Hak, hukuk ve erdem yönetimidir Cumhuriyet. Değerini bilenlere kutlu olsun!
Değişik yönetim biçimleri arasında en çoğulcusu, en toplumcusu olan cumhuriyet, bir fazilet ve erdem rejimidir. Dayandığı temel, demokratik halk egemenliğidir. Ulusal bir değerler manzumesidir. Onu değerli kılan, benzersiz kılan da budur.
Tüm aşamalarıyla dünya üzerinde çok sayıda mazlum uluslara öncü olan, ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında zaferden zafere koşan, tüm savaşları kazanarak taçlandıran Cumhuriyet yönetimi, dünya var oldukça, sahip çıkanı, değer bileni çok oldukça yaşayacaktır.
Her türlü zorluğa, sıkıntıya karşın, şanlı bir geçmişe sahip güçlü, özgürlükçü, barışsever Türk Ulusu, beğenerek seçtiği, kendine yakıştırdığı en uygun yönetim biçimi olarak benimsediği Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatma kararlılığındadır. Cumhuriyet yönetimi, aynı zamanda etnik köken ayrımı yapmadan, dili, dini, ırkı ne olursa olsun her vatandaşımızı kucaklayan, birleştiren, sarıp sarmalayana düşünüşün, çağdaş anlayışın ve akılcı yönetimin adıdır.
Coğrafi konum olarak, dünyanın en stratejik, en özel, en değerli ve en verimli bölgesindeyiz. Gücünü başka ülkeleri sömürmekten alan emperyalist güçlerin at koşturduğu, birbirleri ile güç yarışına girdiği, çekiştiği bir bölgede daha fazla dramlar, trajediler yaşamak istemiyorsak, onun bir parçası olmak, başımıza toplumca iş açmak derdinde değilsek, atamızın bize en büyük armağanı olan Cumhuriyetin önemini kavramak ve hakkını vermek zorundayız. Bu da ancak önce kendimiz sonra herkes için barış istemekle mümkündür. Silah tüccarlarının, kandan beslenenlerin kirli oyunlarına gelmemek, her aşamada duyarlı olmak, oyunu bozmak gerekir. Bilmemiz gereken husus, barış öncelikle yurdumuzda bize gerektir, bunu ulusça anlayıp gereğini yaparak tüm dünyaya örnek olmalıyız.
Her birimiz birer Atatürk olup, sömürüyle mücadele ederek, “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyebilmeliyiz. Güçlüden yana taraf tutarak değil, tam bağımsızlıktan yana taraf olmalıyız. “Türk Ulusunun yaratılışına en uygun yönetim biçimi Cumhuriyettir” diyen atamızı sonsuza kadar örnek almalıyız.
100. Kuruluş yıldönümü yaklaşırken, ülkemizde cumhuriyet yönetimini içine bir türlü sindiremeyen ve Anayasanın değişmez birinci maddesi olan “Türkiye Devletinin hükümet biçimi Cumhuriyettir” ifadesini saçma sapan görüşler ileri sürerek tartışmaya açmak isteyen bağnazların, Orta çağ kafalıların olması yapmamız gereken daha çok iş olduğunu göstermektedir. Bunun toplumca farkındayız, bildiğimiz ve inandığımız tek gerçek, cumhuriyet değerlerini sonsuza dek koruma azmindeyiz.
Bize özveri ile çalışarak Cumhuriyeti armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’e, onun kahraman silah arkadaşlarına ve vatan uğrunda can veren şehitlerimize sonsuz huzur ve rahmet diliyoruz. Onlara saygı duyuyor, çocukları ve torunları olarak gerektiğinde aynı biçimde davranacağımıza söz veriyoruz. Cumhuriyetin nimetlerinden sonuna kadar yararlandıkları halde, utanmadan sıkılmadan ona kara çalanlara değil, onu bir erdem rejimi olarak görenlere “bayramınız kutlu olsun” diyoruz. Son sözümüz budur.
Not: Bu yazıyı yazmama bugün güzel bir olay neden oldu. Sabah kapıyı açtığımızda, karşı komşumuzun oğlu okula hazırlanıyordu. Cumhuriyet Bayramı'nda görev aldığını, okuyacağı şiiri ezberlediğini söyledi. Emekli bir öğretmen olan eşime, “Öğretmen teyze, şiirimi okuyabilir miyim?” dedi, Eşim okumasını, zevkle dinleyeceğini söyledi. Çocuk, öyle candan, öyle inanmış, öyle kararlı okudu ki şiirini, gözlerimiz dola dola dinledik. Geleceğin güvencesi olan çocuklarımıza güvenmekle ne kadar haklı olduğumuz gördük. Cumhuriyet’e inancımız ve bağlılığımız arttı.