Yardım ve Pakistan

Biz millet olarak, duyarlı bir toplumuz, başta yardımseverliğimiz olmak üzere acılı insanlara imkanlar nispetinde daima yardımcı olmaya çalışarak mağduriyetlerinin giderilmesi için yediden yetmişe seferber oluruz.
Bunun son örneği de dost ve kardeş ülke Pakistan 21 milyon insanın doğal sel felaketi nedeniyle açlık ve sefaletle karşı karşıya kalması. Tüm dünyadan bu güne kadar çeşitli ihtiyaçları karşılamak için yardımlar gönderilse de Pakistan yetkilileri, uluslar arası yardım kuruluşlarından 2 milyar dolar yardım talep etmektedir.
Bugüne kadar da benim tahminim başta yurt dışında çalışanlarımız da dahil olmak üzere en büyük yardımı Türkiye gerçekleştirdiği kanaatindeyim. Hala çeşitli sivil toplum kuruşları yardım için büyük çaba sarf etmektedirler. Antalya’mızın da bu konuda duyarlı olduğu muhakkaktır.
Sel felaketleri, depremler, yangınlar, beraberinde acıları, ızdırap ve gözyaşını getirirken, ülke ekonomisinde büyük yaralar acar, tamiri yıllar alır.
Neticede dışarıdan gelen yardımlar bir yere kadar ‘’Taşıma su ile değirmen dönmez ‘’misali, bu gibi felaketlerin zaman zaman yaşandığı ülkelerin bazı tedbirleri önceden alınmalıdır. Doğaya karşı durmak insanoğlunun elinde mutlaka değildir. Ama toplum olarak bu gibi afetlerde ekonomik yönden güçlü olmak o ülkeyi yönetenlerin daha önceden alacağı en başta gelen tedbirleridir.
Şimdi bakalım dost müttefik kardeş bir İslam ülkesi olan Pakistan’a akla ilk gelen yoksulluk sefalet ve geri kalmışlık, yoğun bir nüfus asla planlaması yok fukaralık diken olur gözünüze batar.
Hep karmaşa vardır, garip kıyafetli, terlikli gezen insan kalabalıklarının oluşturduğu bir ülkedir. Bir zamanlar 12 Eylül darbesinin lideri Kenan EVREN’in ‘’Dost, kardeş Pakistan’’lafı halen hafızalarda ki bu sözlerin söylendiği zaman da Pakistan’ın başında Ziya ÜL HAK denilen bir diktatör vardı.

Pakistan deyince; akla, yine Buttolar geliyor babası, kızı ve tüm ailesi, savlar, direnişler, idamlar…

 Pakistan deyince; insanın, militarizm körü körüne milliyetçiliği, nükleer bomba yapımından duyulan kıvanç ve bununla birlikte yoksulluğunu da sorgulamak gerekir.

Pakistan deyince;  dünya da tek gelişmiş Müslüman ülke yok sorusunu soranlar aklıma geliyor.
Ülkem adına Yüce Atatürk e bir kez daha minnet ve şükran duyuyorum. Çünkü yoksulluğun, geri kalmışlığın zincirlerini kıran en azından bunu aşan, aşabilen bu yolda çaba sarf eden tek İslam ülkesi olarak, kurtuluş savaşının sadece Osmanlıya, İngiliz ve Yunana karşı olmadığı gerçeği bir kez daha önümüze çıkıyor.
Pakistan deyince, aklıma Hindistan geliyor. Aralarındaki gelişmişlik farkı. Ve iki sininde İngilizlerden bağımsızlığını kazanma tarihi aynı Pakistan deyince, sel, kargaşa sefalet ve ölümler geliyor. Her ne kadar bu sorulara cevap arasam da içim açıyor. İnsanlık adına bu felaketzedelere yardım hepimizin görevidir demekten kendimi alamıyorum…

Bu insanların yüzlerinde bir parçacık gülümseme oluşturabilmenin yanı sıra dileğimiz odur ki böyle felaketlerin bir daha yaşanmamasıdır.

SAGLIK VE SEVGİYLE KALIN

Yayın Tarihi
21.09.2010
Bu makale 2848 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!