Anadolu işgaline çekilen ilk tetik, düşmana sıkılan ilk kurşun, Kurtuluş Savaşı’na atılan ilk adım. Tetikleyen düşünce, örnek eylem. Onurlu imza, kurtuluş yolunda ilk gazeteci şehit Osman Nevres. Biz onu hepimiz HasanTahsin olarak tanıyoruz. Sevgisini yüreğimizde taşıyoruz. Onu her geçen gün daha iyi anlıyoruz.
İzmir’e bazı haddini bilmezler, “Gavur İzmir” derler. Yunan işgali başladığında, yeterince savunma yapmadığından onu karalamaya kalkarlar. Benzeri bir iddiada İtalyan işgali sırasında Antalya’nın tepkisizliğineyöneliktir.
Her İkisi de haksız ve yersiz eleştirilerdir. Uzun uzun onların nedenlerini anlatacak değilim, meramım başka bugün. 15 Mayıs’a çıkartma gününe kadar hangi kent Hasan Tahsin olup, sivil bir kişilik ve duyarlı ve yurtsever gazeteci olarak kent halkını bilinçlendirmeye kalkışmış, Maşatlık meydanında (Bahri Baba Parkı’nda) karaya çıkmaya hazırlık yapan işgal aleyhinde toplantılar, gösteriler düzenlemiştir. Kim, anında ölümü göze alarak, ilk kurşun olmayı başarmıştır? O ilk sivil kurşundur. Yakılan ilk meşaledir.
O öyle bir kurşun ki, kafası sürekli vatanın kurtuluşu ile meşgul olan Mustafa Kemal’in de Samsun’a çıkış, Anadolu içlerine gidip kurtuluşu başlatma konusunda kesin kararı vermesinde etkili olmuş, hızlandırmıştır.
Her iki vatnseverin yazgılarında ortak bir yön var. Mustafa Kemal de, Hasan Tahsin de, o zamanlar Türk toprağı olan ve İzmir’in ikiz kardeşi olarak kabul edilen Selanik’te Şemsi Efendi Okulu’nda okula başlamış, ilk eğitimlerini orada almışlardır. Ulusalkurtuluş hareketini biri başlatan, biri tamamlayan, düşmanı savaş sonunda denizedöken olmuştur.
Hasan Tahsin, yine Selanik’te Feyziye mektebinde okumuş, burs ile Paris’e Sorbonne Üniversitesi'ne “siyasal bilimler” okumak üzere gönderilmiştir. eğitimli, bilinçli biridir kısacası.
1918 senesinde İzmir'e yerleşti, orada Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) gazetesini yayımlamaya başladı. Gazetedeki yazılarında ise asıl adı olan Osman Nevres yerine “yurtsever Hasan Tahsin” takma adını kullanmaya başladı. İşin daha da ilginç ve Hasan Tahsin’e de yakışan davranış, yazdığı yazılarda yurt savunması kadar kadın haklarını da gündeme getirmesi ve bu konuda da karşı cinsi savunan ilk erkek olarak ortaya çıkmasıydı.
Yunan işgali gündeme gelince, kaleminin ucu daha da sivrilmiş, halkı direnişe, yurt savunması için birleşmeye, tepki koymaya çağıran yazılar yazmaya başlamıştır.
İşgalden bir gün öncesi 14 Mayıs gecesi, binlerce İzmirli Maşatlık semtinde bulunan eski Musevi mezarlığında toplanmış, yurt savunması için neler yapacaklarını görüşmüşlerdir.
O toplantıda hararetli biçimde konuşan ve halkı topyekün karşı koymaya çağıran isimlerden biri de "Hukuk-u Beşer" gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin'di.
Yunan askerleri, İzmir’e tepki görmeden ellerini kolarını sallaya sallaya gireceklerini düşünüyorlardı. Hasan Tahsin, öyle olmadığını, kurtuluş savaşı boyunca kendilerini nelerin beklediğini ilk kurşun olarak dosta düşmana gösterdi .
Yunan askerlerinin ellerini kollarını sallaya sallaya İzmir hükümet binasına bayrak çekmelerini içine sindirmezdi. Sindiremedi de zaten İlk kurşun olmayı bu nedenle göze aldı.
Vatanın kurtuluşu söz konusu olunca, insanın canından bile vazgeçerek, topluma önder olacağını Hasan Tahsin herkese gösterdi.
Karşılıksız vatan sevgisini ne olduğunu henüz daha 31yaşında genç bir yurtseverken gösterdi.
İlk şaşkınlığı geçiren Yunan alayı tarafından açılan ateşle öldü, ama bu öncü davranışı ile sonsuz yaşam kazandı, adını ölmezlere arasına yazdırdı.
HasanTahsin tarafından sıkılan o kurşun, ulusal direnişi tetikledi, yer yer çeteler kuruldu. Ulusal ordu için çekirdek oluşturuldu.
Örneğin Demirci Mehmet Efe, Hasan Tahsin’in düşmana ilk kurşunu sıktığını duyunca, “Gerisi bize düşer!" diyerek kızanlarıyla harekete geçen efelerden biridir.
Yeri gelmişken, bugünkü gazetecilerin de Hasan Tahsin'den öğrenecekleri çok şey var. O bir gazetecinin de ülke dara düştüğünde nasıl davranması gerektiğini gösteren gerçek bir gazetecidir. Ödünsüzdür. Işığı bol olsun. Yolu yolumuz olsun. Yattığı yer ışık dolsun. Vatan HasanTahsin gibilerine sonsuza kadar minnettardır.
Yavuz Ali Sakarya