Antalya Halkı Biliyor!

İnsan yaşamının rahat huzur ve uygar şekilde idamesi için her şeyin başında bilgi ve birikim ve ustalık gerekir. Devlet yönetiminde ve onun ayrılmaz bir parçası olan kent yaşamı rahat bir nefes hale getiren belediyecilik başlı başına insan sevgisi ve buna bağlı olarak o kentte yaşayan insanların refahını ne gerektirdiğini en ince ayrıntısına kadar bilme zorunluluğunu getirir. o kentin Batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine coğrafyasıyla bitki örtüsüyle halkın sosyal yaşamıyla yediğinden içtiğinden kadar ulaşımından sağlığına kadar çok donanımlı bilgi gerektirir.
Bunun içinde her zaman halkla yüz yüze gelmek, zaman zaman onların içinde yaşamak, onların sıkıntılarını yaşadığı olumsuzlukları bire bir ilk ağızdan dinlemek lüks koltuklarına yapışıp buradan emirler yağdırmak olumlu bir davranış olmasa gerek makam arabalarını bırakıp, dolmuşa, halk otobüsüne binip, tiyatroya, sinemaya gidip semt pazarlarını dolaşarak halkın ezgilerini, serzenişlerini duymak görmek gerek birtakım yağdanlıkları, her devrin adamı olan bir kısım politik neferleri her yapılan icraatları yerinde ve zamanında denetlemek ve gereğini yapmak gerekir. Biz belediye demekle gerçek anlamda çalışmanın ortaya konduğunu halkı inandıramazsınız.
Belli bir kesime veya partili yandaşlara yönelik hizmetler, sansasyonel olaylar popülist yatırım daha açılmış bir işletmenin tekrar açılması gibi gerçek anlamda bir çalışmanın ortaya konduğuna halkı kandıramazsınız. Yapılan hizmetlerin gerçekçi olmadığını gören insanımız ne der bilirimsiniz “gelen gideni aratır” İşe adan adam iş yanlışıyla hiçbir zaman bir yere varamazsınız. İş başına getirdiğiniz kişilerin konusunda işten anlayan deneyimli, bilgili, usta ve liyakat sahibi insanlar olması gerekir. İş hayatında bir kural vardır;
İş yeri açan veya işleten işyeri sahibi, patron yaptığı işi en az maiyetinde çalıştırdığı işyerini teslim ettiği çalışanlar kadar işin konumuna vakıf olması, yaptığı işin inceliklerini bilmesi bu konuda kendini yetiştirmesi gerekir. Hiç bir zaman denetlemeyi elden bırakmaması lazımdır. Hiç unutulmaması gerekir ki, insanoğlu ana rahminden çıktı andan itibaren bir zaaflar yumağıdır. Bilhassa topluma hizmet veren kişiler bu zaaflara kapılma lüksü yoktur.
Çünkü toplum ve toplumu oluşturan insanların yaşama kalitesi söz konusudur.
Şimdi bir slogan var şehrin ana arterlerindeki panolarda “ Hani biz çalışan belediyeyiz Antalya bizi bilir kabilinden ulaşımda yeni dönem artık duraklarda beklemeyeceksiniz”
Sanki ulaşım sorunu tamamen haledilmişte iş beklemeye gelmiş. Gel de inan bunca olanlardan sonra hala halk otobüsünde, dolmuşlarda klima sorunu çözülmedi.50 derece cehennemi sıcakta yerlisi, yabancısı, turisti belediyenin yeni aldığı kendine ait ulaşım araçları dışında halk otobüslerinde, dolmuşlarda boğucu atmosfer içinde vatandaş sıcakta seyahat ediyor. Bu araçların çoğu yakıt tasarrufu nedeniyle klimayı çalıştırmıyor.
Çalışıyor diyerek havalandırma yani fanı açıyor, fanın gürültüsü bile vatandaşı klimanın çalıştığını ikna etmeye uğraşıyor. Bu nedenle de zaman zaman bu vasıtalarda halkla şoför arasında tartışmalar yaşanıyor. Hatta bazı şoförler arabanın eski olması nedeniyle klimanın kifayetsiz olduğunu da bahsediyorlar. Kardeşim araba eski ise kliması kliması kifayet etmiyorsa parasıyla dolmuşa otobüse binen bu vatandaşın günahı ne? Yine bazı arabalarda ekzoz dumanı gazı ve gürültüsü çevre kirliğine verdiği zarar inanılmaz boyutta. Ana arterlerde ki çöp konteynırları bilhassa durak yakınında olanlar pis ve cehennemi sıcakta koku yayıyor.
Gelelim şimdi başından beri üzerinde durduğum ağır aksak devam eden yılan hikayesine dönen düden parkı gelişmelerine şöyle gelin görün çağlayan mahallesindeki Düden parkının yüzlerce metre karelik yeni yapılan yeşil alanına ilk bakışta ne kadar baştan sağma gelişi güzel yapıldığını farkına varabilirsiniz. Belki hovardaca yapılan harcamalar, alın teri ve emek neticesinde kentimizin büyük ve yeni bir yeşil alana kavuşması güzel olacak. Ama yapılışındaki teknik hataları her gün bozulan yeniden yapılan çimlendirilmiş sahaların yeniden sökülüp kazınması planla, programlanma yanlışlıkları ağaçların hatalı ve köklerinin derine dikilmeyişi kış aylarında muazzam rüzgarlar alan bu alandaki ağaçların dayanma olanağı olmaz. Çünkü dikilme baştan sağma ve yüzeysel yapılmış. Yine bir bakıyorsunuz adam çınar ağacı dikmiş iki metresine bir çınar ağacı daha dikilmiş diğer alanlarda ise bir tane çınar ağacı yok. Çınar ağacı bildiğimiz gibi ulu bir ağaç olup 1000 sene yaşar. Bu zaman zarfında dalları büyük bir alanı kapsar. Gövdesi metrelerce yerlere ulaşır. İki metre arayla çınar ağacı dikilmez ki kardeşim. Git kardeşim daha ileride absürt ağaçları diktiğin yerlere de çınar ağacı dik. Nereden bakarsanız bakın baştan sağmalık ve gereksiz harcamalar göze çarpıyor. Yerli yabancı turistlerin en çok uğrak yerlerinden biri olan bu yerde umumi tuvalet maalesef düşünülmemiş gibi geliyor. Menderes Türel zamanında yapılan üst tarafta ve aradaki mesafe fazla olan tuvalet ise paralı hale dönüşmüş. Aslında halka hizmet olması gerekir. Çünkü ülkemizde dünya da emsali görülmemiş dolaylı dolaysız yüzlerce vergi ödüyorlar. Bu koca alanda bu kadar harcamaya rağmen cebinde parası olmayan vatandaşımızın su içebilmesi için bir çeşme eskilerde olduğu gibi düşünülmemiş.Kulağımıza gelen duyumlara göre de bu yeni yapılan alanın ticari amaçla asla kullanılmayacağını söylenmesine rağmen buranın ticari alan olarak  kullanılacağı  hatta bazı kişilere burada büfe işletme sözü şimdiden verilmiş.Hatırlarsanız bu gün  bu yeşil alanı Antalya ya kazandırılmasında büyük mücadele eden eski başkan Menderes Türel burasını babasının malı ve çiftliği gibi kullanıp bu rantiye alanına getiren parasız ücretsiz halka kapatan halkın ücretsiz oturma yerlerini yok eden kişileri buradan çıkarmıştı. Ne demeli bilemiyorum hatırlarsanız koca seçim öncesi elli yıl suyu yetecek olan suyu olan cennet Antalya halkına suyu ücretsiz vereceğim demişti. Başkanlık koltuğuna oturduğu andan itibaren suya altı kez zam yaptı. Ulaşım ücretlerine zammı da kabul etmemişti ama ne oldu herkes bildiğini okuyor, kervan yürüyor. Antalya halkı biliyor!