MELTEM ESİNTİSİ

İki Bayram Arası Atatürk’e Mektuplar (3)

“Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak!” Mustafa Kemal Atatürk


Güzel Atam, kendini Türk toplumuna adadığını, 57 yıllık yaşamının hemen hepsini yurdun kurtuluşu ve Türk halkının gönenci için harcadığını bütün dünya biliyor. Sapık düşünceliler dışında bunun hepimiz farkındayız.

      

Sevgili Atatürk, senin sınır tanımayan yurtseverliğin ve gösterdiğin özveri, kararlılık ve ödünsüz tavırların sayesinde, bütün dünyanın gıpta ettiği bir Türkiye yaratılmış, Türk halkı bütün unsurlarıyla bir barış ve huzur dönemi yaşamıştı. Bu15 yıllık bir “Pax Atatürk” (tam Atatürk barışı) dönemiydi. 


Halkımız senin çevrende kümelenmiş, yaptığın devrimleri giderek sahiplenmiş, çağdaşlık yolunda attığın adımlara ayak uydurma çabası içine girmişti. Bizi yanıltan o dönemde toplum düşmanı karanlık güçlerin sinip, tırnaklarını saklayıp, karanlık izbelerine çekilip, yeraltında kümelenmeye, uyur yılanı uyandırmak üzere uygun zamanı kollamaya başlamalarıydı. Öngörülemeyen buydu.  


Onlar, toplum aydınlanırsa, bizi seçmezler, adam yerine koymazlar diyen düşük ölçekli siyasetçilerdi. Onlar, toprak reformu yapılır da elimdeki topraklar elimden alınır mı acaba diye tedirgin olan büyük toprak sahipleriydi. Onlar, halkı üzerine bindiği eşek sayan, bindiği eşeğin kendinden akıllı olmasını istemeyen köy sahipleri, ağalardı. Onlar, kursağında padişahın ekmeği olduğunu düşünen asker kökenli kişilerdi. Onlar, dogmaları doğru zanneden, hurafelere inanan, yollarını safsatalara göre çizen, yalan yanlış bilgilerle kutsal inançları ranta çeviren, her koşulda halkın içten duygularını, inançlarını sömüren din bezirganları idi. Medrese hocalarıydı.  


Sen, her fırsatta, “Öncelikle düzeltilecek konular arasında, “ekonomi ve eğitim” başta gelir. Ancak bu yolla ülkemiz bayındır hale gelir, ulus gönenir,” diyordun.


Biz ne yaptık? Dediklerinin tam tersini yaparak, ekonomiyi berbat ettik, eğitimi çıkmaz sokağa çevirdik. “Benim oğlum dua okur, döner döner yine okur”a  doğru ilerleyen bir toplum yarattık. Karanlığı, aydınlığa tercih eder hale dönüştük.  

Sen “üretim” diyordun, biz sadece tüketen, ele güne avuç açan bir topluma dönüştük.

Sen gece gündüz çalışarak, topluma örnek oluyor, “Tek bir şeye ihtiyacımız var. Çalışmak,” diyordun. Bizler, ataleti, hazır yemeyi seçtik. Sıfırı tükettik. Hatalarımızdan ders çıkartmak, doğru kararlar almak yerine konuyu “beka”  sorununa getirip dayadık. Kendi sorumluluğumuzu başkalarının üstüne yıkarak, kurtulmaya,işin içinden sıyrılmaya çalıştık. 

Sevgili Atam, sen bize yaşam boyu rehberlik ettin, doğru yolu gösterdin, ama biz sana yarayışlı insanlar, yurtsever vatandaşlar olamadık. 19 Mayıs 2019 da geldiğimiz nokta, üç aşağı beş yukarı böyle. Başımız sıkıştığında, zora düştüğümüzde adını anar, onun dışında nerede adın geçiyorsa onu oradan siler olduk. Bağışla bizi demeye dilim varmıyor. Sana karşı mahcubuz, devrimlerini iç dış ettiğimiz için yüzümüz kızarıyor, utanıyoruz. Yüzüne bile bakamıyoruz.Üzüntümüz sonsuz.

Yayın Tarihi
28.04.2019
Bu makale 1564 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!