“Beş nüfusa bir tek ekmek/Yetsin diyom yetmiyor ki”(M.Şerif)
Öpeyim öğretmenim derken, nasırlı ellerindeki ekmek mücadelesi, gözlerinden yüreğime sindi.
Umutsuzlar pazarında yanıma ilk gelen o olmuştu. Kavgacı ruhunun oluşmasına, daha birinci sınıftayken tutunduğu dalın eline gelmesi, yani annesinin ölümünü kabullenmeyişi sebepti belki de. Okula zoraki gelir, hep uyumsuz davranırdı. Sabrın meyveleri üçüncü sınıfta uç vermeye başlamış, kısa cümleleri heceleyerek okuyup yazabilir olmuştu ancak. Amele pazarından çıktığımızda nasıl boyacı olduğunu, yeni renklerin hangi karışımdan çıkacağını, en iyi kestirmenin nasıl yapılacağını bir çırpıda anlatmıştı. Şefkate susayan yüreğinin sesi duyuluyordu sanki. Askerden geldikten sonra evlenip şehre göçtüğünü, ekmeği tazı misali kovaladığını, soluklanmadan ifadeye çalışıyordu.
Okul harman yerine yakındı, ders matematikti ve Hasan tahtadaydı. Bir yıl önceden dökülen buğdaylar çimlerle karışıp, keklik saklar hale gelmişti. Yeşilin her tonu gözlere ayrı ayrı hitap ediyordu. Kümes hayvanlarının telaşı görülmeye değerdi, kazların tıslamasına, eşek üstünde gidenler gülerek değnek sallıyorlardı. Bunu fırsat bilerek Hasan’a, “eşeğin üstünde iki kişi var, arkaya bir kişi daha binerse kaç eder?” dedim. Hasan biraz düşündü: “eşek çöver öğretmenim” dedi, “üç etmez mi dediğimdeyse:” “yazık, yükü çok olur, onu da Allah yarattı” diyerek oturdu.
Eve varmaya az kalmıştı ki, unutmuş olduğu bu hatırayı anlatınca durakladı, ağzından bir “Offff!!!” kurtuldu, avucundaki nasırı göstererek: “Ben çövdüm öğretmenim, daha doğrusu çövdürdüler” diye ellerini birilerinin gözüne sokar gibi boşluğa salladı.
Üzülme Hasan
Deden görmüş baban gördü sen de gör
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Şöyle dönüp az derine in de gör
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Yazdığım şeylere şaşırma sakın
Sabır et bardağı taşırma sakın
Yetmeyen aklını düşürme sakın
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Hırsızlık bilmesin hile bilmezsin
Ölçeğin yarıdır sile bilmezsin
Sen senin kimliğin bile bilmezsin
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Deden hizmetkârdı baban amele
Beton bulaşır mı çamur temele
Arsızlar seninle olmaz el ele
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Bunlar sülalece ağa doğarlar
Bunlar kör tekeden sütü sağarlar
Yok dersen başına bela yığarlar
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Yetimin hakkını yiyici bunlar
Garibin derisin giyici bunlar
Tabutu mezarı soyucu bunlar
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Bunların göbeği enine uzar
Çeşmenin suları bunlara sızar
Bağırsan çağırsan söyle kaç yazar
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak
Yürü çek git dinsizlere aldırma
Sakın ola mazluma el kaldırma
Sabırlı ol Özcan’ını öldürme
Vay Hasan’ım üzüldüğün şeye bak