GERONTOLOJİK BAKIŞ

İnsan

İnsan niyetleriyle gelişir. Bilinçli olarak yaptığımız bütün eylemlerin kaynağı niyetlerimizdir. Hangi niyetle bir işe başlarsan, sonucu o olacaktır. Bu yüzden niyetlerimizi çok dikkatli seçmek zorundayız.  “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” deyiminin yerine “Bana niyetini söyle, sana ne olacağını söyleyeyim” diyebiliriz.

Niyetlerimiz motivasyonlarımızın anasıdır. İnsanın ilgi duyduğu şeylerin ardında hep niyetleri de vardır. Mesela öğrenmeye karar veren bir yaşlı niyetlerinden doğan ilgilerine yönelir ve bunlar öğrenme eylemlerini motive eder. Niyetler, planlı eylemlerimizin de kaynağıdır.

Alzheimer hastalarında görülen tedirginlik, ürkeklik, korku ve bazen de saldırganlık, niyetlerini unutmuş olmanın bir sonucu olarak kabul edilebilir. İçlerinde “iyi bir hayat” arzusundan geriye kalanlar, dikkatlerini niyetlerine odaklamaya yetmemektedir. Korkularının baskın olması, bunu engellemektedir. Kişisel tasavvurlarına dayanan “iyi yaşam” niyetine uygun tarz ve biçimde günlük yaşamını yapılandıramaz, kendisiyle, taleplerle ve olanaklarla bilinçli ilgilenemez. Yani kişisel sorumluluk beceri ve yeteneği kaybolmaya başlamıştır.

Başkalarının yardımından bağımsız olan bir yaşamdan git gide uzaklaşarak, bakıma muhtaçlık durumunda kullanabileceği bağımsızlığın kendisi için manasını unutmuştur. Ama bağımsızlık isteğine aslında hala sahiptir. Giderek bağımlı hale geldiğinin farkında olduğu için korku ve kaygı tarafından belirlenen bir hayatın altında ezilmektedir. Bu yüzden kendisi için önemli olan yaşam alanlarında artık hayatını bağımlılık belirler hale gelmiştir.

Zamanla kendinden de uzaklaşan Alzheimer hastasının başkalarına yanaşması mümkün olmaz. Bu nedenle kendini başkalarının yerine koyamaz, empati yapamaz ve bu nedenle ortak veya paylaşılan sorumluluklar üstlenemez.

Kendini gerçekleştirmesi, kendini güncelleştirmesi de artık hayallerinden kopmuştur. Böyle bir niyetin dimağında yeşerecek verimli bir zemin bulması mümkün değildir. O artık sadece zaman içerindeki korkulu anların bir eseri olan varlık haline gelmiştir. Hafızası karışık, şaşkınlık içindeki bu yaşlı, bilinçli olarak varsayabileceği bir bağımlılığı da tanıyamaz. Kendini yardım ve desteklere bilinçli şekilde açamaz.

Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen Alzheimer hastaları adeta bir kuru odun parçası gibi duyarsız ve duygusuz bir varlık değildir. Onlar hâlâ karışık düşüncelerine rağmen hassas ve duygu yüklüdür. Kalbinin derinliklerinde insan olduğunu hissetmektedir ve kendisine insanca davranılmasını istemektedir. Onlara insanca davranan, insan olduklarını unutmamalarını sağlayanlar, kendileri de bundan büyük haz duyar ve kendilerinin de insan olduklarını kavrarlar.

Yayın Tarihi
04.11.2021
Bu makale 791 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!