Aceleci Olmak!..

Her nedense birey olarak da, toplum olarak da, acele karar vermekte, ilerisini, gerisini düşünmeden hareket etmede, ön yargılı olmakta üstümüze yoktur. Siyasette, ticarette, yönetimde olsun zaman zaman bu aceleciliğin bedelini ağır şekilde ödediğimiz çok olmuştur. Halbuki bir düşünüp bir karar vermek bu kararı verirken de, küçük büyük demeden, her kişinin ve her kesimin düşüncelerine, önerilerine açık kapı bırakarak günü kurtarma gayretiyle acele karar vermemek akıllı insanların yapabileceği bir davranış olmasa gerek.
Bunun en güzel örneği de, kıssadan hisse bir hikayede gizli. Yıllar önce, son dönemde vatandaşlarımızın Almanya’da çalıştıkları gibi, geçmiş yıllarda bir adamcağız, yaşadığı topraklardan çok uzaklara çalışmaya gitmiş. Yememiş, içmemiş, tüm zorluklar içerisinde 3000 Akçe biriktirerek memleketine dönmeye karar vermiş ve evinin yolunu tutmuş. Dönüş yolunda bir müddet gittikten sonra, bir şehre gelmiş ve yolda yürürken köşe başında birisi “BİR NASİHAT BİN AKÇEYE” diye bağırıyormuş. Adamcağız bir ara düşünmüş, nasıl olur bir nasihati bin akçeye satarlar. Ben yıllarca çalıştım ve sadece üç bin akçe biriktirebildim demiş ve bu işe pek aklı ermemiş, ama yine de merakla, bu adama bin akçeyi vererek nasihati satın almış ve “KADERDE NE VAR İSE O ÇIKAR” nasihatiyle yoluna devam etmiş.
Biraz ileride yine bu defa başka bir adam bağırıyormuş: “Bir nasihat bin akçeye” diyerek, adam yine dayanamamış, geri kalan 2000 akçenin 1000 akçesini ona vererek ikinci nasihat olan “GÖNÜL KİMİ SEVERSE GÜZEL ODUR” sözleriyle yine yoluna devam etmiş.
Bir müddet gittikten sonra yine köşe başında bir adam avazı çıktığı kadar bağırıyor, “Bir nasihat bin akçeye” diyerek. Adam yine parasına bakmış, bir de nasihati satan adama bakmış, dayanamamış, son bin akçesini de bu adama vererek “HİÇ BİR İŞ ACELEYE GELMEZ” uyarısını aldıktan sonra, beş parasız yoluna devam etmiş. Bir müddet gittikten sonra vardığı bir şehirde büyük bir kalabalık ve topluluğun bir korku ve telaş içinde olduğunu görerek oradakilere neler olduğunu sormuş, o kalabalıktan birisi açıklamış ve demiş ki; Burada şehrin tüm su ihtiyacını karşılayan bir kuyu var, ama kuyunun içinde bir canavar var, suyu tutmuş bir türlü suyu salmıyor, aşağıya kim indiyse geri gelmedi ve bu nedenle de şimdi herkes korkuyor.
Adam bir an ilk aldığı nasihati düşünmüş, “Kaderde ne varsa o çıkar” diyerek aşağıya inmeye karar vermiş ve kuyuya inmiş. İnmesiyle kendisini canavarın yakalaması an meselesi olmuş ve kendisine demiş ki; ‘Sana soracağım soruya doğru cevap verirsen hem canını bağışlayacağım, hem de şehre suyu bırakacağım’ demiş. Ve bir tarafına sarışın mavi gözlü dünya güzeli bir kadın, diğer tarafına ise bir kurbağayı koyarak söyle bakalım demiş, hangisi daha güzel?. Adam düşünürken aklına hemen ikinci nasihat gelmiş ve ‘Gönül kimi severse güzel odur’ diyerek canavarın takdirini kazanmış. Meğer canavar kurbağanın gözlerine aşıkmış ve canavar adamı salmış. Kuyudaki suyu bırakması üzerine şehir halkı adama ağırlığınca altın vererek onu yolcu etmişler. Buradan yola koyulan adamcağız, günler sonra nihayet evine gelmiş ve evinin camından içeriye baktığında kan beynine sıçramış bir de ne görsün, karısı diz dize genç bir erkekle oturuyor, hemen kılıcını çekerek içeri girer, ama hemen üçüncü nasihat aklına gelmiş; ‘Hiçbir iş aceleye gelmez” kılıcını kınına koymuş ve karısına sormuş, kim bu genç? Kadın da: Bey sen gittiğinde ben hamileydim ve bir oğlum oldu, bu genç senin oğlun demiş.
Bu ve buna benzer, nice hikayeler, nice öğüt ve nasihatler vardır Dede Korkut’tan bu yana insanı ve toplumu uyarmak, doğru ve gerçek insanı tanımlamak için, ama yine de kulağı sağır gözü bakar kör olmaktan kurtulamayacağız. Başta her gün onlarca insanımızı trafik canavarına teslim etmenin en başlıca nedeni hız, yani acelecilik değil de nedir? Siyasette, devlet yönetiminde yapılan yanlışların nedeni de bu değimlidir? Hep aceleye getirmek, hep günü kurtarma telaşındandır.
Aslında bu tür nasihatleri çoğumuz biliriz ama yine de aptal gibi bedel ödeyerek bir şeyleri öğrenme Donkişotluğundan vazgeçemiyoruz.

SAGLIK VE SEVGİYLE  KALIN,

Yayın Tarihi
10.08.2011
Bu makale 9728 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!