250 Gram et yarım kilo patetes

Acı soğan, kuru yavan deriz, kuru ekmeğe talim edip dışarı çıktığımızda et yemiş gibi dişimizi kurcalarız. Ondan sonrada çok güzel şükrederiz. Bir günde gururumuzdan fedakarlık edip aç olduğumuzu, gıda alamayıp dengeli beslendiğimizi bir türlü haykırmaz ondan sonrada kaybolan sağlığımız nedeniyle saatlerce doktor kapısında bekleriz.

Tabi bu söylediklerimin emekli, asgari ücretli, dar gelirli, alt kademedeki memurlarımız işçilerimiz için geçerli. Çünkü haftanın belli günlerinde kurulan carsı pazarda hep onlar var yani halk pazarlarında köse bucakta kalan ata esnafı kasap, manav hep onlar var. Acaba üç kuruş daha ucuzunu nereden bulurum diye köşe bucak ayak tabanları şişinceye kadar dolaşan yurdum insanları diğerleri yani burjuvalardan altında çifter çifter arabaları olanları, cüzdanında sıra sıra banka kartı olanlardan bahsetmek istemiyorum. Çünkü onların alışveriş ettikleri alışveriş merkezleri pahalı markaların olduğu özel mağazaları var. Onlara sorsanız içlerinde ekmeğin, acı soğanın kuru zeytinin peynirin fiyatı nedir bilmezken et ise onlar için özel kasaplarda özel yerlerde hazırlanır ve kendilerine sunulur.

Benim anlatmak istediğim sağolsun devletimizin kaşığıyla verip sapıyla çıkardığı emekli memur asgari ücretli işçi ve dar gelirliden yana yıllık enflasyon resmi rakamlara göre yüzde 11 çarşı pazarda yüzde 30 enflasyona rağmen verilen yüzde 6'lık zam bu çoğunun maaşında 25 ila 30 lira arasında bir fark demektir. Yani bir kilo et parası. Bu parayla yılda bir veya kere et yiyebilirsiniz. Öte yandan bir tüp 70 lira elektriğe yapılan otomatik zamlarda işin çabası. O zamana kadar bu saydığımız yoksul halk yığınları ne yapacak? Şimdi çarşı pazarda yarım kilo dönemi başlarken 100 gr. Ve 250 gr et almakla yetiniyor vatandaş. Doymak için değil sağlıklı beslenmek için değil göz görür gönül ister diyerek yemeğine tat verebilmek için alıyor. O etlerinde at, eşek veya deli dana olup olmadığından kimse emin değil. Yarım kilo domates 2 lira yarım kilo biber 3 lira patlıcanı hiç sorma. En ucuzu ve yenilebilir meyve 2 lira. Muz desen almış başını gidiyor. Diğer yiyeceklerin yanına yaklaşmak mümkün değil. Peynir 250 gr. Zeytin 250 gr. Bunlar doymak için değil sadece evine bir şeyler götürebilmek için alınan şeyler. Hele Antalya da yaşıyorsanız vay halinize. Çünkü kentimiz ülkemizin en pahalı kenti. Turizm kenti olması nedeniyle her şey esnafın insafına kalmış. Öyle ya serbest piyasa ekonomisi turistle birlikte vatandaşını kazıklamak en büyük hedef.

Hadi tavuk yiyelim derseniz işte orda alırken iki kere düşünmeniz gerekir. Gümrüklerden çevrilmiş yabancının kabul etmediği piliçler bayatladığı ve günü geçtiği için sararan ve akabinde çamaşır suyuyla beyazlatılan tavukları da ucuza yiyebilirsiniz. Ya hormonlu, ilaçlı diyerek dış ülkelerden geri çevrilen tonlarca sebze ne oluyor ? bugüne kadar bunların hiç imha edildiğini gördünüz duydunuz mu ?

Bir kilo pirinç 5 lira yoğurt 5.5 lira bir kilo zeytin 14 lira zeytinyağını dersen hiç sorma. Hani bizim dağımızdan yağ, ovamızdan bal akardı. Hani bizim dağımız, taşımız zeytindi. Bal desen hilesi bir türlü anlaşılamayan her türlüsünün bulunduğu güç ve enerji kaynağı.

Bazılarına göre çarşı Pazar ucuz. Çünkü fert başına milli gelirimiz 10 bin 500 dolar buda Türk lirası olarak 18 bin 400 liraya tekabül ediyor. Demek bunu aya böldüğümüzde fert başına aylık gelir 1.500 lira demektir. Ama bu insanlar çok hem de çok az emeklinin maaşının çok üstünde. Özelleştirilmiş taşeron firmaların tamamında çalışan insanlar 1.000 liranın altında maaş alıyor. 1.000 liranın altındaki maaş insanımızı öldürmez ama ebedi billah süründürür. Şöyle bir düşünelim. En ucuz kira 400-500 lira. Elektrik 80 lira su 30 lira tüp 70 lira ulaşım 125 lira senelik 1.700 lira yakacak, 20 lira telefon cep telefonu varsa oda ayrı. Ya mutfak masrafları birde okuyan çocuklarınız. Yeni doğan bebeğiniz varsa mucize yaratmanız lazım. Ve ondan sonrada kuldan bir yardım gelmeyeceğinize göre Allah yardımcınız olsun demektir.

704 lira asgari ücret alan bir insan için çarşı Pazar olağanüstü pahalı ya işsizler onlar ne yapacak. Onların hali ise içler acısı perişanlık işsizlik sigorta fonunda biriken parada üzücüdür ki halka verilmiyor. Bütçe açığı kitlerin zararları ile SGK'nın açıkları buradan finanse ediliyor. Yukarıdan itibaren saydığımız bu insanların asla evine kilo ile bir şey alması asla mümkün olmadığı gibi insanca gözü gönlü en önemlisi de karnı doyması mümkün değildir.

Beklide bugünler en iyi günler bunları da bulamayacağımız zamanlarda gelebilir. Öyleyse her zaman yaptığımız gibi sesimizi çıkarmadan oturup beterin beteri vardır diyerek şükretmeliyiz.

Öyle ya tok ne bilir açın halinden.

Sağlık ve sevgi ile kalın

Yayın Tarihi
17.05.2012
Bu makale 6443 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!