“Uzanıp da kara taşa/Vurma sakın yavru kuşa/İncitirsen bir gönülü/Kınadığın gelir başa…”
Yaratılanlar arasında en şereflisi, fakat en acımasızı insandır. Meleklerin önünde eğildiği Âdemoğlu kendi neslinden geleni sevip yüceltirken, aynı zamanda da zorda bırakmayı, dara düşürmeyi sonradan sanat haline getirmiştir. Kardeş kardeşten mal kaçırma bir tarafa, onun canına kast etmede bile beis görmez hale düşmüştür. Nefsanî arzuların öne çıkmasıyla, şeytanı düşünceli zalim yaratıklar zuhur etmiştir adeta. Acıma duygusunu yitirenlerin, nasırlaşmış yüreklerinde merhametten eser bulunmaz zaten. Eskilerde çocuk sayısı fazla aileler, geçim derdinden dolayı eli iş tutan erkek evladını hali vakti yerinde olan kişilerin yanına belli bir bedelle ırgat (azap) olarak yerleştirirlerdi.
Meselimizin kahramanı Çelebi de bunlardan birisidir. Uğruna bütün belaları bertaraf ederek, kınalı kekliğinin parmağına yüzüğünü takmayı başarmıştır en sonunda. Ancak; bereketli bir harman mevsimi çıkmıştır karşısına, nişanlısı Elif’le kaynanası Hatçe’nin çeç elemeye geldiğini gören Çelebi, utandığından elindeki yabayla süpürgeyi malamaya saklayarak sevdiğini seyretmeye dalar. Bunu fark eden mal sahibi “süpürsene lan!” dediğinde, delikanlı; “yavuklumla anası gitsin de öyle ağam” der. Vicdanı taştan katı adam “hem don olacaksın, hem de kıça değmeyeceksin he!” deyince, Çelebi’nin burnundan oluk gibi kan boşalır birden. Tepesinin üstüne çakılan yiğide, onca çareler aranmasına karşın üç ay sonra ruhunu teslim eder.
“Deveyi tuz öldürür /sürmeyi göz öldürür/yiğidi kılıç kesmez/bir acı söz öldürür.”(Karacoğlan)
Dil yarası
Ne merhem kar eyler ne sargı tutar
Bendeki bu yara dil yarasıdır
Ölürsem kabrimde ot olur biter
Bendeki bu yara dil yarasıdır
Bulutlar toplanıp toprağa küstü
Bahtımın üstüne kara yel esti
Ne hançer saplandı ne kılıç kesti
Bendeki bu yara dil yarasıdır
Kaşları mavzerdir kirpikler mayın
Gözleri katlime edilmiş tayin
Fırsatım kolluyor pusuda hain
Bendeki bu yara dil yarasıdır
Ellerini sokup al kızıl kana
Sanki muhabbet duyar Özcan’a
Şarapnel değmedi savaşta bana
Bendeki bu yara dil yarasıdır