Kavanozda yaşamıyorum!

Herhangi bir sivil toplum örgütü, tarikat veya benzer oluşum üyesi ve desteği olmadan kitap çıkartabilen, geç de olsa uğraştığı işe sarılıp ürün alabilen az sayıda yazar vardır. Bir kentin sanat dernekleri, yerel yönetimleri sanata ve sanatçıya sahip çıkmalıdırlar. Çünkü belirli düşünceyi alışkanlık durumuna getiren ve hiçbir şeyi araştırmadan onaylamayanlar aydınlardır ve ülkenin kültür düzeyini yükseltecekler yine onlardır.

Ne yazık ki günümüzde yayınevleri bile Medyatik insanların üzerinden para kazanmak için çabalıyor, yayınevleri yazarları kullanırken, sözde yazarlar da sözde ürünlerini yayımlatıyorlar böylelikle. Eserinin niteliğinden emin kişiler ne dinsel, ne cinsel, ne ideolojik çizgilerini kullanırlar, ne prim yapabilmek, ne Nobel Ödülü alabilmek içinse vatanını, bayrağını dolayısıyla onurunu çiğnerler. Yıllarca koltukaltlarınla ürünleriyle durmaksızın yayınevi dolaşanların sayısı küçümsenemeyecek kadar çoktur ve aylarca kalemşörlerin dosyaları editörlerin masasında sebepsiz bekler. Sanatçının çabalamaktaki amacı ise idealidir. Bu da yapıtlarının Yaygın Basım Organları’nca yayımlanıp dağıtılarak, çok daha fazla okuyucu kitlesiyle buluşabilmesidir. Bu nedenle yaratıcı kişiyi eseriyle baş başa bırakmayan duyarlı kişileri kutluyor, onlara şükranlarımı sunuyorum.

Bu mahzun, bu güzel topraklar asla Karacaoğlan’sız, Pir Sultan’sız, Emrah’sız, Reyhanî’siz kalmaz. Anadolu’da, sesini duyuramamış nice gönül erleri, Mahsuni, Veysel, Yunus, Necip Fazıl, Karakoç görüntüsünde hakka yürüyor. Tam tükendi derken, bakmışsınız bir yenisi fışkırmış bu verimli, asil topraklardan.

Bana gelince: Yaşam deneyimlerimi, zengin dağarcığımı, edebiyatın süzgecinden geçirerek şiirlerime aktarıyorum, özellikle de bireyselleşmekten kaçınıyor, toplumsallaşmaktan yana bir tutum sergiliyorum. Vatan, özgürlük, hasret, vuslat, aşk ve doğa temalarını işlerken, ülke sorunlarını da gözardı etmeden büyük bir gözüpeklikle ironi yaparak, hicvetmekten de geri durmuyorum. Yazdıklarımla mutlu oluyor, genç yazarlara, şairlere değer veriyorum, sade bir yaşamın keyfini sürerken tevazu gibi değerlere sahip çıkıyor, yoksulların, yani ekmeğini, emeğini bölüşenlerin yanında olmaya özen gösteriyorum. Böylece okurlarıma kavanozda yaşamadığımı da göstermiş oluyorum.

          Yakarış

    Allah için biri olsun mihmandar

Yâre giden yollar hangi tarafta

Dolanıp dururum sabaha kadar

Merhametli kullar hangi tarafta

 

 Yangın düştü duvarımda taşlara

Ayak oldum yürümeyen başlara

Kurban olam can alıcı kuşlara

Tutacağım dallar hangi tarafta

 

Yürek ateşine  çare su mudur

Suskunluk  sevdanın  uykusu mudur

Cehennem denilen yoksa bu mudur

Bineceğim sallar hangi tarafta

 

Aşkın hududunu çizemez kalem  

Başlangıç ağıttır hitamı elem

Bilmem ki neşeye döner mi çilem

Giyeceğim allar hangi tarafta

 

Yıldızlar uykuya dalınca deyin

Şafaklar kan revan olunca deyin

Kuytular gam ile dolunca deyin

Öpeceğim eller hangi tarafta

 

Sürüsü dağılmış çobana döndüm

İlacı olmayan çıbana döndüm

Yaprağı dökülmüş fidana döndüm

Kokladığım güller hangi tarafta

 

    Tarumar olmuşum görün halimi  

Özcan’ım ararım ben ayalimi

 Beklerim bulmaya tek hayalimi

Uyuduğum kollar hangi tarafta

Yayın Tarihi
25.10.2011
Bu makale 9468 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Altundal Ardahan Hocayı yakından tanıyanlardanım ddavetinize icabet etmeye çalışacağım. Ayrıca memnuniyetimle teşekkürlerimi kabul buyurunuz. Hürmetler

Yusuf Özcan 28.10.2011

Özcan Bey; "Derya içre olup da deryayı bilmeyen balıktanda tuhaf.." diyen şairin dizeleri geldi usuma.. Sizler ne sırça köşklerde nede kavanozlarda yaşamazsınız kuşkusuz!.Üç maymunlar gibi yaşayanlara inat... Yazınız da öyle güzel bi konuya değinmişsiniz ki Anadolunun binlerce gül dalı şebnem dökmüştür önünüzde.. Buyurduğunuz gibi ne cevherler var bu bereketli anayurtda.. Tesadüfen buldum bu haber portalını..İlk dikkatimi çeken yazı sizinkiydi.. Şimdi diğer yazar arkadaşları okuycam. Sizinle, Ortak dostlarımızında olduğuna inanıyorum bu kentde. Örneğin Faik ARDAHAN Hoca gibi.. Kasımın 5'inde 13 no'lu Beach parkta " 189. DOLUNAY ŞİİR VE MÜZİK ETKİNLİĞİ"miz var. Konuğumuz olmak istemez misiniz?.. Saygı ve muhabbetle...

Alp Altundal 27.10.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!