Üç ayrı insan modeli

Şairin sevdası rumuzda titrer/Güzelin saçları omuzda titrer/Tökezleyen doğrulmuyor efendim/Şubatta üşüyen temmuzda titrer.

Haksız lokmalıysa midemiz parmaklarız evvel Allah. Kimsenin malında gözümüz olmadı şükür. Terimizin karşılığıyla kanaatkârız. Güveni sarsmak gibi iffetsizliğe çaputumuz bile bulaşmamıştır. İtimadın hilesiyle hemhallık şeytanın işidir. Yarım çöreğini bölüşen, işini üleşen, beraber ağlayan birlikte gülüşen, sözün özü sevginin imecelendiği topraklarda yetiştik.

Hürmetin, izzetin galebe çaldığı, misafirin baştacılandığı, sofraya ekmeğin bol bırakıldığı, konuk ağırladığında bayram yapan evlerin odalarında büyüdük. Ninnilerimiz vatansı, kundağımız bayraksıydı hep. Analarımız beşiğimize taş koyardı ki yüke alışsın diye.

Bundan dolayıdır ki, sevdamız sadakatli, yüreğimizdeki sırlı olmuştur. Buzdan saray, sırçadan köşk kolaycıların değil midir zaten? Bu bağlamda;

Komşu hükümdarlar, her ne kadar savaşmasalar da, fırsat buldukça birbirlerini ölçen davranışlar sergilerlerdi. Krallardan teki ülkesindeki heykeltıraştan, üç ayrı insan modeli yapmasını emreder. Eserler firuzeden, taşınacak kadar küçük ve farksız olacaklardır. Ancak bu yontulardan birindeki farklılık, keşfi mümkünsüz şekilde imal edilecektir.

         İstenenler vücutlaşınca ulaklarca paketlenir, üzerindeki mektupla diğer devlet başkanına iletilir. Koli açılır zarftan;” Doğum gününüz kutlu olsun. Hediyelerimin birisi diğer ikisinden daha değerlidir, tespit etiğinizde bildirmenizi arz ederim” ifadeleri yazılıdır.

         Padişah halkına duyurur, lakin sayısız kişi arasında muammayı çözümleyen çıkmaz. Son olarak, adaletsizliğe, haksızlığa kafa tuttuğundan zindana atılan genç gelir akıllara. Delikanlı huzura alınır. İlkin armağanları tartar, suya batırır, ateşe tutar, üzerlerinde türlü deneklerde bulunmanın akabinde tel ister. İnce çeliği birinci heykelin kulağından sokar, çelik ağızdan çıkar. İkincisinin sağından dürtülen sol kulağından gözükür. Üçüncünün kepçesinden itilen pulat dışarı çıkmaz, tetkikler neticesinde bir kanalla kalbe indiği tespitleşir.

         Hükümdar;” Kulağından gireni diliyle teşhirleyen makbul değildir. Yine sağından işittiğini solundan çıkarıyorsa ondan da hayır gelmez. En değerli beşer duyu organına intikal edeni kalbine gömendir. Hediyelerinize teşekkürler” cevabını iadeler.

Hazırlık

 

Günde kırk öğün içeriz

Dertleri demliyiz şükür

Yar için serden geçeriz

Gözleri nemliyiz şükür

 

Sevgi koyarız kazana

Razı oluruz yazana

Talimliyiz ramazana

Kendinden yemliyiz şükür

 

Boynumuzda yağlı ilmek

Sırtımızda yırtık gömlek

Su sızdırsın çanak çömlek

Testisi emliyiz şükür

 

Sürüyü sürdük celebe

Nefsimiz çalmaz galebe

Hem hocayız hem talebe

Lisanı gemliyiz şükür

 

Ruhum sabi beden reşit

Ahu zarım çeşit çeşit

Özcan’ımla ecel eşit

El Hakk erdemliyiz şükür

Yayın Tarihi
15.08.2011
Bu makale 10145 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!