“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Sevgili Atatürk, cumhuriyeti emanet ettiğin gençliğe “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum.” Diyordun. Onlara o kadar güveniyordun ki, herbirini birer Mustafa Kemal olarak görüyor, “Beni de bir Türk anası doğurmadı mı, Mustafa Kemaller, 20 yaşındadır” diyordun.
Toplumun geleceğini oluşturan, Türk toplumunun mayası olan gençliğe sonuna kadar inanıyor, ona büyük değer veriyordun. Her fırsatta ona sesleniyor, onu doğru biçimde yönlendiriyordun.
Eskimiş, köhnemiş düşüncelere, dogmalara inananlara, Ortaçağ kafası taşıyanlara, ulusun ilerlemesini engelleyen, onu cahil ve geri bırakmak isteyenlere, çıkarını orada görenlere karşı, çözümün eğitimde ve gençlerin iyi yetişmesinde olduğunu görmüş, çağdaş ve akılcı biçimde eğitilecek yeni kuşakların, ülkeye sahip çıkacağını, devrimleri sürdüreceğini, yenileşme hareketlerini geliştireceğini, onu sonsuza dek koruyacağını, yaşatacağını düşünmüş, ona göre bir ortam hazırlamıştın.
İnsanımıza yakışan demokratik yaşamı oluştururken, Cumhuriyeti kurarken, birbiri ardına devrimlerini yaparken, asıl güvencenin gençlik olduğunu görmüş, ulusal kurtuluş için Samsun’a çıktığın 19 Mayıs’ı çok anlamlı bir biçimde “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilan etmiş ve bu anlamlı bayramı Türk gençliğine armağan etmiştin. Görmeye alışkın olmadığımız kadar büyük bir liderdin.
Yeni kuşakları yetiştirme görevini çağdaş düşünceli öğretmenlere vermiş, Cumhuriyet’i yaşatacak, yarım bıraktığın işleri sürdürecek ve geliştirecek bir anlayışla yetişmelerini, öğrencilerini de aynı şekilde yetiştirmelerini istemiştin.
57 yıllık oldukça kısa ömrüne ne çok şey sığdırmıştın. Çok sayıda savaş görmüş, yurdun için, yurt insanı için ne çok çile çekmiştin. 42 yaşında idin Kurtuluş Savaşı'nı kazanıp, Cumhuriyet’i ilân ettiğinde. Ardından devrimler devrimleri kovaladı. Varını yoğunu verdin, geceni gündüzünü verdin çağdaş bir ulus olalım diye. Bıkmadın, usanmadın. Ömür tükettin.
Cepheden cepheye koşarken, bağımsızlık savaşımı verirken vücutça yıprandın belki, ama taşıdığın düşünceler hiçbir zaman eskimedi, güncelliğini yitirmedi. Hep doğrudan, güzelden yana idin. hep okudun, yeni düşüncelere kenetlendin. Yenilik sendin. Enerji sendin. Çağdaş düşünce sendin. Akıl sendin. Yaşadığın sürece genç ve dinç kalan sendin. Topluma örnek olan sendin.
Genç olmayı, ilkelere bağlılıkta görüyor, devrimlere inancı önemsiyor, “Benim anladığım gençlik, yaptığımız devrimin fikirlerini ve ideolojisini benimseyip gelecek kuşaklara götürecek kimselerdir.” Diyordun. Gençliği, haklı olarak kurduğun rejimin güvencesi sayarak, koruma ve kollama görevini başkasına değil, sadece gençliğe verdin. Bursa Nutku ile hepimize yol yordam gösterdin.
Beklentin, iyi bir eğitimle cumhuriyet ilke ve devrimlerine bağlı, çalışkan ve vatan sözkonusu ise geriye kalan herşeyi ayrıntı gören yurtsever bir gençlik görmekti. Sapmalar olmadı mı? Oldu. Bugün genciyle yaşlısıyla seni, bu toplum için yaptıklarını ve ilerici düşüncelerini yeniden anlamaya ve sana layık olmaya gayret ediyoruz. Yolundan çıkmanın büyük faturasını hep beraber ödüyoruz. Ders almışa benziyoruz.
"Sorunlar karşısında yılmayın, dogmalara, hurafelere prim vermeyin, bilimi kendinize rehber edinin" diyordun. "Kendini sürekli yenileyen çağdaş bir görüşü benimseyin, gereğini yapın," diyordun. "Akıl ve mantık çizsin yolunuzu, benim görüş ve düşüncelerimle çelişse bile, siz bilimin yolunu takip edin," diyordun. Keşke dediklerini küpe yapabilseydik kulağımıza. Keşke seni dinlesek, dediklerini harfiyen yerine getirseydik!
Türk gençliğini Kemalist düşünceler etrafında buluşturmaya, kuvvetli bir Türkiye yaratmak üzere çalışmalar yapmaya, görüş ve düşüncelerinden sapmamaya söz veriyoruz. Son Türk kalana kadar bu direnci göstermekte kararlıyız. Seni hasret ve sevgiyle kucaklıyoruz. Huzur içinde uyu. Seni daha çok anladıkça, daha çok seviyoruz.