Bugün Yaşar Kemal’in ölüm yıldönümü. Yaşar Kemal ki, gönüllerin Nobellisi. Yazdıkları ile söylemleri ile hepimizin üzerinde silinmez izler bırakan bir yazı insanı idi.
Henüz daha Isparta’da Lisede öğrenci idim, “Yaşar Kemal” adını duyup “İnce Memed”i okuyup, şoklandığımda. Yaşar Kemal, kendi örsünde kendi demirini dövmüş, yokluk yoksulluklar içinde kendini yetiştirmiş, aydınlanmış biri idi. İnanılmaz güzel bir anlatımı vardı. Okuyunca etkilenmemek mümkün değildi. Yalın anlatımını öyle güzel süslerdi ki, soluksuz okunurdu kitapları, yazıları. Başkaydı, özgündü anlatımı.
Ama benim usta yazara ilişkin en iyi bildiğim kitabı "Yer Demir Gök Bakır"dır. Gazi'de öğrenciyim. Kompozisyon öğretmenim Emin Özdemir, yarıyıl tatili için birer kitap okumamızı ve kitapları enine boyuna dil, anlatım, karakterler, zaman, zemin, betimler, sanatlar bakımından inceleme ödevi vermişti. Yazarını ve eserini incelememizi istemişti.
İncelenecek kitabı seçme işini bize bırakmış, ama seçimi yine de tesadüfe bırakmamak adına tatile
çıkmadan hangi kitabı okuyacağımızı birlikte belirlemek ve bilgilenmek istemişti.
Emin hocam, pek çok arkadaşın kitap seçimine müdahale etmiş, kitap önerilerinde bulunmuştu.
Ben, "Yer Demir Gök Bakır" adını verince hiç itirazsız kabul etmişti. İlk sınavı başarıyla geçmiştim. 15 gün süre ile kitabı enine boyuna okumuş, adeta kitabı cümle cümle, paragraf paragraf, sayfa sayfa incelemiş, okudukça sevmiş, sevdikçe yazıyı uzatmış, kullandığı yöresel deyimleri, atasözlerini, ikilemeleri, devrik cümle örneklerini, anlatımını, betimlemeleri, dil anlayışını daha şimdi anımsayamadığım pek çok özelliklerine değinerek neredeyse seksen sayfayı bulan bir inceleme ile 300 sayfayı bulan kitabı değerlendirmiş, iyi de bir not almıştım. Ama o değerlendirme metnim bana bir daha dönmedi.
Emin hocam, elimizden ne çıksa, yaptığımız yanlışları bile önemser, onları düzeltmekten, örneklemeden bıkmaz usanmazdı. Yazar Yaşar Kemal'in de, kitabına yönelik ödevi veren Emin Özdemir'in de ışıklar içinde olmasını diliyorum.
Bu konuda bir de dileğim var. Evet Yaşar Kemal Çukurova çocuğudur. Ama sonuç olarak katıksız Akdenizlidir.
Belki bilmeyenler vardır, Yaşar Kemal, son dönemlerinde yazdığı kitapları, sakin bir ortamda, huzur içinde sessiz bir ortamda yazmak istediği için Antalya'ya gelir, eski adıyla Falez Otel'de, (günümüzde Özkaymak Oteli) kendisine ayrılan odada kalır, Akdeniz'e bakar, kendini dinler, yazacaklarını gözden geçirir, öyle yazardı. Dört dörtlük kitaplar çıkartır, okurları ile buluştururdu.
Yerel yönetimler, ya da otel yönetimi, o özel odayı Yaşar Kemal'e ayırıp, kültür ve sanata değer verdiklerini gösteremezler mi? Sahip çıkacak kurumlar için bu değerbilirlik, bir onur ve gurur vesilesi olacaktır. Bu kesin. Başka bir ülkede olsa, ünlü bir yazarın, sanatçının kaldığı yere levhalar konur, oda layık olduğu biçimde döşenir, değerlendirilirdi.
Ülkenin zulüm makinası ağaların hüküm sürdüğü ortamında kaç tane Yaşar Kemal gibi gözü pek İnce Memed’i var? Yanıtlanması gereken soru bu.