MELTEM ESİNTİSİ

Okumak, okutmak gerek -II-

YAVUZ ALİ SAKARYA

Antalya’da güzel şeyler de oluyor, dedim. Başka ne gibi derseniz, bir güzel örnek daha verebilirim.

Yolunuz TRT caddesine düşerse, TRT binasının tam karşısında bir ağaç ve ağacın altında oluşturulmuş bir gazete okuma köşesi göreceksiniz. Adını “Cumhuriyet gazetesi okuma köşesi” koymuşlar. Ağacın altına bir dolap, dolabın içine bir dizi kitap ve ansiklopedi koymuşlar. Sırf insanların beyninin içi aydınlansın diye. Yurdum insanı cehalete esir düşmesin diye.

Dolabın hemen yanına da bir bank ve bankın önüne küçük bir sehpa ve üzerinde başta cumhuriyet olmak üzere konmuş okunmuş günlük gazeteler.

Görüntü gerçekten ilginç. Kim düşünmüş olabilir, kim gerçekleştirmiş olabilir böyle bir düşünceyi, bunu merak ettim. Çevreye ve okuyanlara sorduğumda yandaki iki dükkanı ve orada çalışan iki kişiyi gösterdiler. Burhan Çalışkan ve Derya Öngel. Ben okuma köşesinin bulunduğu yere gittiğimde Derya Hanım orada idi. Asıl köşeyi kotaran kişi olan Burhan Bey ise yerinde yoktu.

Derya hanımla yüzyüze, Burhan beyle telefonla konuştum. Neden buna gerek duyduklarını sordum. İşin sevindirici tarafı ortak payda Mustafa Kemal’di. Gençlerin her ikisi de Günümüzde belirli çıkar çevreleri ve din istismarcıları tarafından Atatürkçü düşüncenin yozlaştırılmaya, unutturulmaya çalışıldığını, kendilerinin ise, sonsuza kadar cumhuriyeti kendilerine emanet eden Atatürk’ün izinde olduklarını, Atatürkçü düşünceyi yaygın hale getirmek amacında olduklarını, onu ön plana çıkartmaya, görüş ve düşüncelerini yaygınlaştırmaya çalıştıklarını ifade ettiler.

Okunmuş Cumhuriyet gazetesini atmaya kıyamadıklarını, pahalılığı nedeniyle onu alamayanlara karınca kararınca bir hizmet sunmak istediklerini ifade eden gençler, bir emekli kenti olan Antalya’da emekli vatandaşların da okuyamabilmeleri için bir jest yaptıklarını, bunu yapmaktan da çok mutlu olduklarını, gerçek haberin, doğru haberin vatandaşa aktarılması için böyle bir yolu düşündüklerini, aslında kentin pek çok yerinde benzeri okuma köşeleri oluşturularak, kente bir kimlik kazandırılabileceği, okuyan insanların sayısının artırılabileceği, böylece hem yerel hem de ulusal gazetelerin daha çok insan tarafından okunma olanağınun ortaya çıkacağına inandıklarını söylediler. Her ikisinin de sözlerinde içtenlik vardı. Samimiyet gözlerinden okunuyordu. Bize de onların bu güzel davranışını alkışlamak, desteklemek ve kamuoyuna duyurmak kaldı. Bir de bu okuma köşelerini kentin başka bölgelerinde de yaygınlaştırmak.

Devam edecek