İş ve Emek

‘’Kurnaz olan , dilediğini baştan çıkarır
Kötü patron, doğru söyleyeni işten çıkarır
İş yok diye, ona buna el açıp durma
Er olan ekmeğini taştan çıkarır’’

İnsanoğlu bütün uğraşısı, bütün gayreti bir lokma ekmek ,yaşam için olmazsa ,bilhassa bizim gibi az gelişmiş ülkelerde soframıza koyduğumuz ekmek en kutsal bir doyum gereksinimidir. Hani atalarımız ne demiş’’ Tanrı insanı açlıkla terbiye etmesin’’ insan yaşamını kolaylaştıran tüm teknolojik aygıtlar olmadan yaşam mümkündür. Ama aç kalmak fiziksel tüm güçlerimizin kaybolması ve insan metabolizmasının iflas etmesi demektir. Bizim toplumumuzda ekmeğin yeri olağan üstü değerdedir. İşsizliğin ve yoksluğun çığ gibi büyüdüğü yurdum insanı daha fazla ekmek ve makarna gibi gıdalarla besleniyor. Belkide devamlı ekmek ve undan mamül gıdalarla beslendiğimiz için beynimizde gerektiği şekilde çalışmıyor olsa gerek .
Et ve benzeri yüksek kalorili gıdaları tüketmek bu dönemde her baba yiğidin harcı değil. Er olan kişi ancak ekmek parasını şanslı ise kazanıyor. Artık taşlara balyoz kar etmiyor. Hani bir ozanımızın dediği gibi:

“ANAN GÖMLEKSİZ, BABAN TUMANSIZ
ON LİRA YÖVMİYE, ON İKİ NUFÜS
KAZMA VURA VURA ÖLDÜN FUKARA”

Artık çalışkan becerikli ve azimli olmanda işe yaramıyor. Çünkü fırsat eşitliği yok dengeli bir gelir dağılımı desen hiç yok ozaman geriye ne kalıyor. Katıksız kuru ekmeğe talimdan başka çaresi yok vatandaşın. Ekmek deyince bugün modern fabrikalarda doğal olduğu söylenen taşfırınlarda soframıza gelen ekmek üretiliyor ama gel gör ki fırıncı dertli buğdayı üreten çiftçi, köylü dertli günde evine en az yedi, sekiz ekmek götüren açlık sınırın altında yaşayan vatandaşımız dertli.
Fırıncıları dinlediğimizde en az buğdayı üreten çifçi kadar dertli her geçen gün gelirinin giderini karşılamadığından tüm sektörler gibi oda sıkıntılı hergün en az beş, altı ekmek alan ailelerin bile ekmek tüketiminde gözle görülen bir düşüşün olduğunu söylüyor. Vatandaş artık ekmeğindende kısıyor derken kendisine göre ekmek fiyatının ucuz olduğunu başta un, odun, elektrik, su işci giderleri ve hergün ödenen vergiler neticesinde birşey kazanmadıklarının yanısıra haksız bir rekebetin de olduğunu üstüne basa basa tekrar ediyor.
Her sektörde kendini bariz bir şekilde gösteren ekonomik daralmanın kendilerininde yani fırıncı camiasınıda vurduğundan dem vuruyor. Tabii oda kendine göre haklı ama vatandaş daha da haklı geçtiğimiz aylarda ucuz ekmek alabilmek için sahahın köründe ekmek kuyruğunda ölen bir emekli yurtaşımızıda unutmamak ve rahmetle anmak lazım.
Diğer tarafta ise daha düne kadar dünyada kendi kendine yeten kendini besleme imkanına sahip yedi ülkeden biriyken bugün dışarıdan buğday ithal ettiğimiz gerçeğinden hareket ettiğimizde bu gidişle ucuz ekmek bile hayal olacaktır.
Bu işin görünen yönü ya ülkemizde bilhassa burjuvaların yerleşim bölgelerinde bulunan çöp konteynırlarının içinde ve dışında onlarca ekmek çöpe dökülürken bu israfın yıllık olarak tonlarca olduğu her zaman dile getirilmesine rağmen bu aymazlık, bu savurganlık hala devam ediyor.Bir ekmek çalanın hapis yattığı yolsuzluk yaparak devleti milyonlarca dolandıran,çalan çırpan elini kolunu sallayarak gezdiği bir ortamda kutsal dediğimiz bir ekmeğin konumuyla birlikte aç insanların unutulması günah ve vicdansızlık değilde nedir?
Şavaşlar, bunalımlar, ekonomik çöküntüler, bunun tek nedeni yine insanoğlunun kendisidir. İnsan olan insan her zaman hatayı kendinde aramaya başladığı an çözümüde bulmak yolunda akıllıca bir adım atmış olacaktır.

Sağlık ve Sevgiyle kalın…