Kara Delik

İnsanoğlunda, kaybetmek mağlubiyet ve çaresizlik, zaman zaman gözyaşı ile gelen acının kaynağını oluşturur. Hayat insanı bazen bir mengenede soluğumuz kesilinceye kadar sıkar. İçinden çıkamayacağınız, hayal kırıklığına uğratır. Hiç bir çıkış yolu bulamazsınız ve içinde yaşadığınız acılar ezgilere her geçen gün biraz daha katmerleşir. Ünlü düşünür Konfiçyus, her ne kadar Elmas yontulmadan kusursuz olmazsa insanda acı çekmeden olgunlaşamaz, demişse de olgunlaşmak iyi güzelde olgunlaşma neticesinde elinde düşüncelerindeki bilge ve erdemli kişi olarak kaydettiğin an elinde hiçbir yaşamsal bağlantının kalmadığına da görüyorsunuz. Artık sufilik geçmişteki tasavvuf düşüncelerinde kaldı. Geçmişte, ünlü filozoflar, bilgeler, düşünürler, tüm acılara rağmen bir lokma hırka diyerek bu dünyadan göç ettiler. Tüm acılarına rağmen doğruluktan, dürüstlükten, insanın insana olan sevgisinden ödün vermeden yaşadılar ve insanoğlunun geleceğini görerek acı bir gülümsemeyle bu fani dünyadan göç ettiler.
İnsanoğlunun yazgısında var acılar. En korkunç hastalıklar, felaketler, kirlilik işlenen suçlar, terör, savaşlar, dünyanın bazı bölgelerin deki açlık ve yoksulluklar, da bir annenin bir babanın evladını kaybedişi kadar acı ve ızdırap değil de nedir. Hep bu olaylar bir tarafı yıkarken  diğer  tarafı da sonu gelmeyen acılara, hüzne boğmuyor mu.  Diyebilirsiniz.İnsan doğarken ağlar.Geçici bir ağlama dünyaya  gelirken yüreğinde  oluşan kara delik nedeniyledir.İler ki  yaşamında kalbinde büyüyen bu büyük felaketlerin, olumsuz hislerinin çatışmacı düşüncelerinin cehennem kapısını aralayacağı için,  böyle bir dünyaya gelmenin acıları içerisinde ağlar.
Zamanla, yoksulluğu düşünerek ağlar, unutulmuşluğuna ağlar, sevdiklerinin kaybetmenin acısıyla ağlar, cenneti cehennemi ve ölümü düşünerek ağlar, sonsuz bir yaşamı düşünerek ağlar. Vatan uğruna ölen şehidine de, ölen anne babasına da, evladına, kardeşine hayatta vefalı dostuna, komşusunun yaratıldığına toprağa dönüşüne ağlar ve bu ağlamalarda, hep acı hep ızdırap vardır.
Bazen de alınyazısı, kader deyip geçiştiririz. Aslında bu acılar ne kader nede alınyazısı, yaşadığımız dünyayı, var olan insanoğlunu içinizdeki olumsuz düşler ve hislerimiz şekillendirmektedir. Halbuki insanoğlu, kadere karşı gelip yaşam boyu sürecek acılardan bir nebzede olsun kurtulabilmek için evvela içindeki parçalanmış duygularının bütünleştirmeli, düşünce ve inancını gözden geçirmesi, ortaya çıkan kendisini alaşağı eden, hayal dünyasını ve olumsuz düşüncelerinin işkencesini yüreğindeki kara delik kapanacak. Neticesinde de yaşama dört elle sarılırken, hiç tükenmeyecek dediği acıları da son bulacaktır.

 

Yayın Tarihi
14.01.2012
Bu makale 7796 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!