” Doktor, ‘amanhocam,’ sitesine yazmış, Asat’tan tatmin edici bir yanıt alamamış. Üstelik yanıtı bana da bildirmiş. Vallahi almadım. Doktorcuğum. “Ne dersiniz Celâl abi?” diye kibarca beni suçluyor.

Derim ki, belki Asat  kireçli içme suyu nedenini bize de yazar da burada irdeleriz.

(Cumhuriyet Akdeniz)

 

Yayın Tarihi
10.07.2010
Bu makale 5402 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!