En büyük sorun işsizlik

  “İşsiz insan durgun su gibidir, bozulup kirlenir “.Normand

İşsiz olmak, yıllarca okuyup yazıp, büyük hayallerle umutla üniversite bitirmiş, lakin şimdi boşta geziyor, kendisi isyan içinde onu büyütüp, okutup yemeyip yediren giymeyip giydiren anne baba hüsran içinde. Yıllarca sanayide, fabrikada işçi olmuş çırak olmuş kalfalık yapmış neticede usta olmuş cebinde 5 lira yok evine götürecek ekmek parası da yok, mesleğinin dışında her işi yapmaya razı ama ona da iş yok. İşsiz ordusu kentimde, ülkemde her geçen gün çoğalıyor.
Geçtiğimiz hafta Burdur’daydım. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) çeşitli birimlerinde çalıştırılmak üzere 12’si temizlik, 9 güvenlik görevlisi olmak üzere 21 kişi alındı. Asgari ücretle çalışacak olan bu işler için bin 705 kişi müracaat etti. Noter huzurunda kura çekilerek alınan bu elemanların bin 348’i temizlik, 7’si güvenlik için 278 erkek, 2 bayan müracaat etti. Burdur merkez olarak ekonomisi asker ve üniversite öğrencisine bağlı.
70 bin nüfuslu bir kent için bu olay işsizliğin boyutunu göstermeye yeterde artar.
Antalya’da bilhassa kış döneminde işsizliğin hat safhaya vardığı kentimizde 250 binin üzerinde işsiz var.
Birileri her ne kadar resmi rakamlarla işsizlik oranını düşük göstermeye çalışsa da ülke genelinde, son dönemde tarım sektörünün çıkmazda olduğu dikkate alınmalıdır.
Lise mezunu esnaf, tarım işçisi, yetişmiş, okulunu okumuş meslek sahibi olmuş ama iş sahibi olamamış binlerce işsiz genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Peki biz ne yapıyoruz? Suni gündemlerle meşgul ediliyoruz. İşsiz insanların dramlarını izleyerek sadece laf üretiyoruz.
Hani o her daim cebinde parası eksik olmayanlar yediği önünde yemediği arkasında olanlar her yıl yeni bir model araba değiştirenler bir gece de barda sazda bir masada bir asgari  ücretlinin  iki maaşını  bırakanlar, lüks, şatafat içerisinde  yoksula, işsize nispet yapanlar siz hiç işsiz kaldınız mı?
Evinize ekmek götüremediğiniz zaman oldu mu? Çocuklarınızın okulda ki zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamadığınız an oldu mu? Yaşamın acısını yüreğinizde hiç hissettiğiniz oldu mu? Bilhassa ana, baba için bu dayanılmaz bir acıdır. Başta devlet yetkilileri olmak üzere, özel sektör ve bilhassa bizim kentimizde kişi başına 50-100 daire sahibi olan, toprak zenginleri, şöyle bir etrafınıza bakın. Miras kalan toprakları bu işsiz insanlar için değerlendirseniz günah mı olur yoksa sevap mı? İşyerleri,  yeni işletmeler kursanız birkaç işsiz, gariban yanınızda çalışsa evine ekmek götürse bu toplumda dirlik ve düzenlik daha iyi olmaz mı? Daha fazla huzur ve sükun bulamaz mıyız?
Unutmamalıdır ki işin, aşın olduğu yerde başta terör, hırsızlık, gasp hatta vahşet kokan cinayetler olmaz.
Daha huzurlu, daha refah bir kent ve ülke olmamıza katkıda bulunur. Tanrı katında da muteber bir insan olursunuz? İşsiz ve aç insanın yapamayacağı hiçbir kötülük yoktur.
Çünkü hayatta hiçbir şeyi olmayan her şeyini kaybetmiş insanın hayattan alacağı çok şey vardır…

Yayın Tarihi
30.12.2010
Bu makale 5888 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!