Bravo Başkan Ergüven

Ne zaman aklımız başımıza gelir, ne zaman bazı gerçekleri görürüz bilemiyorum. Genel de hep başkalarının yaptığı ile gurur duyar, başkalarını çoğu zaman tu kaka yapar ama onların yaptıklarını kullanmaktan da geri kalmayız.
Kendimiz gayret edip beynimizi çalıştırıp bu güzelim ülkeye, kendimize bir katkıda bulunalım demediğimiz gibi, elimizin altında hazır olan değerleri de üretime katkıda bulunmayı sağlamalıyız.
Millet olarak Amerika ile yatar Amerika ile kalkar ABD'nin dünyanın süper gücü olduğunu üstüne basarak vurgularız. Askerlerimizin bir kısım araç gereçleri Amerika'dan vatandaşımızın kullandığı bir çok ihtiyaçlar Amerika dan tercih ettiğimiz para ise Amerikan Doları.
Bir günden bir güne Türk insanı olarak aklımızı başımıza alıp acaba düşündük mü? Dünyanın süper gücü kabul edilen Sam Amca‘nın bu ekonomik gücünün üçayağından bir tanesi nedir diye?
Bu günkü ABD'nin süper gücü Silah sanayi, Patent sanayi ve Sinema sektörü ve sanayinden meydana gelmektedir. En önemlisi de psikolojik ve sosyal kültürel anlamda Amerikan sempatizanı ülke toplumları yaratan dünyaya hakim olan film yapımları ile milyar dolarlar Sam Amcanın kesesine gitmektedir.
Ya biz ne yapıyor yıllarca sinema sektör olarak kabul edilmemiş devlet sinemayı dışlamış uzun senelerdir sansür belası sinemanın önünü kesmiş yapımcılar, sinemadan kazanmışlar han hamam yapmışlar sinemaya gerçekçi bir yatırım oluşmamış taklitçilik, kopyacılık almış başını gitmiş, oyuncusu, yönetmeni, kameramanı ve set işçisinin hiçbir sosyal güvencesi olmamış son döneme kadar. Amerikan sineması her geçen gün tüm ülke sinemalarını tek tek bitirirken bizde de devlet olarak sinema ve sinema sanatçılar ikinci hatta üçüncü planda görülmüş çoğu zaman engellenmiş. Özel sektörde her konuda yatırımlarını büyütürken sinemayı hiç aklına getirmemiş. Olayın büyüklüğünü bir türlü kavrayamamıştır ve evrensel düşünmemiştir.
Günün birinde sinemanın dünya yüzündeki ekonomik ve sosyal boyutunu ülke turizmine yapacağı büyük katkı hesaplayan Tefken firması 1999 yılında kentimizin, Serik ilçesi Çandır beldesinde, 20 milyon dolar harcayarak örneklerinden daha ileri teknolojiye sahip muazzam bir film stüdyosu yaptı. Bu emsalsiz stüdyonun gerektiği şekilde sahiplenilmemesi her yerde gördüğümüz cinsten bürokratik engeller ve gerekli tanıtımın bilhassa bir turizm kenti olarak yapılmaması, başlangıçta çekilen biri yabancı biri yerli olmak üzere olmak üzere 2 filmden sonra burası bugüne kadar atıl bir vaziyette geldi; yarım asıra yaklaşan bir film festivalinin yapıldığı, bunu yapan ve yöneten Altın Portakal Kültür Sanat vakfımızın ve bu vakfın bünyesinde büyük kapital sahibi kişilerin ve iş adamlarının olmasına rağmen, kaynaklar ya içki sektörüne ya da başka iş kollarına harcanmıştır.
Vakıf yönetimi hep havanda su dönmüştür bugün turizm sektörüne de milyar dolarlar yatıranlar bu güne kadar altın yumurtlayacak ÇANDIRWOOD'u görmemişlerdir. AVRUPANIN –ORTADOĞUNUN HOLLOWOOD'du olacak olan bu stüdyo on binlerce insana ekmek kapısı olacak, turizmde çok daha ileri boyutta taşıyacak olan bu yerin ehemmiyetini, film festivali yapan kent ve vakıf olarak maalesef anlayamadık geçtiğimiz hafta yöre Belediye Başkanı Ergüven YILMAZ 12 yıldır ihmal edilen sahiplenilmeyen bu büyük Yatırımı canlandırmak için kolları sıvamış. İşte budur vatanseverlik işte budur milyonlarca dolarlık milli servette sahip çıkmak, halkını düşünmek.
Şimdi sıra kürsülere çıkıp elinde viski kadehleri ile nutuk atan, ahkam kesen iş adamlarımıza düşüyor. Kısır tartışmalarla gün geçiren Kültür ve Turizm Bakanlığına düşüyor tabii bu arada medyanın da başkan Ergüven'e bu konuda destek olmaları gerekir. Antalyalı da konun devamlı takipçisi olmalıdır. Yöremiz halkına dolaysıyla turizme en büyük katkıyı sağlayacak olan Candırwood un hayatiyete geçirmek hayallerimizin üstünde kentimize ve çevremize olağanüstü ekonomik katkı sağlayacaktır. 5 ve 7 yıldızlı otellerden daha fazla Antalya ya yarar sağlayacağı mutlaktır.