Sevgili hocam Balıkçı’ya derin saygıyla!
Bugün 21 Şubat. Dünya Rehberler günü. Bu yazıya, “Turist Rehberlerinin rehberlik yaptıkları yerli, yabancı gruplara yönelik davranış biçimleri, hal ve hareketleri nasıl olmalıdır?” diye bir soru sorarak, iğneyi de çuvaldızı da önce kendimize batırarak başlamak istiyorum.
*
1969'dan beri (yarım asrı geçkin süredir) rehberlik yapan biri olarak bu değerlendirmeyi yapmaya hakkım olduğunu düşünüyorum.
*
Rehberlik yaparken, bir rehber, her zaman gülümsemek, grubuna sempatik davranmak zorundadır. Asıl surat, bir rehbere yakışmaz. Rehber, tur esnasında sululuk yapmaz, ama gerektiğinde espri yapması bilmelidir. Anlattığı konuya yönelik, fıkra, başından geçen bir olay buna dahildir.
*
Rehber, ruh hali ne olursa olsun, duygularını kontrol ederek davranışlarını ayarlamak zorundadır. Kızmaya, bağırmaya, aşırı tepki vermeye hakkı yoktur.
*
Bir rehber, tur boyunca birlikte olduğu insanlara, yerli yabancı konuklarına kendisi olmak, kendisi gibi davranmak, insanlarla ve sorunları ile ilgilenirken yapmacık tavırlardan uzak olmak zorundadır.
*
Rehber, hizmet verdiği, gezdirdiği insanlara karşı arkadaşça davranmalı, kısa ya da uzun süreli de olsa, onların turdan mutlu ayrılmaları için çaba göstermelidir. Onların ilgi alanlarına, ortak noktalarına daha fazla ağırlık vermelidir. (Bir öğretmen grubuna rehberlik ediyorsak, eğitimden söz etmek, eğitime yönelik karşılaştırmalar yapmak gibi. YAS)
*
Her insan bir değildir. Değişik olaylara karşı insanların yapı gereği tepkileri yumuşak ya da sert, anlayışlı ya da kaba olabilmektedir. İnsanlar nasıl davranırlarsa davransınlar, bir rehber, aldığı eğitiminin gereği olarak hepsine nazik davranmak, insan gibi davranmak durumundadır.
*
Rehber, rehberlik yaptığı her yerde hazır ve nazır olmak zorundadır. Otobüste ev sahibi, müzede arkeolog, ormanda, serada, doğada botanikçi, yürüyüş parkurlarında yol iz bilen öncü sporcu, dağı-taşı öyküleriyle anlatan mitolog, her daim sahnede oyuncu, hem de başrol oyuncusu olmak, grubu iyi yönetmek durumundadır.
*
Rehber, duruma göre hareket etmek, koşullara hızla adapte olmak, gereği gibi davranmak durumundadır. Gerekli yerde esnek davranmasını bilmesi, hızlı karar vermesi, kararını hemen uygulamaya koyması gerekir.
*
Özellikle ivedilik arz eden durumlarda ilk yardım bilmesi, konuğuna, hastaya ya da yaralıya ilk müdahaleyi yapabilecek temel sağlık bilgilerine sahip olması, iletişim adreslerini yanında bulundurması, gerekli önlemleri anında alabilecek konumda olması ve çevresine güven vermesi gerekir.
*
Kendini değerli bulan, işini iyi yaptığını düşünen rehber, hizmet verdiği kitlenin de ister bireysel olsun, ister grup halinde olsun, uygun taktikler kullanarak kendilerini değerli hissetmelerini sağlamalıdır.
*
Mesleği ne olursa olsun, turuna katılan insanı aşağılamadan, küçük düşürmeden, ya da gereğinden çok pohpohlamadan, ayrıcalıklı davranmadan gezdirmesini bilmelidir. Samimiyet asıldır.
*
Rehber dediğin, hiçbir zaman bildiği ile yetinmemeli, deneyimi önemsemeli, deneyim kazandıkça, anlattığı bölgeyi daha iyi öğrendikçe, özgüven içinde hareket etmelidir.
*
İyi bir rehber, yüz okumayı, insanların içinde bulunduğu ortamı, acılarını, hissetmeli, davranışlarını ortama, zamana ve zemine göre ayarlamalıdır. Bütünüyle gerçekçi olmalıdır. Öncelikle dinlemesini bilmeli, içten ve yapıcı olmalı, titiz ve özenli davranmalı, asla kırıcı, yıkıcı, ayırıcı, kayırıcı, yan tutucu olmamalıdır.
*
Çok okumalı, turlarına her zaman hazırlıklı çıkmalıdır. Nasıl olsa ben burayı biliyorum dememeli, son kazı raporlarından, güncel bilgilerden haberdar olmalıdır.
*
Unutmayın ki, grubun içinde mesleği gereği o yöreyi sizden çok daha iyi bilen biri olabilir. Tur sırasında yanlış bilgi verip, doğrusu yüzünüze söylendiğinde mahcup olmak ta var. (Rehberliğimin başlangıç yıllarında bir tur sırasında Antalya’nın ulusal parklarını sayarken, ülkemizin ilk ve tek mağara ulusal parkı olan Altınbeşik mağarasını saymak yerine yanlışlıkla ilk su altı ulusal parkı olarak Kekova Batıkkent’in adını vermiştim. Konuyu bilen bir konuğum, beni yolcuların arasında bozmadı, ama sonradan molada yanıma gelip, doğrusunu söyledi. Tur sırasında durumu düzelttim, özür de diledim, ama ne kadar utandığımı, yüzümün kızardığını anlatamam. YAS)
*
Bu nedenle turiste yalan yanlış bilgi vermekten kaçınılmalıdır. Bir rehber her zaman sağduyulu, mantıklı ve kontrollü olmalıdır. Bilmiyorsa bilmiyorum, araştırayım demesini bilmelidir. (Unutmayalım, o zamanlar cep telefonu, yok anında araştıracak uydu kanalları devrede değil. YAS)
*
Rehberin, günün değişik zamanlarında değişik davranışlar sergilemesi, duygu geçişleri yaşamaması, kendi özel duygu ve düşüncelerini grubuna yansıtmaması önerilir. Değişik karakter yansımaları konuklara itici gelebilir. İyi rehber, davranışlarında tutarlı olmalı, gereksiz davranış değişiklikleri yaşamamalı, grubundaki insanlara yaşatmamalı, aktarmamalıdır.
*
Rehberlik mesleği, herkesin düşündüğü gibi kolay ve gezmeye yönelik zevkli bir iş değildir. İnsan ilişkileri ağırlıklı, özen gerektiren, yüksek tempolu ve yoğun, zamana endeksli, emek isteyen, sorun çözücü, ön hazırlık gerektiren, her turun ayrı yükümlülükleri ve sorunları olan bir seri işlemler yumağıdır.
*
Sorunun nerede, ne zaman çıkacağı belli olmaz. Rehberin her an tetikte olması, hazırlıklı olması, ilk yardım çantasından tutun da, belli ilaçlara kadar, iğne ipliğe kadar temel malzemelere, kaynak kitaplara sahip olması gerekir.( Bir defasında baraj turunda “pet” e bile ihtiyaç duyduğumuzu anımsıyorum. YAS)
*
Bir rehberin yoruldum dememesi, yoğun tempoya her zaman hazır olması gerekir. Bütün bunlar, müşteri memnuniyeti, turun geleceği ve devamlılığı açısından ve iş garantisi açısından önemli hususlardır.
*
Rehber dediğin kişinin, konukları ile birlikte olduğu süre zarfında, insanların sevinç ve üzüntülerini paylaşmasını ve dertleşmesini bilmesi gerekir. Bu arada, açık vermemesi, kendini uzun süre gündemde tutmak, kendini önemsemek yerine, onların sorunlarına odaklanması tavsiye edilir. Rehberin, kendini anlatmak yerine, konuklarının sorunlarına çözümcül bakması yerinde olan, rehbere yakışan davranıştır.
*
Her insan bir değildir, tur sırasında çok değişik insan tipleri ile karşılaşmak mümkündür, onların, insancıl tavırlarına insancıl tepkiler verirken, çıkarcı, tehditkar, kavgacı yapıda olanlarına da pabuç bırakmamak, daha doğrusu o tepkiyi ya da tehdidi oluşturacak davranışlara neden olmamak gerekir. Korkmamak, çekinmemek, kararlı ve ödünsüz davranmak gerekir. Mümkün olduğunca yapıcı olmakta, olumlu yaklaşmakta, dozunu ayarlamakta her zaman yarar vardır.
*
Tur sırasında nahoş (hoş olmayan) durumlarla karşılaşılabilir. Rehber dediğin her ortamda sakin kalmayı başaracak yapıda olmalıdır. Heyecan yapan, ılımlı, ölçülü davranamayan, soğukkanlı olmayan rehber, daha kolay çözümleyebileceği sorunu zora sokabilir.
*
Rehber dediğin, duygularının esiri olmamalıdır. İşini yaparken amatör bir ruhla çalışmalı, işinin gereğini aksatmadan yapmalı, ama profesyonel bir iş yaptığının farkında olmalı, kişisel duygularını gizlemeyi, kendine saklamayı bilmelidir.
*
Hayret uyandırıcı, şaşırtıcı ve beklenmedik durumlarda bile sakinliğini koruyarak, çevresine örnek olmalı, konuklarını da sakinleştirmesini, rahatlatmasını bilmelidir.
*
İnsana göre değil, mesleğe ya da sosyal statüye göre değil, doğru neyse ona göre tavır takınmalı, olaylara standart tepki vermeli, duygularını bastırmasını bilmeli, asla çifte standart uygulamamalıdır.
*
Rehber dediğin, ister yeni, ister eski, ya da ister deneyimli ya da deneyimsiz olsun fark etmez, tura ilk çıktığı günden başlayarak işin içine duygularını katmadan hareket etmesini öğrenmelidir.
*
Rehber dediğin, öncelikle kendi kişisel çıkarlarını düşünmek yerine, ülkenin tanıtım elçisi olarak ülke çıkarlarını düşünmek, her gelen bir fazla turistin ekonomiye daha fazla katkı anlamına geldiğini bilmek ve ona göre davranmak zorundadır. Yanlış her tavrı, az veya çok ülke ekonomisine vurulan bir darbe olacaktır. Bunu bilmek, ona göre davranmak zorundadır.
*
İşini iyi yapan, acentasını, ülkesini düşünen rehber, iş kaybı yaşamaz, İşten atılma, tur bulamama korkusu yaşamaz. Mesleğini sevdikçe, gereğini yaptıkça sevilir, sayılır. Tercih edilir.
*
Rehber dediğin, olaylara olumlu bakar, ters giden işleri yönetine (olumlu ymbe) çevirmeye çalışır. Umudunu kaybetmez. Her ortamda soğukkanlı davranır. Yatıştırıcı tavır takınır.
*
Grubundaki insanların ortak özelliklerini, ilgi alanlarını bulmaya çalışır, onları memnun edecek konulara odaklanırken, tur programından ödün vermez. Biraz da ilgi alanlarına ağırlık vererek hareket eder.
*
Rehber dediğin, empati yeteneği gelişmiş biridir. Bir konuda herhangi bir davranış sergilemeden, tepki vermeden önce kendini karşı tarafın yerine koyar, enine boyuna değerlendirir, uygun tavrı geliştirir. Konuklarının bakış açısını da önemser.
*
Tur sırasında beklenen ya da beklenmeyen bir sorun çıktığında, onları yakın gözleme tabi tutar, sorunun kaynağına ivedilikle iner, tarafları dinler ve kırıcı olmadan, yansız biçimde sorunu çözümlemeye çalışır. (Burada güzel bir örnek verebilirim. Geçmişte bir askeri kampın günübirlik turlarını yapıyordum. O günkü tur programı Perge, Aspendos ve Side turu idi. Otobüsler kampın önünde idi. Hareket saatinin gelmesini bekliyorduk. Tura katılanlardan biri otobüse girip koltuklardan birine şapkasını koyup çıktı. Kendine yer ayırmıştı. Biraz sonra bir başka misafir, otobüse çıkıp o şapkayı alıp başka bir yere koyarak oraya oturdu. Az sonra yer ayıran kişi otobüse gelince yer konusunda tartışma çıktı. İş ilerlemeye başlayınca, biri diğerine hakaret içeren sözler etmeye başladı. Diğeri de altında kalmadı. Önce hakaret edilen kişi, “Sen utanmıyor musun ordumuzun onurlu bir albayına hakaret etmeye!” diyerek sesini daha da yükseltti. Diğeri de altta kalmayarak, “ Asıl sen utanmıyor musun, ordumuzun kıdemli bir albayına hakaret etmeye?” dedi. Baktım sorun büyüyor, ben söze girerek, “Beyler, güzel geçmesi muhtemel bir günü berbat ederek, kavga ederek başlamayalım. Bu otobüsün bugünlük generali benim. Lütfen tartışmayı bir kenara bırakın ve hep beraber güzel bir gün geçirmemize izin verin” dedim. İşi uzatmadılar. Tur sırasında olumsuz bir olay yaşanmadı, her ikisi ile de özel olarak ilgilendim. Ayrıcalık tanımadım. Günün bitimine kampa döndüğümüzde ikisi de ayrı ayrı kahve içmemizi teklif etti. Hep beraber içersek memnun olacağımı söyledim. İçtik de. Birbirlerinden özür dilediler. Benden de. Aradaki soğukluk, tartışma ortamı geçmişte yaşanmış bir anı olarak kaldı.
*
Rehber dediğin, tura hazırlanırken, tur sırasında olumlu olmaya, güzel şeyler düşünmeye çaba gösterir. Olaylara pozitif bakar.
*
İyi rehber, her ortamda uygun bir davranış sergilerken, yanlış yapmamaya, çevresine ve konuklarına örnek olmaya gayret eder. Anlatacaklarını, yaparak, yaşayarak, olayın içine konsantre olarak (yoğunlaşarak) gösterir. Doğaldır, yapmacıklıktan uzaktır. * İşini, önemser, toplum işi, kamu işi yaptığını bilir, başarısızlığının ülke ekonomisi için bir kayıp olduğunun farkındadır. (Burada da bir örnek vermek isterim. Bir gün Aspendos turundayız. Su kemerlerinin bulunduğu yerde mola veriyoruz. Kemerleri anlatıyorum. İki erkek yolcu biraz ilerde bir şey buldular, gülüşüp buldukları şeyi çantalarına atmaya kalkıştılar. Üzerinde durdukları yer, aslında Aspendos kentinin nekropolisi (gömütlüğü) idi. Açıklamamı kısa kesip, yanlarına gittim. Çantalarına ne koyduklarını merak ettiğimi söyledim. Önce göstermek istemediler, ama ısrar edince çıkartıp gösterdiler. Bu seramikten (pişmiş topraktan yapılma bir fallus görüntüsü (erkek cinsel organı) idi. Kendilerini uyardım. Tarihi eser olabileceğini, bunları yurt dışına çıkartmanın suç olduğunu, hapis cezası gerektirdiğini, onu bana vermelerini, biraz sonra Aspendos Tiyatrosuna gideceğimizi, incelenmek üzere yetkililere birlikte teslim edeceğimizi söyledim. Önce inanmak istemediler, ama sonunda verdiler. Dediğim gibi sonradan, tiyatro girişinde ki yetkililere onu teslim ettik. Demem o ki, rehber, bulunduğu yerde devletin, kamunun da gözü,kulağı olmak zorundadır. YAS)
*
Rehber dediğin, ülkenin değerlerinin tanıtımını hakkını vererek yapar. Şişirmez, abartmaz. Yalan söylemez. Konuklarını aldatmaz. Ülkenin prestijini bozmaz, bozamaz.
*
Türk insanının ayırıcı niteliklerinden biri konuksever olması, konuğuna gereken saygıyı, hürmeti göstermesidir. Rehber de gezmek üzere ülkesine ya da bölgesine gelen yerli-yabancı konukları iyi karşılar, ev sahipliğini iyi yapar. Onlara gösterdiği yakınlık içtendir.
*
İyi rehber, duygusal değil, gerçekçidir. Yaptığı işi severek yapar. Başarı için sevginin ön koşul olduğunu bilir, ona göre hareket eder.
*
Tur sırasında tüm çabası, konuklarını mutlu etmektir. Onlara tadı damaklarında kalacak zevkli bir gezi yaptırmaktır. Turu sorunsuz tamamlamak esastır. Müşteri memnuniyeti asıldır.
*
Rehber dediğin, kendi duygularını gündeme taşımak, kendi kendini övmek, kendini ön plana çıkartmak yerine, ülkesini, insanlarını, gezdirdiği yeri, çevreyi, doğal güzellikleri, tarihi değerleri, müzeleri, ören yerlerini ön plana çıkartmaya gayret eder. Bunları yapmak için öncelikle kendisinin onları tanıması, bol bol okuması, her konuda bilgili olması gerekir.
*
Tur sırasında geçimsiz, sorun çıkartmak için fırsat arayan kimselere olanak vermemek için dikkatli davranır. Kızsa bile göstermez, sakin davranır. Aşırı tepkiden kaçınır. Asla kavgacı tavır takınmaz. Ortam sertse, yumuşatmaya, rahatlatmaya çalışır. Olgun davranır.
*
Tur sırasında ya da konaklama tesislerinde hasta konuklarla, kendini rahatsız hisseden, huzursuzlanan insanlarla fırsat buldukça ilgilenir, sıkıntısı olan, üzgün olan insanları rahatlatmaya çalışır. Asabi tavırlar içinde olanları, huzursuz tipleri, sağa sola sataşmaya hazır tipleri , sakinleştirmeye, tepkilerini bastırmaya çaba gösterir. Amacı, turu kazasız belasız, sorunsuz tamamlamak, olumsuz eleştiri almamaktır.
*
Rehber dediğin, sır tutar, sabırlıdır, yerinde ve zamanında koyması gereken tavrı koyar. Beklemez, olaylara anında müdahale eder, sorunun kangren olmasına izin vermez.
*
Rehber dediğin, coşkuludur, anlatacağı konunun içine girer, gerektiği yerde jest, mimik, el-kol, kafa ve vücut hareketlerini yerinde ve zamanında kullanarak, olayları uygun biçimde dramatize eder. Bunun da en güzel, en coşkulu örneklerini “Halikarnas Balıkçısı” lakabı ile tanınan ilk rehberlerimizden Cevat Şakir (Kabaağaçlı) vermiştir. (Ailesinin aslen Elmalı’lı olması, kısacası hemşerimiz olması ile de övünebilir, kendimize örnek alabiliriz. YAS)
*
Rehber dediğin işini öyle iyi yapacak ki, protokol rehberi olarak aranacaktır. Unutmayalım, Fransa Cumhurbaşkanı Pompido, resmi görüşmeler yapmak üzere Türkiye’ye gelmek için Balıkçı’nın tur için uygun zamanını kollamış, ona göre program yapmıştır. (Rehber dediğin “Balıkçı” gibi olur. YAS)
*
Anlaşıldığı üzere, rehberlik göründüğü gibi kolay ve herkesin başarabileceği bir iş değil, bilgi, beceri, uzmanlık gerektiren, yorucu, sürekli hazırlık gerektiren, her çeşit insana hitap eden bir meslek dalıdır. Üstelik bütün bunların üstesinden, rehberlik yaptığı dile hakimiyeti, doğru ve akıcı konuşması, ikna edici tavırları ile yapmak zorundadır. İyi rehber, anadilinin dışında en az bir yabancı dili iyi konuşmak, yazmak, ona egemen olmak zorundadır.
*
Ne mutlu işini adam gibi yapan, yurdunu insanını hakkıyla temsil eden, gözü turistin cebinde olmayan, iyi hizmetin, görevini iyi yapmanın karşılık bulduğunu bilen, kendini iyi yetiştirmiş, adam gibi adam rehberlere!
*
Ülke ancak onların doğru tanıtımları sayesinde “bacasız sanayi” denen turizm pastasından hakkını düşeni alacaktır. Halkın refahı ve gönenci biraz da onların bu yoğun çabalarına bağlıdır. Buna bu işe elli yılını vermiş bir ağabey rehber olarak içtenlikle inanıyorum.