Polisteki değişim

Antalyaspor teknik direktörü Mehmet Özdilek, geçtiğimiz haftalarda yapmış olduğu bir açıklamasında, polisimizdeki büyüleyici değişiminden bahsederken.”burada yaşarken, gezerken, kendimi ve ailemi, aynı zamanda gelen misafirleri güvende hissediyorum”. Derken bir gerçeğin altını çizmişti, büyük bir turizm kenti olmasıyla nedeniyle sekiz milyonun üstünde turisti ağırlayan bir kent olarak ta polisimizin, başarısı ve görev anlayışı her türlü taktirin üstündedir. Türk polisinin genelde de olaylara hakimiyeti bakımından, batıdaki polis teşkilatları ile yarışırken, çoğu Avrupa ülkesini de örnek olmaktadır.
İki asıra yakın kuruluşu olan, yıllar içersinde uğradığı haksızlık, bilhassa 27 Mayıs 1960 darbesi öncesi ve sonrası insafsızca eleştirildi günümüzde de halen aynı sorunlar içinde ezilmeye ve sindirilmeye çalışılmaktadır. Bir takım yapılanmalardan, yakıştırılmadan nemalanmak isteyenler her zaman olduğu gibi bu günde olmaktadır.
Polisin geçmişinde bazı dönemlerde olduğu gibi bu günde bu sorunlar devam ediyorsa şayet mesleğinde yaşamında sorgulanması gereken çok önemli konular var demektir.
165 yıllık tarihi yalnızlığın arasında dolaşırken bunca yıl yitirilmiş, inançların terk edilmiş yaşam kokulu o tertemiz umutların tükenerek ala bora olmuş en güzel düşlerin acı kanıtları olmuştur bu gecen zaman içerisinde.
Zaman zaman polisin uğradığı kalleşliğin ve ihanetin tanımı kendiliğinden ortaya çıkar.
Toplumda adaletin, huzur güven ve barışın mimarı olan polisimiz son yıllarda başarılı ataklarıyla başlattığı çağdaşlaşmaya yönelik, tüm girişimlerinden, tam bir dayanışma içersinde tarihi bazı olumsuzlukların sancılarını azaltıp yok etmeye çalışıyor.
Çöküntüye uğramış yaşamlar, köreltilmiş meslek sevgisi ağır tahribat karşısında zedelenmiş insani duygular, bunca yıl boyunca yaşanan hayal kırıklığı, giderek azalan güven duygusu artık çok hızlı bir değişim yerine bırakmıştır. Antalya ve tüm ülke genelinde üstün başarının nedeni budur.
Polisimiz artık sosyal haklarını ülke insanına hizmet etmenin onur ve kıvancını yaşıyor artık.
Bütün olayları bilinçli bir düşünceyle ayrı ayrı inceleyerek kalıcı çözüm yolları üretiyor.
Bugün artık polisimiz dünü bugünü Adaletin terazisinde bilimsel gözlem ve yöntemlerle, aynı zamanda en son teknoloji kullanarak yorumlayıp sorgulamasını yapıyor.
Bu sorumluluk ona büyük bir güç veriyor bu enerji de yeni imajını en hızlı bir şekilde kazandırıyor.
Temel prensipleri güler yüz, hoşgörü anlayış ve sevginin oluşturduğu çağdaş vizyondaki diğer unsurlar, paylaşımcı ikna edici uzlaştırıcı ve yönlendirici eğiticisi olmasıdır.
Polis zaman zaman oluşan toplumsal ve siyasal baskıların yaratacağı, travmaların sonuçlarına göğüslemek zorundadır.
Bu arada vatandaşımıza önemli sorumluluk düşmektedir, hem suçlu hem güçlü tabirinde olduğu gibi polisin kondisyonunu sonuna kadar tüketip onu öfke kontrolünde en uç noktalara taşıyarak sabrının son noktasına getirmenin de yaratacağı gerginliğin anlamı da olmaz.
İşte Mehmet Özdilek’in dediği gibi Antalya’nın bir huzur kenti olması başta Antalya olmak üzere yurt genelinde polisimizin başarısı çağdaşlığın en güzel örneğidir.