“Yiyin ulan yiyin devlet malını/Yemezseniz sizden adi insan yok/Boğaz için kıra kıra dalını/Eğmezseniz sizden adi insan yok!”
Bir kilo meyveyi yarımca yutturmaya çalışanla, deveyi hamutuyla götürenlerin sadece cukkalama farkı vardır. Utanmazlar bizler gemimizi geverken onlar neyi, nasıl aşıracağının hesabında hala. Yüzünüz kızarmadan “beyan” herzesiyle gözboyamacılıkta ısrarlısınız he! Yüreğinde zerre iman taşıyan cehennem korkusundan önce, onu Yaratan’ın sevgisiyle donanır, davranışını mizana göre ayarlar, ellerimiz yakanızdadır bilesiniz!
Ulamalardan Malik Bin Dinar’ın hanesine, ay batımında hırsız girer. Her tarafı kolaçanlar ama çalınacak şey bulamaz. İzlendiğinden habersiz kişi, kapıdan çıkarken, duyduğu sese kulak verir; “vakitsiz dost, ayrılmakta acelen niyedir?”hitabı karşısında ürpererek, tevazuuyla yankılanan cümlenin güven kirmenine sarılmaya başlar.
Malik Bin Dinar: “Bağışlayasın! Dünyalığımız yok ki alasın, ahret için kazanacağın başımız üstedir?” diye devam eder. Esrarlı havaya gark olan vurguncu, kendisine ilk defa suçlu muamelesi yapılmayarak, insan yerine konulduğunu tadınca; tarifsiz duygularla,” istemez miyim” der.
Pir şefkatle seslenir: Öyle ise, endişeye mahal yok, bizi kendin bil, haydi abdestlen” der. Hırsız, derhal söyleneni uygular, iki rekât namaz kılar. Kamil Kişi;”Yaren, başımız üste yerin açılmıştır, şüphe gerekmez” teminatıyla istirahata çekilir.
İmsakte, Malik ile hırsız, sabah namazını edaya mescidin kapısını aralarlar. Arifanı biri ile görenler;”Efendi Hazretleri, yanınızdaki kimdir? Önceleri buralarda görmedik,” deyince, Malik, “misafirimiz bizi çalmaya niyetliydi, ama biz onun kalbini çeldik, neticede kardeş olduk” cevabını verir.
Haklıdır
Son koşuda atlet ile kötürüm
Eşit derse ağabeyim haklıdır
Zehirden içecek zıkkımdan dürüm
Çeşit derse ağabeyim haklıdır
Ensemizden tuzlu sular akışır
Davul çalsa ahraz bönce bakışır
Köre ayna kele tarak yakışır
İşit derse ağabeyim haklıdır
Terziler tüccarlar düşse her yana
Esvap bulunur mu aklı üryana
Saldırmak için ki sabi sübyana
Reşit derse ağabeyim haklıdır.
Hüzünlü bulutlar çökerken yurda
Seyreyle a dostum azıcık dur da
Ömür boyu havlayacak çukurda
Beş it derse ağabeyim haklıdır
Çalar çırpar bir solukta aş eder
Dudak büker gerdan kırar kaş eder
Yusuf Özcan belalarla baş eder
Düş git derse ağabeyim haklıdır