Allah’a şikâyet ediyorum

         Türk insanı devleti baba, vatanı ana bilir: Namerde muhtaçlayan, şefkatsiz elleri, merhametsiz yürekleri Allah’a şikâyet ediyorum, çünkü gücüm buna yetiyor. Naçarların isyanına sebep, paylaşımda eşitsizliktir. Şu andaki idarecilere, gelecekte yönetime taliplilere, uğruna bütün âlemler yaratılan, Peygamberi Zişan Efendimizin hadisine mazhar, Fatih Sultan Mehmet Han zamanındaki yaşanmışlığı aktarıyorum. Rabbim belki hidayet ihsan eder nasırlı nefislerine…

İstanbul'un fethini müteakip Fatih mahkûmlara af sağlamıştı. Bunların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediler. Rahipler Bizans İmparatorunun haksızlıklarına karşın adilliğe yönelmesini talep ettiklerinden tutuklanmışlar ve özgür olmamak için and içmişlerdi. Durum Sultan Fatih'e iletilince, hemen keşişleri huzuruna davet etti. Papazlar serbestliği istememelerinin nedenini Padişaha anlattılar. Devletlû dünyaya kahreden papazlara:

         -Sizlere teklifim var, memleketimi geziniz, hâkimleri ve halkımın davalarını izleyiniz. Adaletsizlik ve zulme rastlarsanız, bildiriniz. Kararınızın haklılığını ispatlarsanız küskünlüğe devam ediniz.

Sultanın yönlendirmesi cazip geldi, aldıkları tezkere ile seyahate başladılar. İlk molaları Bursa’da, şöyle bir hadiseyle karşılaştılar. Vatandaşımız Yahudi’den at almış, kusursuz diye pazarlanan hayvan hasta imiş meğerse. Müşteri ahırına çektiği kısrağın düşkünlüğünü hemencecik sezinlemiş. Sabah vakit geçirmeden yedeğindeki beygirle kadının kapısına dayanmış. Fakat mahkeme reisi teşrif etmediklerinden evine dönmek zorunda kalmış. At avluya ulaşamadan ölmüş.

 

Naçarların isyanına sebep, paylaşımda eşitsizliktir…

 

Bilahire hadiseye vakıf olan kadı, mağduru getirterek; “Ben makamımda bulunsa idim, yalancının malını iade eder, paranızı alırdım. Olayların gelişmesine mademki payım var, zararı gidermem lazım” diyerek ziyanı telafi etmiştir.

Şaşkına dönen papazların ağzı açık kalmış, bu tazmin karşısında hayrete düşmüşler. Daha sonraki uğrakları İznik’te başka bir meseleye şahit olmuşlar.

Komşusunun tarlasını geçerli bedelle alan çiftçi araziyi işlerken karasabanına takılan bir küp altını kucaklayıp, hiç tereddütsüz satıcıya götürmüş,

“Kardeşim, senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Şayet define olduğunu bilseydin mutlaka himayende tutardın” deyince tarlanın ilk sahibi; “Yanlış düşünüyorsun, herkes gibi taşı toprağı ile sattım, içi de dışı da şahsına tapulandığından, her türlü getirisi senin tasarrufundadır” cevabıyla, muhataplar anlaşmazlığını mahkemeye taşımışlar. Kadı Efendi, şahıslara çocuklarını sorunca, birinin bekâr kızı, diğerinin oğlunun varlığını öğrenir. Gençleri nikâhlayarak altını çeyiz olarak verir. Küskün Rahipler daha fazla gezmelerinin lüzumsuzluğunu anlayınca, Fatih'in huzuruna girip yaşadıklarını naklederler.

“İnandık ki adalet ve saygı ancak İslam’da vardır. Bu inançtakiler başkalarına asla kötülük yapamazlar. Dolayısıyla zindana dönme fikrimizden vazgeçtik, sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inanmış bulunuyoruz” sözleriyle hürriyete yelken açarlar.

 

Kurban olayım

 

Akşamla sabah cenge giren de

Huzura durana kurban olayım

Melekler kanadın siper geren de

Secdeye varana kurban olayım

 

Güneşin üstünden sıyırıp tülü

İmame çark ile sallar püskülü

Cezbe içindeki sarı bülbülü

Ötmeye Kuran’a kurban olayım

 

Pervane aşk ile döner semaha

Semazen yüz sürer ulu dergâha

Muhammed aşkıyla yüce Allah’ a

Gönülden yarene kurban olayım

 

Kır düşen dağlarım ihtiyar olsun

Olsun da Özcan’ım bahtiyar olsun

İsterse boynumda Zülfikar olsun

Nefsini kırana kurban olayım

 

Yayın Tarihi
10.01.2011
Bu makale 5490 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Devlet adamı adammış , halkta bir okadar halkmış. Zamanla insanlar ne hale gelmiş. Saygılar Baba..

Uğur T. 11.01.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!