İki kadın bir erkek

İki kadın var son günlerde hayran olduğum. Gururlu, onurlu, alçakça komplo karşısında başları dimdik.

“Aşk olsun” sizlere bacılarım “aşk olsun.”

Bir erkek var susan. Susarak en büyük dersi veren, rezilleri ezip geçen.

“Aşk olsun” sana da kardeşim “aşk olsun.”

Kadının birine sözüm. Sakın ola ki istifa etme. Yirmi yıllık emeğini  kahpelerin  komplosuna kurban eyleme.

 

Antalya’nın Ormanlarının Katili Orman Bakanlığı’dır.

Bana inanmıyorsanız, geçen hafta (12.5)  Cumhuriyet muhabiri Faruk Keskin’in  gazetenin birinci sayfasında yer alan ormanlardaki maden ocaklarının yaptıkları ağaç katliamını okuyunuz.

Her zaman demişimdir, ormanları mahveden ne orman köylüsü, ne yangınlar,  ne de keçidir; ormanları yok eden Orman Bakanlığı’dır.

Orman Bölge Müdürlüklerinin bir döner sermayesi vardır. Bu döner sermaye gelirleri ile kendi kendilerini parasal yönden idare edecektir.

Ormana gidilir, bu bölgenin ağaçları yaşlanmış denir, kesim kararı alınır. 

Kesilen ağaçlar satılır, elde edilen gelir, bölgenin masraflarına, misafirhanenin ağırlama masraflarına gider.

Sonra bütçeden gelen parayla yeni ağaç dikimleri yapılır. Ardından bölge müdürlükleri şu kadar bin ağaç diktik, diye kendi reklâmlarını eksik etmezler.

Ne kadar ağaç kestiklerini söylemezler.  

Bir orman kaç yılda yaşlanır? Onu  -bölgenin para ihtiyacına göre- orman mühendisleri bilir.

Faruk Keskin yazıyor: Orman Bakanlığı beş yıllık program içinde Antalya’da bin yedi yüz hektar araziyi ağaçlandıracak. Dikkat buyurun! Bir tek maden ocağının bir yılda ağaçlarını kestiği orman  ise bin hektar.

Hepsi bu kadar.

Akdeniz Üniversitesi Orman Bakanını çevreci ödülüne lâyık buluyor.

Utanç!

AKP’nin Oyunu

 

“Belediye işçilerine para ödeyemiyor,” diye bas bas bağırıyorlar. Ellerinde tek bir bu var; ne yapsınlar, geçmiş dönemdeki gibi yandaş kayırmalar, har vurup harman savurmalar yok.

Akılları sıra politika yapıyorlar. Politika asildir, güzeldir, öyle herkesin becereceği şey değildir. Dayılıkla, belden aşağı vurmalarla, hilelerle çirkefleştirilemez.

Karşılarında Hoca var, hocanın bir açığını yırtındılar, didindiler bulamadılar. Bulamayınca işçilere ödenemeyen para akıllarına geldi. İzan sahibi olsalar, “yahu belediyeyi biz borç batağına batırıp, öyle teslim ettik,” derler, “nereden para bulacak,” diye bir de kendilerine sorarlar. Sanki onlar Antalya’nın meclis üyeleri değil, Antalya’nın bir değeri yok gözlerinde.

Bir gün ağızlarından  bir “Antalya’mız,” çıksa  tanrıya şükürler olsun, diyeceğim..

Destek olmalarını beklemiyoruz, ama bari köstek olmasınlar.

Duymuşsunuzdur, belediye borçlarını ödeyebilmek için gayri menkullerini satıyor. İşçilerin ücretlerini ödeyebilmek için de Başkan meclisten 21 milyon liralık borçlanma yetkisi istedi. Başka çaresi yok.  CHP üyeleri rahat, başkan rahat, istedikleri yetkiyi meclis verir diye bekliyorlar. Gel gör ki bekledikleri olmuyor. O gün mecliste CHP üyeleri tam kadro değil, Akaydın da önemli bir toplantı da. Fırsat fırsat diyorlar, borç isteği AKP oylarıyla reddediliyor. Köstek olmanın daniskası.

Perşembe konu yeniden meclise gelecek. Bakalım bu borç “Antalya’mız,” için deyip, kabul edecekler mi?

Takipteyiz!  

Yayın Tarihi
23.05.2010
Bu makale 5656 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!