Gerçek Gündem

Bir gariptir benim ülkem her gün öyle veya böyle gündem birileri tarafından değiştiriliyor. Daha önceden hazırlanmış senaryolar ve kurgularla. Neticesinde ise insanlar ölüyor, felaketler yaşanıyor. Her gün bir aile yuvasına ateş düşüyor. Kan vahşet, acı ve ızdırap Anadolu insanımızın silinmez alın yazısı oldu son dönemde
Halkımızın gerçek sorunları, bir tarafa itiliyor. Ucuz kahramanlıklar peşinden koşuluyor. Yurdum insanın hayatı pahasına, işsizlik, yoksulluk milyonlarca halkımızın belini bükerken, aç yatan insanlarımıza her gün yenileri katılıyor. Bakın şimdi, bu gün olması gereken fakat her fırsatta saptırılan güzel ülkemin ana gündemine bir değinelim:

Şirket karları dibe vurmuş, geçen ayın ilk dokuz ayına göre sanayide karlar yüzde 58 azalmış. Ağır sanayide adeta bir kabus yaşanıyor. Geçen yılın üçüncü çeyreğine göre cirolarla birlikte, karlar dibe vurmuş. Tekstil sanayisinde intihar eden patronlarla birlikte zarar daha da katlanmış…
Kobiler icra kıskacında son beş ay içersinde bankalara takibe düşen kredi oranı yüzde 49 a yükselmiş…
Ekonomik krizden etkilenen 65 bin esnaf karşılıksız çek nedeniyle hapse girme tehlikesi ile karşı karşıya…
Cari açıkta merkez bankası verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde yüzde 402 artarak 9.9 milyon dolara ulaşmış…
Yabancı mal ve marka hayranlığı son iki ayda yüzde 54.3 artıp 449.5 milyon doların yabancıların cebine girmesine neden olunmuş…
Kayıt dışı ekonomi almış başını gidiyor. Bir dur diyen yok. Çin malları piyasayı ahtapot gibi sarmış. Yerli sanayicimizin üretimini bitme noktasına getirmiş.
Vasıflı, vasıfsız, üniversite mezunu işsizler ordusu, durmadan büyüyor tedbir ve çare yok…
Kredi kartları cepteki bomba misali patlamış, cinnetler, intiharlar her gün artarak devam ediyor…
Hayvancılık sektörü çıkmazda ve bitmek üzere. İthal et gündem den düşmüyor…
Çiftçi, köylü tarım sektörü feryat ediyor. Her 10 çiftçiden 3 ü icralık. En son Antalya Kumluca‘da yaşanan koskoca bir köyün, malı, mülkü hepsi icralık olmuş. İntihar eden 3 çiftçi yurttaşımızın sonu yürekler acısı ki burası Antalya birde Anadolu’nun iç kesimlerindeki köylümüzün durumunu düşünün, ürettiği malı 5 liraya satması gerekirken 3 liraya satmak zorunda kalıyor…
Memur insanca yaşayacak maaş istiyor. Sözleşmeli ve 4C’li çalışmaya son verin diyerek yollara düşmüş.
Emekli evinde maaş hapsinde 4.5 milyon emeklinin maaşı daha eve gitmeden bitiyor. Son verilen 62 Liralık maaş iyileştirme buhar olup gitmiş.
”Yaşama, öl” dercesine verilen emekli maaşlarına gelen prim ve vergi borçlarından dolayı icralar da bunun üstüne tuz biber olmuş…

Emekli maaşında TÜFE farklarından dolayı doğan 29 aylık 200-400TL arasında değişen parayı almadan ölen emeklileri de bu arada rahmetle anmak gerekir!
Gazi, şehit, dul, yetim ve malul maaşları ise sadaka kabilinden. Bu vatandaşlarımızın acısı ise herkesten daha büyük.
Hazırlanılan yeni borçlar kanununa göre kiracıları ise zor günler bekliyor, Elektrik ve suyu ödemediği takdirde tahliye sebebi olacak depozitolar 3kira tutarında olacak. Mal sahiplerinin artan vergileri de, kiracıya yansıyacak…
İlkokuldan başlayarak üniversite ve üniversitende sonra süren sınavlar
(ÖSYM, KPS, …) ise ebeveynlerimizi, gençlerimizi ve çocuklarımızı bunalıma iterken. Devlet ve özel okullardaki eğitim şartlarının düzensizliği ve yetersizliğinden dolayı dışarıdan destek eğitim almak için açılan dershanelerin ücretleri gençlerimizin canına, ebeveynlerin ise hapse düşmesine neden oluyor…
Yeni seçim yasası ve barajı yüzde 1o u altına düşürülmesi…
Yargının bağımsızlığı…

Olması gerekirken gündemin en acı ve yurdum insanın hemen hemen her gün yüreğini yakan, şehit cenazeleri arkasındaki milyonlarca insanımızın feryatları sıradan olaymış gibi geçiştirilmeye çalışılırken, birileri ülkemin gerçek sorunlarından uzaklaşıp ucuz kahraman olma sevdasında.

Akıl sahibi, vicdan sahibi bir insan olarak, kendi sorunları ortada dururken başkalarının Don Kişotluğuna soyunmak niye? Anlayan varsa beri gelsin…

SAGLIK VE SEVGİYLE KALIN,