MELTEM ESİNTİSİ

Baba Adam: Hasan Ali Yücel

Ölüm yıldönümünde HasanAli Yücel'e saygıyla

 

17 Aralık 1897 tarihinde İstanbul’da bir çocuk doğdu. Çocuk büyüdü ve Türk Milli Eğitimini şekillendirerek, pek çok olumlu adımın atılmasına neden olarak, adını eğitim tarihine yazdırarak, bu kadar yurtseverce çalışmasına karşın, sonradan kimi çıkar grupları tarafından horlanarak, toplumdan bir ölçüde soyutlanarak yaşamak zorunda bırakılan, ama ülkesine asla küsmeyen olgun bir insan olarak, 26 Şubat 1961 senesinde yine doğduğu kentte İstanbul’da yaşamını yitirdi. Kim bu Türk aydını? Hepimiz biliyoruz onu. En azından adını bir çok kez duyduk. Hasan Ali Yücel.

ATATÜRK, İLK KEZ HASAN ALİ YÜCEL'LE NASIL VE NEREDE KARŞILAŞTI?

Atatürk, İzmir İktisat Kongresi'ne katılmak üzere 17 Şubat 1923 tarihinde İzmir'e gelir. Hasan Ali Yücel de İzmir Lisesi'nde öğretmendir. Kongre devam ederken bir grup öğretmeni kabul eden Atatürk'e Hasan Ali Yücel bu buluşma sırasında ilginç bir soru sorar: “Paşam, gelecekte medreselerin durumu ne olacak?” Bu soru Mustafa Kemal’in öylesine dikkatini çeker ki, sonraki yıllarda ne soruyu ne de soruyu soran genç öğretmeni, Hasan Ali Yücel'i hiç unutmaz.

Yücel’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı aynen şöyledir: “…Bu soruyu soran arkadaşımızın düşüncesine ben de katılıyorum. Gerçekten efendiler, bizim bugünkü medreselerimiz, geçmişte medreseler, yapıldığı zamanki hallerinden çok uzaklaşmışlardır. Ulusumuzun, ülkemizin yüksek eğitim kurumlarıyla bir olması gerekir. Bütün memleket evlatları, kadın ve erkek, orada eğitim görmelidir”. (Karma eğitimin ipuçları var bu cümlede. Üstelik bu önemli soru, kısa zamanda (3 Mart 1924) Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) yasasının çıkmasında önemli rol oynayacaktır. YAS)

Atatürk, Yücel’i sonraki dönemde sık sık yanına alır, müfettişlik yaptığı dönemde yurt gezilerine götürür. Böyle yurt gezilerinden birinde Atatürk, yanında bulunan kimselere yeni bir soru sorar:

“Türk milleti, ne zaman kendini kurtulmuş sayabilir?” Hiç kimse doğru dürüst bir cevap veremez. Hasan Ali Yücel, söz alır ve şöyle bir yanıt verir: “Paşam, Türk ulusu, ne zaman kendisine kurtarıcı arama ihtiyacını duymayacak hale gelirse, o zaman kurtulmuş sayılır.” Der. Cevabı, çok anlamlı ve mantıklıdır. Yücel’in bu yanıtı da Atatürk’ün hoşuna gitmiştir.

Yücel öğretmen, eskimeyen, yaptıklarıyla unutulmayan bir Millî Eğitim Bakanıdır. 7 yıl 7 ay ve 7 gün görevde kalan Yücel, Cumhuriyet tarihinin en başarılı bakanı olarak tanınmaktadır. Öyledir. Öncelikle eğitim tarihine adını yazdıran en önemli eğitim uygulamasının Köy Enstitüleri’nin kurucusu olan bakandır. Bakanlığı döneminde 496 Dünya Klasiğini Türkçeye çevirterek, ak kitapları oluşturan, böylelikle edebiyatımıza çok olumlu katkı sağlayan yurt ulusu bir adamdır kendisi. Sonsuz sevgimiz, saygımız ondan kaynaklıdır.

YÜCEL VE ERTUĞRUL FİRKATEYNİ

Bakan Yücel, baba tarafından posta nazırı Göreleli Hasan Ali Efendi’nin, anne tarafından ise Japon sularında batan Ertuğrul fırkateyni süvarisi deniz albay Ali Bey’in torunudur. Babası Ali Rıza Bey, annesi Neyyire Hanım’ dır.

EĞİTİM YAŞAMI

Eğitim yaşamını sırasıyla “Mekteb-i Osmani”, “Vefa İdadisi”, “Cağaloğlu Darülmuallimin-i Ali”ye (yüksek öğretmen okulu) okullarında sürdürdü. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi ve 19 Aralık 1922 tarihinde Edebiyat ve Felsefe öğretmeni olarak öğretmenlik görevine başladı.

12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin (Türk Dil Kurumu) kurulmasıyla Hasan Ali Yücel etimoloji (sözcük kökenbilim) kolu başkanlığına getirildi. 1935 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nden, İzmir milletvekili olarak meclise girdi ve art arda dört dönem milletvekilliği, 7 yıl da bakanlık yaptı.

VEFA DUYGUSU

Adına okullar, üniversiteler, araştırma merkezleri ve kültür merkezleri açılmayı sonuna kadar hak eden, ama Antalya’nın bir türlü değerini anlayamadığı, kavrayamadığı gerçek bir Türk aydınıdır Hasan Ali Yücel. (Serdengeçti parkındaki yazıyı okuyun. YAS)

EĞİTİM ADINA NELER YAPMADI Kİ!

Dünya klasiklerinin Türkçe’ye çevrilmesinde imzasının olduğunu söyledik.

28 Aralık 1938 tarihinde Hasan Ali Yücel, 2. Bayar hükümetinde Millî Eğitim Bakanlığı’na getirildi (henüz daha tek parti dönemi). Üniversite reformu (Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nin kurulması, Yüksek Mühendis Okulu’nun İTÜ’ye dönüştürülmesi ve Ankara Tıp Fakültesi’nin kurulması), Köy Enstitüleri’nin kurulması, 500 e yakın dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi, ilk resmî ve telifli Türkçe ansiklopedi olan “İnönü Ansiklopedisi”nin ön çalışmalarının başlatılması hep onun Bakanlığı döneminde gerçekleşmiştir.

Bitmedi, Devlet Konservatuvarının kurulması (20 Mayıs 1940), Türkiye’nin UNESCO’ya girişi, hep onun çabaları sonucunda olmuştur. Dört yıllık çabaları sonucunda 25 Haziran 1946 tarihinde Üniversiteler Yasasını çıkartan odur. Bu yasa sayesinde, yüksek öğretim kurumlarının Bakanlıkla olan giriftliği (iç içe geçmişliği) önemli ölçüde gevşetilmiş, göbek bağı kesilerek mevcut kuruluşlar yapısal bir bütünlüğe kavuşturulmuş, böylece üniversiteye organik ve özgür bir karakter kazandırılmıştır. Bunun adı özerkliktir.

Bu yasanın sağladığı bir başka sonuç da, üniversitelerin dışarıdan yönetim yerine içeriden yönetim ve özdenetim olanağına kavuşmasıdır. Ankara Üniversitesi de bu yasanın sonucu olarak kurulmuştur. Üniversiteler, Türk eğitim tarihinde hiçbir zaman onun dönemindeki kadar özerk olmamıştır.

Hasan Ali Yücel, Kurtuluş Savaşı mücadelesinden sonra Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş ve gelişiminde eşine az rastlanan toplumsal bir dönüşüm sürecinin eğitim alanında ki en önemli mimarlarından biridir. (Diğerleri Mustafa Necati, Saffet Arıkan ve İsmail Hakkı Tonguç).

Mustafa Kemal önderliğinde Cumhuriyetin temelini atanlar, çağdaşlaşmanın ve aydınlanmanın önemini kavramış, bunların ulusal bağımsızlığın güvencesi olduğunu görmüş ve yaşadıkları sürece gereğini yapmışlar yurtsever insanlardır.

Hasan Ali Yücel, adanmış kişiliği ile halkın aydınlanmasını amaç edinmiş, bilgi, kültür, sanat ve düşünce düzeyini artırmayı gaye edinmiş bir Türk büyüğüdür.

Yaptıklarına bakılarak Bakan Yücel, yüzyıla yaklaşan cumhuriyet tarihinde en çok iş üreten, en çalışkan, en verimli, eğitime en çok katkı koyan bakan olarak eğitim tarihimizin zirvesine yerleşmiş, geçen zaman içinde aşılamamıştır.

Bütün görev süresince Hasan Ali Yücel, aklın yolundan gitmeyi, bilimin ışığında yol almayı rehber edinmiş, tam bağımsız ve ödünsüz bir eğitim politikası izlemiş, kendisi davranışları ile tüm topluma örnek olmuştur.

Onun bakanlık döneminde yurdun dört bir yanında toplam 20 +1= 21 Köy Enstitüsü açılmış, bize özgü, bizim gereksinimlerimizden doğan bu eğitim uygulaması (Aslında köyü ve köylüyü kendi içinden canlandırmayı amaçlayan gerçek bir eğitim devrimidir. YAS) çağın en önemli atılımı olarak tanınmış ve UNESCO tarafından gelişmekte olan pek çok ülkeye örnek gösterilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılırken partisi ve tutucu partidaşları dışında halka asla gönül kırgınlığı yaşamayan ve bakanlığı döneminde yaptıkları ile ve özellikle köy enstitüleri ile gurur duyan Hasan Ali Yücel, “Göreve geldiğim gün ile görevden ayrıldığım şu an arasında öğretici ve öğrencileri birkaç misli artan ve gelişen eğitim ailesine en derin minnet ve hürmet duygularıyla veda etmekten mutluluk duyuyorum.” diyen, kendini çok aşmış, gönlü yüce, insan sevgisi tavan yapmış bir eğitimci- yöneticidir. Topluma örnek bir kişiliktir.

Onun döneminde, nüfusun çoğunluğunu oluşturan köy ve köylü önemsenmiş, her yurttaş, devletin eşitlikçi ve kucaklayıcı tavrı ile olanaklar ölçüsünde nitelikli eğitimden geçirilmeye çalışılmıştır. Eğitim, bir biçimde köylünün ayağına götürülmüştür.

Onun ardından, geriye dönüşüm hızlanmış, cumhuriyetin kazanımlarından olumlu eğitim hamlelerinden ödünler verilmiş, laiklik yara almıştır. Giderek çağdaşlıktan ve bilimsellikten uzaklaşılmıştır. Geldiğimiz nokta, tersine gidişin bugüne yansımasıdır.

Hasan Ali Yücel, sorumluluk duygusu çok gelişmiş, gerçek bir yurtseverdir. Bunun tartışılması bile yersizdir.

“Benim ülküm yurdun bir an evvel cennet olmasıdır. Temennimiz enstitülü öğrencilerin birer Atatürk olmasıdır. Köy Enstitüleri’nin günahı bile bana yeter.” diyen bir insandır. Hasan Ali Yücel gibi gerçek eğitimci ve devlet adamlarına ve bilime inanan insanlara selam olsun. Yattığı yer ışık dolsun.

İlkeli bakan Yücel, 5 Ağustos 1946 tarihinde 7 yılı geçkin bakanlık görevinden istifa etmiş, istifasının ardından kültür ve sanat işlerine ağırlık vermiş ve gazetecilik görevine dönmüştür.

26 Şubat 1961 tarihinde konuk olarak kaldığı Prof. Dr. Tevfik Sağlam’ın evinde rahatsızlanarak, aramızdan ayrılmış, 2 Mart 1961 tarihinde Ankara Cebeci Asrî Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Işıklar içinde olsun.

Antalya YKKED olarak onu yaklaşan ölüm yıldönümünde saygı ve sevgiyle, özlemle anıyor, verdiği hizmetler için minnet duygumuzu dile getiriyoruz.

Yayın Tarihi
25.02.2020
Bu makale 1435 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!