Yılın anlamlı mesajı

“Seçim kazanmak için Antalya’yı kaybettik”

Yeni yılda siyasiler, iş adamları, sivil toplum kuruluşu, başkan ve yöneticileri 2011 yılında Toplumsal uzlaşı, barış, sevgi, birlik beraberlik konusunda birbirinden güzel mesajlar yayınladılar. Medyada da güzel anlamlı sözlerle boy gösterdiler.
Hepsinin bu içten duygularına katılmamak elde değil. Bana göre de en anlamlı ve yerinde mesaj ve çağrı Antalya Ticaret ve Sanayi odası başkanı (ATSO)Budak’ın sözleri oldu. Ne demişti Budak 2010 ve geçmişi değerlendirip 2011 yılına bakış ve beklentilerinde
SEÇİMİ KAZANMAK İÇİN ANTALYA’YI KAYBETTİK..
Daha güzel bir Antalya idealinden taviz vermeyin, imar konusunda, çevre konusunda taviz vermeyin diyen Başkan Budak. Bilhassa belediyecilere bir gerçeği vurguladı. Kent olarak geçmişten bu güne yapılan yanlışlıkların kökeninde yanlış siyaset ve seçim kazanmak için verilen tavizlerden ve her gecen gün çarpık kentleşmenin hakim olduğu, rant uğruna Antalya’nın geleceğinin karartıldığından bahisle uyarı ve ikazda bulundu.
Geçmişten günümüze şöyle bir baktığımızda Budak’ın sözleri doğrultusunda neler yapılmadık ki siyaset ve rant uğruna, yılların sahil yolunu değiştirdik şehir merkezinde, otel yapmak için. O güzelim falezlerin üstüne kocaman çarşılar inşa ettik. Halen iskanı olmayan yüzlerce bina bir o kadar da buna bağlı ruhsatsız iş yeri inşa ettik. Otoparkları dükkan haline getirdik. Bir taraftan yaparken bir taraftan doğal güzellikleri yok ettik. Betonla yeşilli yok ettik. Bin bir emekle onca parayla yapılan park ve bahçeleri, halkın gezip dinlenebileceği yerleri hatta bir açık hava tiyatrosunu feda ettik. Kaldırımlar vatandaşın yürüme alanları yandaşlara büfe olarak verildi. Tramvaydı, metroydu derken kentin ana caddelerini, insanların vasıtaların geçemeyeceği, esnafı kepenk kapatma noktasına getiren uygulamalar yaptık. Şehrin nostaljisini, geçmişini yok ettik rant uğruna. Başta mimarlar Mühendisler odasının uyarılarını gerçek anlamda bu kenti seven onlar bütünleşen insanlarımızın uyarılarını hiç dikkate almadık, varsa da yoksa da secim kazanmak. Her yıl 60 bin kişinin, işini, aşını, evini sormadan göce boyun eğdik.
Parası olan, siyası arkası olan ve siyasetten nemalanan her istediğini yaptı. Tarih kokan, coğrafi konumu itibariyle Dünyanın gıpta ile baktığı bu güzelim kentte hala bu aymazlık devam ediyor.
Bakın size bir olay aktarayım belediyenin birinde yasal olmayan bir şekilde dükkan eve çevriliyor bir apartman altı olan yer için encümen yıkım karar veriyor. Ama gel gör ki bu yerin yıkımı için ilgili birimin fen işlerine yazı gönderilmesinin üzerinde aylar geçiyor. Ama şu ana kadar bir uygulama yok ! Nedenine gelince mülk sahibi hatırlı, paralı buna benzemez daha neler var vatandaşı bilmediği kim bilir?
Yıllardır, siyaset yüzünden “Ali Yapar Veli Bozar” misali, kent adeta yaz boz tahtasına dönüyor. Bir önce ki başkanın yaptığını ondan sonra gelen beğenmiyor. Başta personel olarak, yetişmiş bilgili artık akademisyen sıfatındaki insanlar siyaset uğruna kurban ediliyor. Kent içi ulaşım sorunları sil baştan derken şehir içi trafik içinde çıkılmaz hal alıyor. Seçim kazanacağınız diyerek sağlık, yiyecek, içecek konumunda denetlemeler gerektiği şekilde yapılmıyor. Zabıta görevini siyasetçilerden korkusuna gerektiği şekilde yapamıyor. Kaldırımlar esnaf tarafından işgal altında. Caddelerde sokaklarda tabela, afiş ve çeşitli firmalara elektrik direklerine varıncaya kadar yapıştırılan ilanlar, Turizm kentlerinde görülmeyen görüntü kirliliği ve kulakları sağır eden gürültü kirliliği sağda solda inşaat artıkları, bozuk kaldırımlar, köstebek çukurları ile dolu cadde ve sokak araları, ATSO Başkanı Çetin Osman BUDAK ‘ın sözlerinde ne kadar haklı olduğunun gerçek kanıtı değil de nedir?
Parası olan siyasi arkası olan bu kentte bu ülkede her şeyi yapar diyen sade vatandaşın haklılığı da bir yana…