Balık yutan ördeğin ağzında kılçık olur/Ciğer yiyen culuğun boynu kızılcık olur/Her gördüğü horoza gıdaklarsa bir tavuk/Folundaki oğlan fos ya da kızı cılk olur.
Bin bilsen de danışmayı ihmal etme, böbürlenen çok yanılır. Özellikle tecrübeyi önemsememek hatanın kapısını aralar. Yüzdeki çizgileri zamanın kalemi, kafadaki telleri hayatın fırçası desenlemiştir. Ömrü vefa edenler bu döngüyü mutlaka tadacaktır. Büyüğünden ilenen, anasının sakatlığından utanıp, tanımazlık numarasına yatarak, önde yürüyen mahlûklara Rabbim merhamet versin. Zira herkes bir özürlü, bir ihtiyar adayıdır. Aktaracağım mesel inşallah ders verir.
Babasını umursamayan, yavru kuşun yakasına yalnızlık yapışınca, ailesini aramaya çıkmış. Dumanlı dağları, kılavuzsuz aşmak kolay mı? Fırtına teleklerini kamçılarken, iliklerine işleyen ayazla kanatları tutulmaya başlamış, donmak üzereyken bir tarlaya düşmüş. Küçük kuş yarı baygın sonunun yaklaştığını hesaplarken, orada dolaşan mandalardan birisi üzerine pislemiş. Kuşcağız dışkının sıcaklığıyla dirilip kıpırdamaya başlamış. Göçmen kuşun sesini işiten bir sırtlan, onu tezeğin içinden çıkartmış silkeleyip temizledikten sonra kendisine güzelce ziyafet çekmiş.
Bu bağlamda; Kafana s.ç.n herkes düşmanın olmak zorunda değildir, b..tan kurtaranları da dost bellemek gafilliktir.
Adamlar
Koyun olduk kuzu verdik vatana
Tüyümüzden hırka ördü adamlar
Şimdi rağbet toprağımı satana
Bedelini ucuz gördü adamlar
Dededen toruna geçti bu nöbet
İnmezler omuzdan hiç ilelebet
Yatıp yuvarlanıp çekip muhabbet
Sırtımızda devran sürdü adamlar
Rüzgâra kamçısın atlara yele
Deyip de saldılar dönülmez ile
Bir aferin iki maşallah ile
Defterimi devre dürdü adamlar
Denizler sahile can verip durdu
Kumsal kan emdikçe coşup kudurdu
Her dalga Özcan’a bir soru sordu
Muradına böyle erdi adamlar