Biz bu hallere düşecek adam mıydık?

Bizim türkülerimiz vardır buram buram Anadolu kokar, bizim ezgilerimiz var, yüreği sağlam, elleri nasırlı insanları anlatır. Bizim özgün seslerimiz var, emeğin alın terinin kutsallığını haykırır. Bizim yakılan ağıtlarımız, Anadolu’nun bağrından kopan sazımızla söylenen değişlerimiz ve oradaki yiğit bir sesin haykırışı vardır. İşte onlardan bir tanesi bir kır kahvesinin teybinden, Mustafa Yıldızdoğan yüreğini koparcasına bir bağımsızlık savaşçısı ve Kuvay-ı Milliyeci gibi haykırıyordu bir dinleyip bir düşünmemiz gereken aşağıda ki mısralar:
Biz bu hallere düşecek adam mıydık
Duymadıklarımızı duyduk
Görmediklerimizi gördük
İki dirhem aklımız vardı
Onu da yedik bitirdik
Freni patlamış kamyon gibiyiz
Allah'a havale gidiyoruz
Biz bu hallere düşecek adam mıydık

Dalından kopan yaprak misali
Bir rüzgara kapıldık ki sormayın gitsin
Koskoca 5000 yıllık çınar
Batının hızarına düştü
Feleğin nazarına düştü
Yiğit diye namım vardı
Namert pazarına düştü
Biz bu hallere düşecek adam mıydık

Ne batılı olabildik ne doğulu
İki camii arasında kalmış beynamaz gibiyiz
Bizi biz yapan, bize ait ne varsa her şeyi attık
Tıpa tıp taklit ettik, aslını yaşattık
Üretmedik, tükettik, hazıra konduk hep yattık
Hazıra dağ mı dayanır beyler
İlimsiz çağ yakalanmaz, ılımsız kaldık
Sığ kaldık, kaldık böyle kıraç
Ciğeri beş para etmeyenlere el açtık
Ve kahretsin yaşıyoruz, onlara muhtaç
Bu son liman, bu son gemi başka yol yok
Anlayın artık anlayın
Türkün Türk'ten başka dostu yok

Yardım almaya alışanlar, Emir almaya da alışırlar
Alıştılar beyim alıştılar
Üç beş kuruş için
Dalınız, kökünüz dediler, açtılar
Kıyınız, köseniz dediler, ortalığa saçtılar
Gururumu köprü ettiler, geçtiler
Ölçtüler, biçtiler
Sah damarımı kestiler beyim kestiler
Şerefe diyerek haysiyetimi içtiler
Bizler gölgemizle oynaşırken
Onlar dağlarımızda poyraz olup estiler
Biz bu hallere düşecek adam mıydık

Hürriyetin tarifini unuttuk
Çanakkale'yi, Sakarya'yı unuttuk
Unuttuk ecdadı, maziyi unuttuk
Muhtaç olduğumuz kudret, damardaki asıl kanı unuttuk
Unuttukça musibetlere gark olduk
Unuttuk beyim unuttuk
Sanki bu vatanı bedava bulduk
Biz bu hallere düşecek adam mıydık

Hey gidi asırlar hey, ses verseniz
Yürekleri o günlere çevirseniz
Hey gidi üç kıta, yedi deniz
Hey gidi uçsuz bucaksız vatan
Vatan için can veren
Şimdi elin vatanında yatan
Mezarsızlarımız, sahipsizlerimiz
Gariplerimiz
Yani aziz şehitlerimiz
Özür dileriz özür dileriz, özür dileriz
Velhasıl
Biz bu hale düşecek adam mıydık

SAGLIK VE SEVGİYLE  KALIN,
 

Yayın Tarihi
11.07.2010
Bu makale 2605 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!