Gündüz bürüklü gece kırıklı!

Başörtüsü, siyasete malzeme olmaya devam ediyor. Seçimlerde “hizmete amadeyim, milletimin kölesiyim” nutkunu susuz yutan adaylar, mazbatalarını aldıktan sonra ne hikmetse ağızlarından çıkanı kıçaltı etmede skor kırıyorlar. Vatandaşın çıkarı bertaraf edilerek, şahıslarıyla avenelerinin yararına tezgâhlar yaratılıyor. Eee kamu menfaatine bir şey üretilmezse, onların kafalarını karıştıracak mevzular uydurmak yeğdir. İspanya Kralı;”Ben bu halkı otuz sene yüz binlik beşiklerde uyuttum” derken, arenayla, statları işaretlemiştir. Bizimkiler de ikide bir, türban, başörtüsü, poşu, peçe, kravat, papyon bağlanmaları üzereni salıncaklar kurarak, halkı sallamaya devam ediyor. Nuri Hoca’nın deyimiyle “Ne Batının kepazeliği, ne de Doğunun köleliğine layık değildir Türk Kadını”.

Ulu Önder Atatürk;"Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak birsey yoktur..."

"Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Türk Anası kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim." işaretiyle, konuya parmağını basmıştır, bu bağlamda temcit pilavıymışçasına ısıtmanın anlamı yoktur bence

Zaten; bombacı mı, kaçakçı mı, vurguncu mu, esrarcı mı cinsi müphem kara böceklerle, göbeği, g.tü kotunun yırtığından teşhirli, eciş, bücüş şekilli, alâmetifarika giysili, kişilerin, Devrimci Lider Atatürk’ün çizgisinde yeri olamaz.

Bayram arifesinde hayvan pazarında dolaşan zampara, “Gündüz bürüklü/Gece kırıklı/Göbeği küpeli/Kızlığı şüpheli/ diye tabirlediği türden birine rastlar,”hayırdır hanımefendi” sorusuna, “kurbanlık edinmeye geldim” cevabına karşın hovarda; “beni alın, size kurban olurum gönüllüce” deyince, işveli bayan kıkırdayarak; “kabul ederdim lakin boynuzunuz yok, kusura bakmayın!” diye sırıtır. Adam bıyıklarını burarken, “ üzülmeyin sultanım, kapınıza bağlarsanız iki günde kırk boynuz salarım” yanıtıyla tekenin çatallarını eller.

Allah ıslah etsin

Akıl düşerse illete

Beden ram olur zillete

Yaşadığı rezalete

İnanmaya başlar insan

Ölümle kalım arası

Terazinin yok darası

İblisten kalan mirası

Donanmaya başlar insan

Arzular hükmeder ruha

Her şey hoş gelir güruha

Nefissizlik kalkar şaha