“Bir daha uğrar mı fakirhaneme/Tadı damağımda kalan bayramlar/Ah çektikçe zehir dolar sineme/Kınası aklımda solan bayramlar”
Şehitlerimiz, terör, deprem, yüreğimiz acılı, gözlerimiz buğulu, bir mübarek güne daha erişmenin buruk mutluluğu içerisindeyiz. Anam efkârlanınca “yar alıştı koyup koyup gitmeye/ ben alıştım yarlı yarsız yatmaya” diye içlenirdi. Nasıl olsa, emekli, dul, yetim, diplomalı işsizler, kıytırık ücretli emektarlar gemini gevmeyi belledi. Yedi düvele baş eğmeyen, kahraman milletin ahfadı bizler, açlığa, yokluğa mı eyvallah edeceğiz! Üzüldüğümüz şeye bakınız! Yere düşse bir avuç kumla kalkanlarla, ağababalara, ağırabilere, süslü ablalara hoş gelecek meteorolojik bülten okundu, garibanlar yine es geçildi. İnşallah, keşişleme ile kıble müsaade eder de “kurbanlamadan” esintiler olur! Eti vitrinde görenler, hiç değilse kokusuyla idareye çalışırlar, böylelikle nefisler körlenir. Varlıya, çokluya(ehlinamus konu dışıdır),cukkacıya, köşeciye, hortumcuya, ayaktan aşıran başlara göndermelere fırsat doğar.
Meselemizde: “Dolandırılan adam, yankesicinin gelmişini geçmişini boyuyormuş, gülerek yanına yaklaşan birisi;”boşa nefesini eskitme, kim işitecek, nereye gidecek ki” deyince, ciğeri yanan,”dua gönderince gidiyor da, sövünce niye gitmesin” diyerek uzaklaşır. Yüce Yaratan’dan, gözyaşların dindiği, adaletli günlerin gülümsediği bayramlar diliyorum. Bu bağlamda yaşanmış anıyı paylaşmak isterim:” Müfettiş, imam hatip lisesi son sınıflardan birinin teftişinde, ön sıradaki talebeye adını sorar; Öğrenci:”Fatih” diye cevaplayınca, denetmen; “Peki evlat Fatiha suresini oku bakalım” der, delikanlı isteği derhal yerine getirir. Mülakatı devam ettiren uzman, başkasına ”senin ismin nedir yavrum?”sualini yöneltince, çocuk yanıtlar: “Yasin, ama arkadaşlar kısaca Kevser derler” yanıtıyla oturur. O sırada içeri giren müstahdem,”başöğretmenim, benim toruna Rahmi mahlasını taktık, dili döndükçe haksızların ecdadına rahmet okusun diye, ne yapalım gücümüz ancak buna yetiyor, onlar nasıl dua ile hediyelendiklerini iyi bilirler, lakin onamak işlerine gelmez” diyerek sınıftan çıkar.
BAYRAMLAR
Bayramlar manasız bayramlar yalın
Bayramım bayram der ensesi kalın
Şimdiki bayramlar paranın malın
Bayramlar ya pasak ya kir bayramı
Dermansız uzuvlar sallanır yanda
Bir umut beklenir çıkmadık canda
Lokumu ramazan eti kurbanda
Kursağı görenin şükür bayramı
Dudağı kelepçe kafayı pense
Sıkar da seslenmez canlar nedense
Eğrinin yüzüne “eğrisin” dense
Doğruda yaşanır şükür bayramı
Arife göl içinde suya susadı
Kıraç Gönüller’in gelmez hasadı
Ön safta düşünen fitne fesadı
Vitrinde yapıyor zikir bayramı
Birisi bıraksa biner diğeri
Özcan’ımdan indirmezler eğeri
Sıçanlar götürür takım ciğeri
Ne yapsın tekir garip bayramı