Çektiğim gamların ardı mı gurbet/Bacasız damların ardı mı gurbet/Garipliği ben kendimle yaşarım/Buğulu camların ardı mı gurbet?
Aykırılığa“eski köye yeni adet” özdeyişiyle parmağını basan insanımız, sıra dışılığa ”kaynanaya iş belledir acer gelin” diye sokuşturmasını ihmal etmemiştir. Bu bağlamda Palandöken’in duldasındaki Dadaş diyarındaki yaşanmışlığı paylaşmadan geçemedim.
Erzurum’un tanınmış esnaflarından rahmetli Kunduracı Yunus Usta, yorgunluk çayı için bitişikteki kahveye gider. İskemlesine yerleşmeden garson yarım bardak demi masaya bırakır. Güngörmüş, şaşkın aynı zamanda sinirle askıcıya sesleyince İstanbullu ocakçı, ustanın önüne dikilip; “Buyur Efendi Ağa” der, bizimki “Oğlum bardağın durumu ne?” sualiyle karşılar. İstifini bozmadan; “Beybaba yeni demledim.”cevabını verince, Ahilik Ocağı’ndan yetişen ulu; “burada tiryakinin ögüne bele yarim bardah çay goydun mi ona söymüs kimi olursan, annadin mi?” lafını sarf eder.
Ocakçı; “Emmi dudak payı sunalım dedik, kusurumuz varsa affola” cümlesiyle gülümseyince Koca Reis; “Ben pay isdemirem, çay isdirem çay!”diye sandalyesine yaslanır.
Yaren
Kahve müptelası olsan da bile
Dilersen muhabbet çayda var yaren
Gönülden geçenler düşünce dile
Neylerde terennümlü gayda var yaren
Sazın teli titredikçe dem vurur
Badısaba bülbüllere gem vurur
Mızrap hem meşk eder hem vurur
Bazen atılacak hay da var yaren
Sevda bayrağını çekip direğe
Aşk harcını doldur da gel küreğe
Bir hoş seda su serpiyor yüreğe
Muhabbette inan fayda var yaren
Akşamın faslında el birlik eder
Şakıyıp söyleşip dil birlik eder
Gönderin ipiyle tel birlik eder
Daha bizde nice huy da var yaren
Seven canda dost gamını yaşarsa
Sevda yaylasında kalmaz boş arsa
Gayesiz ok menzilinden şaşarsa
Biline ki kusur yayda var yaren
Sanma ki her şair kendini dokur
Şiirde çırpınır aşk fokur fokur
Bir bayrak altında yaşarız şükür
Bu işin sonunda toy da var yaren
Özcan’ım duayla ediyor davet
Birleşince kalkar elbet kasavet
Peygamber aşkına çekin salâvet
Asalet Türk denen soyda var yaren